İlk üç yılında İstanbul’un en merkezi noktalarından
Altunizade’de akademik hayatını sürdüren Özyeğin
Üniversitesi’nin yeni kampüs inşaat çalışmaları Çekmeköy,
Alemdağ’da başladı. Kampusün mimari tasarımı, Columbia
Üniversitesi Tıp Merkezi, Cambridge Üniversitesi William Gates Binası, Princeton
Üniversitesi Bowen Binası, Oxford Üniversitesi Kimya Araştırma Binası,
University of West Scotland Ayr Kampusu gibi dünyanın önde gelen pek çok
üniversitesinin kampüs ve binalarını da tasarlayan RMJM'e ait.
Doğal malzeme kullanımının ön plana çıktığı Özyeğin Üniversitesi Çekmeköy kampüsü binalarının
tanımlayıcı özellikleri ışık ve şeffaflık olacak. Esnek ve modüler bir anlayışla
inşa edilen kampüs, kaynak ve işletme maliyetlerinin ekonomik kullanımıyla
sürdürülebilirlik konusunda bir örnek teşkil edecek.
Fakülte binaları,
araştırma laboratuvarları, öğrenci yurtları, öğrenci merkezi, sosyal yaşam
alanları ve spor alanlarıyla 100 bin metrekarelik alanda inşa edilen Özyeğin
Üniversitesi kampusu Boğaz geçişi için yapılması planlanan yeni köprünün de
güzergahı üstünde bulunuyor. 100 bin metrekare kapalı alana sahip kampüsün ilk
etapta bir fakülte binası ve öğrenci merkezi hizmete girecek. Özyeğin
Üniversitesi lisans öğrencileri, 2011 - 2012 akademik yılı itibariyle yeni
kampusta öğrenim görecekler. Yeni kampüs ile Altunizade kampüsü ve öğrenci
konukevleri arasında servislerle kesintisiz ulaşım sağlanacak. Özyeğin
Üniversitesi’nin dil hazırlık okulu, işletme yüksek lisans programları, yönetici
eğitimleri ve kuluçka merkezinin faaliyetleri Altunizade kampüsünde devam
edecek.
LEED Sertifikası'na sahip ilk Türk kampüsü
olacak
Özyeğin Üniversitesi Çekmeköy kampüsü, çevre dostu
binalara yönelik uluslararası arenada kabul gören bir sertifika sistemi olan
LEED sertifikasına sahip ilk Türk kampusu olacak. 1998 yılında ortaya çıkan LEED
sertifika sistemi, Amerikan Yeşil Binalar Konseyi (USGBC) tarafından
geliştirilmiş bir çevre dostu bina sertifikasyon sistemidir.
Özyeğin Üniversitesi kampüsünde bulunacak bazı özellikler şunlar
olacak:
• Bina arazisinde, inşaat esnasında ve sonrasında doğal yaşamın
korunmasına azami ölçüde dikkat edilecek. Bina arazisinde bitkilendirilecek
alanların oranı %50’nin üzerinde olacak.
• Yapılaşmanın altyapıya ve
özelikle yağmur suyu şebekesine getireceği yükün en aza indirgenmesi için sert
zeminlerin oranı düşük tutulacak, mümkün olduğunca geçirgen yüzeyler
kullanılacak. Ayrıca çatıya ve diğer sert zeminlere düşen yağmur suyu toplanarak
tekrar kullanılacak.
• Bina ve daha sonra oluşturulacak kampüs çevresinde
toplu taşıma imkanları oluşturularak, bireysel araç kullanımı en aza
indirgenecek. • Bitkilendirilmiş yeşil çatı uygulamasıyla ısı adası miktarı
azaltılacak. • Çevreye daha az zararlı hibrid ve düşük emisyonlu araçların
kullanımını teşvik etmek amacıyla bu araçlara özel park yerleri ayrılacak. •
Musluklardan toplanacak gri suyun arıtılarak, sifonlarda tekrardan
değerlendirilmesi ile su tasarrufunda önemli bir adım atılacak. • Binadaki
enerji harcayan tüm sistemler, LEED tarafından belirtilen prosedürlere uygun
olarak denetlenecek. • Bina kapsamında kullanılan aydınlatma ve mekanik
sistemlerinde enerji verimliliği ön planda tutulacak. • Binada her türlü
sistemin enerji sarfiyatları enerji analizörleri ve akıllı bina otomasyon
sistemleri vasıtasıyla gözlemlenecek. • Proje kapsamında soğutma
sistemlerinde çevre dostu soğutucu akışkanlar tercih edilecek. • İnşaat
esnasında oluşacak atıkların geri dönüşümü ile ilgili kapsamlı bir atık yönetim
planı hazırlanacak. • Projede kullanılacak bazı inşaat malzemelerinin yerel
olması ve en az %20 oranında geri dönüştürülmüş içeriğe sahip olması şartı
aranacak. • Binada inşaat esnasında iç mekanlarda kullanılacak yapı
kimyasalları, insan sağlığına zararlı VOC (uçucu organik bileşik) içerikleri en
az olanlardan tercih edilecek.
• Bina kullanıcılarının sağlıkları ve
yaşam konforu ön planda bulundurulacak. Isıtma ve aydınlatma sistemlerinde
bireysel kontrole önem verilerek enerji tasarrufunun artırılması hedefleniyor.
• Bina tasarımında günışığından en üst düzeyde faydalanılacak.