İstanbul’un çevresinde yeşille mavinin karıştığı bir
peyzaj güzelliği oluşturmayı istediklerini kaydeden Orman Genel Müdürü
Osman Kahveci, "Orman Genel Müdürlüğü’nün bu sahalardan ne pahasına
olursa olsun bol para kazanmak gibi bir politikası yoktur. Bizim için önemli
olan doğanın ve çevrenin korunması" diye konuştu.
Maden sahalarına ilişkin yapılan çalışmaları anlatan Kahveci, sivil toplum
örgütleri ve üniversitelerle birlikte İstanbul’un vizyonuna uygun rehabilitasyon
eylem planı hazırladıklarını söyledi. Maden sahalarında yapılan çalışmaların
ardından açılan alanların rastgele doldurulamayacağını kaydeden Kahveci,
"İstanbul’un her yerine çam dikersek İstanbul yanar. Dünyanın hiçbir yerinde
şehrin çevresi olduğu gibi çam ormanlarla kaplanmaz. İstanbul’un çevresine
yapraklı ağaç dikmeliyiz. O yüzden bu açılan alanları rastgele toprakla
dolduramayız" dedi. Maden sahalarıyla ilgili ihale sürecine ilişkin de bilgi
veren Kahveci şunları söyledi:
"Maden sahalarında açılan çukurların doldurularak tekrar eski haline
getirildikten sonra bize teslim edilmesini isteriz. Fakat son yıllarda
İstanbul’da inşaat sektörü yoğunlaşırken, beraberinde de hafriyat sorununu
getirdi. Maden şirketleri de, bunu fırsat bilerek bozulan sahaları kendileri
doldurmak yerine, inşaat şirketlerine doldurturken bu işten bir de para
kazandı.
Kontrol etmeliyiz
2008 yılında ihalelerde belli bir azalma olmuştur fakat, son dönemde ülkede
yaşanan ekonomik krizden inşaat sektörü de etkilenirken, bize teslim edilen
maden ocağı sahalarında da artış oldu. Şu an elimizde bekleyen 20 tane dolgu
alanı var. Bakın İstanbul’da geçtiğimiz dönemde zehirli variller gündeme geldi.
Biz bu alanları para kazanma hırsıyla ihale edersek, kontrol altına almamız
güçleşir. O alanların neyle doldurulduğunu sürekli kontrol etmemiz lazım. Bunun
için seyyar kontrol ekipleri kurduk.
Öte yandan İstanbul Büyükşehir Belediyesi’yle de sıkıntılar yaşadık.
Mahkemelik olduk, Büyükşehir Belediyesi, bu sahaları belirleme yetkisinin
belediyeye ait olduğu gibi gerekçelerle idaremizin ihale yaptığı ormanlık
alanlara ilişkin kendi mevzuatları gereği vermesi gereken belgeleri vermedi.
Önemli olan çevre
İstanbul’da yapılan madencilik faaliyetleri neticesi bozulan doğal yapının
rehabilite edilerek tekrar doğaya kazandırılması işinin basit bir ormanlaştırma
gibi düşünülmemesi gerektiğinden de hareketle bu alanların bilimsel veriler
ışığında projelendirilmesi hedeflenirken bu konuda çalışmalar başlatıldı ve
bitirilme aşamasına geldi.
Artık gelinen bu süreçte madencilik faaliyetleri sonucu doğal yapısı bozulan
her sahanın toprakla doldurularak rehabilite edilmesi de tartışılmaya başladı.
Bu sahaların bir kısmında oluşmuş bulunan göletlerin korunması sağlandı. Çünkü
bu sahaların flora yaşamına uygun hale getirildiği gibi faunanın da
ihtiyaçlarını giderebileceği bir yaşam alanı oluşturulması da düşünülmektedir.
Orman Genel Müdürlüğünün bu sahalardan ne pahasına olursa olsun bol para
kazanmak gibi bir politikası yoktur.
Devlet kazansın
Orman Genel Müdürlüğü de görevi olmamasına rağmen, maden şirketleri
kazanacağına devlet kazansın diyerek, 1996 yılından itibaren ihaleyle, inşaat
şirketlerine hafriyatlarını dökmeleri için bozulan sahaları açtı. Ancak, orman
kanununda veya yönetmeliklerde böyle bir uygulama olmadığı için, bu ihaleler
ancak genel müdür teklifiyle ve bakan onayıyla gerçekleşti. 1996-2002
yıllarındaki dönemde yapılan çalışmalarla 18 adet 598 bin 800 metrekarelik
sahada 14 milyon 697 bin 475 metreküp döküm hakkı ihale edilmiştir. 2003-2007
yılları arasındaki dönemde de 28 adet 3 milyon 278 bin 601 metrekarelik alanda
57 milyon 97 bin 926 metreküplük toprak döküm hakkı ihale edilmiş, bu sayede hem
rehabilite işlemleri yapılmış hem de döner sermaye gelirleri arttırılmıştır.