Tuna, Batı'dan, Avrupa'nın ortasından Balkanlara kadar uzanan, Avrupa'nın en uzun nehri. Nehir, tarih ve gizem dolu. Romanya ile Sırbistan'ın kesiştiği bu noktada, farklı kültürler de buluşuyor. Sular altında kalmamışsa tabii...
Tuna nehrinin tam ortasındaki Türk adası Adakale gibi. Adanın yaklaşık 40 yıl önce önce sular altında kalmasıyla, Ahmet Engür de evinden olmuş. Eski Adakale sakini Ahmet Engür, "Resimlere bakıp, adanın artık eski yerinde olmadığını görmek beni çok üzüyor" diyor.
Geriye hatıralar kaldı
Deutsche Welle Türkçe'nin haberine göre, farklı kültürlerin izlerini bıraktığı ada ile birlikte, koca bir tarih de yok olmuş. Gerideyse sadece hatıralar kalmış. Ahmet Engür, teknecilerin soluklandığı kulübeyi gösteriyor ve anlatıyor: "Ada sakinleri Osmanlı İmparatorluğu'nun farklı yerlerinden gelmişti. Bosna'dan, Bulgaristan'dan insanlar vardı. Kırgızlar, Aleviler, Sünniler. Arnavutluk'tan gelenler bile vardı. Böyleydi adamız...."
500 metre genişliğindeki ve 1,7 km uzunluğundaki ada önce Avusturya-Macaristan sonra da Osmanlı İmparatorluğu'nun egemenliğindeymiş. Osmanlı, Balkanlar'dan çekilince, Adakale Türk bölgesi olarak kalmış. Türk kültürü unutulmamış. Eski Adakale sakinlerinin sayısı onu geçmiyor. Eski ada sakinlerinden Turgut Hüsref, "Adanın son sakinlerinden olduğum için, hatıralarımıza sahip çıkıyorum. Kimse Adakale’yi hatırlamıyor ama aslında ada hep bizim içimizde" diyor.
Herşey 45 yıl önce başlamış. Romanya ordusu 1967'de adadaki 500 evi yıkmış. Adalıların bir kısmı kıyıya taşınmış, çoğu ise Türkiye'ye göçmüş.
Panzerlerle yıktılar
Patlayıcılar ve panzerler yüzyılların hatırasını yıkmış. Adakale'nin yerini devasa Tuna-Barajı ve hidroelektrik santrali almış. Komünist rejime göre, kalkınabilmek için daha fazla elektrik gerekiyordu. Romanya ile komşusu Yugoslavya, 60’lı yıllarda dönemin dünyada bir nehir üzerinde kurulan en büyük hidroelektrik santralini inşa etti. Adakale sakinlerinin santralin yakınındaki başka bir ada olan Şimian’a yerleştirileceği sözü verilmiş fakat bu söz tutulmamış. Kameraları gören sınır polisi, Engür'ün bugünlük adaya girmesine izin veriyor. Şimian’da yeniden adalarını kurmak isteyen Adakaleliler, kaleden kalan parçaları da tek tek kendi elleriyle taşımışlar. Fakat yetkililer bir süre sonra vazgeçmiş.
Şimian’daki mezarlık. Daha doğrusu mezarlıktan arta kalan yıkıntılar... Ahmet Engür’ün annesinin mezarı da burada bulunuyor. Engür'ün annesi, adada resmi olarak defnedilen ilk ve tek Adakaleli olmuş.