"Pandemi, Kriz ve Gelecek" Etkinliği Gerçekleşti



TMMOB Mimarlar Odası Ankara Şubesi online etkinlikleri "Pandemi, Kriz, Gelecek’’ webinarıyla devam etti. Moderatörlüğünü Mimarlar Odası Ankara Şube Başkanı Tezcan Karakuş Candan ve Sekreter Üye Nihal Evirgen'in yaptığı etkinliğe konuşmacı olarak Mustafa Sönmez, Selin Sayek Böke, Oğuz Oyan ve Aziz Konukman katıldı.

Tezcan Karakuş Candan, "Pandemi kriz ve gelecek tartışmalarını Mustafa Sönmez, Selin Sayek Böke, Oğuz Oyan, Aziz Konukman’la birlikte değerlendireceğiz. Pandemi süreciyle birlikte iktidarlar bunu hem dünyada hem Türkiye’de fırsata çevirdi. Ekonomik krizle birlikte ABD’de başlayan, İtalya’daki turuncu yelekliler derken, neoliberalizmin krizi olan bu krizin ekonomik yansımalarıyla birlikte isyanlarda oluşmaya başladı. Dolayısıyla pandeminin ikinci dalgası sosyal dalga olacak gibi görünüyor’’ dedi.

Alt sınıflar pandemiye daha çok maruz kaldı
İktisatçı, akademisyen ve yazar Prof. Dr. Oğuz Oyan şunları söyledi: "Neoliberal politikaların gelişmiş ülkeler dahil, sağlık sisteminin büyük tahribatının sonuçlarını da taşıyor. Bugün daha çok işin tedavi aşaması açısından sorun olarak ortaya çıktı. Krizin daha büyük nedeni 80 öncesinden bu yana kapitalizmin doğayı talan etmesi ve yağmalamasının etkisidir. Bütün ormanları tahrip ederek hayvan yaşamını, insan yaşamına yakınlaştırmanın sonuçlarını da yaşıyoruz. Sağlık altyapısının çok yetersiz olmasının arkasında neoliberal sistemin her şeyi özelleştirme anlayışının sağlık sistemi de dahil olmak üzere bütün toplumsal mal ve hizmetleri derinden etkilemesi yatıyor. 

 

 

Reklam Goruntulenme Bolumu

 

 

Türkiye açısından kamunun sağlık sistemi payında çok dramatik bir düşüş yok. Üniversite hastaneleriyle birlikte hükümet iktidara geldiğinde 2002’de bu rakam yüzde 90’lardayken, bugün yüzde 75’lerde. Yani ilk bakışta çok büyük bir tahribat yok gibi gözükebilir. Fakat şehir hastaneleri bunların yapılma ve işletilme modelleri, farklı özelleştirme anlayışlarını devreye soktu. Hastane zinciri biri bugün bakan koltuğunda oturuyor. Bundan daha iyi simgesel örnek olamaz. İşleyen bir süreç var. Türkiye’deki görüntüleme cihazlarının aşırı bir şekilde çoğalması, ilaç endüstrisi ile hastane ve hasta ilişkileri, tedavi sağlık hizmetlerini esas alıp önleyici sağlık hizmetlerinden vazgeçmek. Sağlık sisteminin sosyal izolasyonu açısından çok hızlı bir şekilde kopma. Tüm bunlar sağlık sistemini, bu tür salgınlar karşısında çok kırılgan yapıyor.’’

Doğanın talanı ve piyasalaşmış düzen pandemiyi hızlandırdı
CHP İzmir Milletvekili ve ekonomist Selin Sayek Böke ise; "Bütün dünyanın bir ortak aklı yürütmeye ihtiyacı var. Hakiki bir demokrasiye ve piyasalarının kar güdüsüne terk edilmemiş toplumcu bir zihniyete ihtiyacı var. Zaten bir krizin içindeydik pandemi, var olan krizin yapısal nedenlerle ortaya çıktığını daha da su yüzüne çıkarttı. Pandemi sadece sağlık değil bir ekonomik ve sosyal kriz olarak okumak gerekiyor. Pandemiyi de hızlandırmış olan doğanın talanı ve bilimden uzaklaşmış piyasalaşmış düzen, pandeminin sağlık boyutunu da daha ağır yaşamımıza neden oldu. Güvencelere erişim noktasında müthiş adaletsiz hak temelli olmaktan çıkmış bütün dünyada ağır bir tabloyu ortaya çıkardı’’ dedi.

