Şehir Plancıları Potansiyel Suçlu!



TMMOB Şehir Plancıları Odası'nın 24. Genel Kurulu bu hafta sonu gerçekleştirilecek. Genel Kurul, 18 Mart Cumartesi günü Ankara Barosu Eğitim Merkezi Konferans Salonu'nda toplanacak. Seçimler ise 19 Mart Pazar günü Oda genel merkezinde gerçekleştirilecek. Şehir Plancıları Odası'nın 24. Genel Kurulu, oldukça önemli mesleki tartışmaların yaşandığı, meslek alanına ağır saldırıların yöneltildiği bir dönemde gerçekleştiriliyor.

Çünkü, TMMOB çatısı altında, aynı örgütlülüğün birer parçası olarak Şehir Plancıları Odası ile birlikte yer alan Mimarlar Odası'nın, yöneticilerinden bir bölümünün öncülüğünde sürdürülen, ağır tahriklerle süslenmiş bir kampanya, doğrudan şehir plancılarını ve onların mesleki yetkilerini hedef alıyor.

Üniversitelerde verilen mesleki eğitimin içeriğine yönelik düşünceler kisvesiyle başlatılan tartışma, giderek bir mesleğin mensuplarını toplu olarak karalamaya, beceriksiz ve potansiyel suçlu ilan etmeye kadar vardırıldı. Gerek basında, gerek ortak mesleki çevrelerde ve gerekse geliştirilen ikili politik ilişkilerle gündemde tutulmaya çalışılan iddialar, giderek şehir plancılarının sahip olduğu mesleki yetkileri yargı yoluyla iptal ettirme girişimlerine kadar vardırıldı. Söz konusu girişimin sahipleri, bir yandan bir grup meslektaşlarına yetki sağlamayı hedeflerken, diğer yandan ülkemizde yaşanan olumlu kimi gelişmelere karşı gözü dönmüş bir saldırının da tarafı oldular.

Ülkemiz tarihinde ilk kez, bir planlama çalışmasını konu ile ilgili farklı meslek gruplarının katılımıyla, ekip halinde yürütülecek bir çalışma olarak tanımlayan, bu anlamda olumlu yönde atılmış çok büyük bir adım olan, 2863 sayılı 'Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Yasası'nın değiştirilmesine ilişkin 5226 sayılı Yasa, gözü dönmüş saldırganlığın hedefi haline geldi.

Mimarlar Odası, söz konusu yasa uyarınca çıkarılmış olan 'Koruma Amaçlı İmar Planları ve Çevre Düzenleme Projelerinin Hazırlanması, Gösterimi, Uygulaması, Denetimi ve Müelliflerine İlişkin Usul ve Esaslara Ait Yönetmelik' ile bu yönetmeliğin dayanağı olan 5226 sayılı Yasa'yı 'Anayasaya aykırılık' iddiasıyla yargıya taşıdı. Açılan davada, dava konusu düzenlemelerin Anayasa'nın 'Konut Hakkı' başlıklı 57. maddesine; Tarih, Kültür ve Tabiat Varlıklarının Korunması başlıklı 63. maddesine; 'Kanun Önünde Eşitlik' başlıklı 10. maddesine ve 'Çalışma Hakkı' başlıklı 49. maddesine aykırı olduğu iddia ediliyor.

Bunca Anayasa'ya aykırılık iddiası ne için dersiniz?

Yasada yer alan; 'Koruma amaçlı imar planları, müellifi şehir plancısı olmak üzere; alanın konumu, statüsü ve özellikleri göz önünde bulundurularak mimar, restoratör mimar, sanat tarihçisi, arkeolog, sosyolog, mühendis, peyzaj mimarı gibi meslek gruplarından Bakanlıkça belirlenecek uzmanlar tarafından hazırlanır' maddesindeki 'müellifi şehir plancısı olmak üzere' ibaresi için. Mimarlar Odası'nın gözünde 'potansiyel suçlu' durumunda olan şehir plancılarının, Anayasa'yı delik deşik etmesine ramak kalmış görünüyor!

Oysaki; yeni düzenleme öncesinde, koruma amaçlı imar planları herhangi bir başka meslek mensubunu katmadan, bir tek şehir plancısı ya da imar planı yapımı yeterlik belgesini bir şekilde almış az sayıda mimar tarafından yapılabiliyordu. Koruma amaçlı imar planlarını, bir ekip tarafından yapılacak hale getiren ve her tür sit alanında, bir şehir plancısının yanında mutlaka bir mimarın da ekipte yer almasını sağlayan düzenleme, her nedense (!) Mimarlar Odası tarafından iptal ettirilmek isteniyor.

Geçmişte hiçbir mimar katılımı olmadan koruma amaçlı imar planları hazırlanabilirken, içinde mimarların da mutlaka olmasını sağlayan, mimarları doğrudan koruma alanının içine çeken, pek çok mimara yeni çalışma alanı yaratan düzenlemeye Mimarlar Odası yönetiminin 'Anayasa'ya aykırılık iddiası ile dava açmasının gerekçesini kendi üyelerine nasıl açıklayacağını merak etmiyor değilim.

Yapılan yeni düzenlemelere, Mimarlar Odası yönetiminde bulunanların gözüyle, salt yetki ve mesleki çıkar açısından bakıldığında, dava açması gereken meslek grubu, tek başına sahip olduğu yetkiyi ve yapılacak işlerden elde edilecek geliri başka meslek gruplarıyla paylaşacak duruma gelen şehir plancılarıdır hiç kuşkusuz. Ancak şehir plancıları konuya, bir grup mimarın yaptığı gibi kişisel çıkar açısından yaklaşmamış, yapılan düzenlemeleri kentler ve sit alanları açısından olumlu yönde gelişmeler olarak algılamışlardır.

Şehir Plancıları Odası'nın 24. Genel Kurulu'nda bir araya gelecek olan şehir plancılarının; meslek alanlarını doğrudan ilgilendiren son gelişmeleri ve önümüzdeki günlerde ortaya çıkabilecek olası sonuçları tüm boyutları ile tartışması; meslek alanlarını, kentleri ve ülkemizin sahip olduğu kültürel değerleri, tüm düşünce üretimlerini mesleki çıkar ve nefret temelinde geliştirenlere karşı koruyacak önlemleri geliştirebilmesini diliyorum.