İktisatçı, yazar Prof. Dr. Aziz Konukman da şu değerlendirmeyi yaptı: "Dünyada, Türkiye’de salgına krizde yakalandı. Kapitalist gelişmiş ülkelerde neoliberal reçetelerin ötesine geçildi. Kalıcı olur mu ondan şüpheliyim. Kapitalist örgütlü olan toplumlarda neoliberal politikalarla uyumlu olmayan çözümler üretildi ve önlemler alındı. Almanya ve İngiltere örneğinde olduğu gibi. Neoliberal politikaların laboratuvarı Şiliydi orada bu otoriter bir rejimle denendi. Neoliberal politikaların demokrasi ile birlikte sürdürülebilme şansı yok. Neoliberal rejimler hemen hemen bütün dünyada yayıldı. Neoliberal politikaların yaygın olduğu dünyaya salgın geldi. Kendiliğine bırakırsak, hiç müdahale olamazsak bu açık faşizm adı altında neoliberal politikaların inşasına gidecek. Burada bir müdahale şansı olursa, toplumun geniş halk kesimlerinin ve örgütlü yapıların bir siyaset önderliğinde Türkiye’de ve dünyada seçenek geliştirme şansı var. Restore çabaları da olacaktır.

 

Reklam Goruntulenme Bolumu

 

Keynesci politikaların revaçta olabileceği çağrılar var ama diktatör ve popülist rejimler kolay kolay izin vermeyecek. Bu iklimi olumlu tarafa çevirebilme toplumsal muhalefetin yükselmesi ve siyasal iktidarları zorlama gücüne bağlı. Bunu Türkiye’de ve dünyada yapılamazsa çok sıkıntı olacak. Neler değişecek? Sağlıkta fütursuz bir şekilde ticarileşme eskisi kadar kolay olmayacak Sağlık sektöründeki kamu özel modelini eskisi gibi sürdürebilme şansı olmayacak. Bazı sektörlerde kamulaştırma eğilimleri gerekli olabilecek. Kamusal alan Post Washington uzlaşmasının bütün ısrarına ve diretmesine rağmen genişleyebilecek. En azından başka bir dünya mümkün olmasa bile başka bir dünyayı tartışabileceğimiz  bir zemin mümkün olacak.’’

Bu sağlık sorunu ekonomik krize dönüştü
İktisatçı, Yazar Mustafa Sönmez ise şunları kaydetti: "Dünyanın ve Türkiye’nin geleceği için en önemli şey belirsizliktir. Bu da korono virüsün ortaya çıkardığı atmosferden oluşuyor. Bu defa karakteri tam çözülememiş ödemesi bulunamamış bir sorun karşısında bütün dünya etkilendi.  6-7 ay geçmiş olmasına karşın çözümünün bulunamamış olması nedeniyle sakınmak için sosyal mesafe önlemi bulundu. Bu beraberinde ekonomide kapanmaları ve çok sert talep düşüşlerini getirdi. Bu sağlık sorunu  ekonomik krize dönüştü.  Hükümetler sağlık ve ekonomik önlemler geliştirdiler. Pandemi öncesi yaşama dönüş mümkün mü? IMF 2020 yılında Dünya ekonomisi küçülecek 2021 yılında tekrar suyun üstüne çıkılacak,  bir v krizi yaşanacak diyor. Bütün hesaplar bunun üstüne yapılıyor.  Koronanın hikmeti çözülemedi. Başka türlü ne tür sürprizler barındırdığı, ikinci dalgalarla tekrar nelere yol açacağı bilinmiyor. Koronanın ilk dalgasının ortaya çıkarmış olduğu ekonomik dağılma hemen toparlanacak bir sorun değil.  İnsanlar pandemi sürecinde edindikleri tüketim kalıplarını değiştirmiyorlar yeni tüketim kalıpları deniyorlar.

Pandeminin ikinci üçüncü dalgalar tehdidi ortadan kalmış değil
Sönmez, "İki bilinmezlik var. Pandeminin ikinci üçüncü dalgalar tehdidi ortadan kalmış değil. Sert çöküşler dalgalanmalar giderilmiş değil. Talep dönüşleri henüz yok bundan dolayı da dünyada dağılmaya uğramış küresel zincir tekrar toparlanabilmiş değil. Bunların üstüne bütün ülkelerde devasa bir kamu maliyesi enkazı var. Pandemiyle ilgili yapılmış müdahaleler devasa kamu boç yükünün artırması gibi bir sorunu da ortaya çıkardı. İkinci bir dalga gelirse aynı barut var mı ellerinde emin değilim. Aslında küreselleşmiş dünyada akıl şunu emrederdi. Buna bir küresel savunma geliştirmek. Çıkar çıkmaz kaynağının saklamamak tüm dünyada önlemler almak ve etkisizleştirmek olmalıydı. (...) İnsanlar çok gelir kaybına uğradıkları eski tüketimi devam ettirmeyecekler ve seçici davranacaklar. Turizm sivil havacılık gibi bazı sektörler belini doğrultamayacak. Devletler üstesinden gelemezlerse ne olacak devlet üstü kurumların düzenlemeler yapacağını düşünüyorum’’ diye konuştu.