Bilim, Sanayi veTeknoloji Bakanlığı Bilim ve Teknoloji Genel Müdürlüğü tarafından düzenlenen 'Ar-Ge Merkezleri Zirvesi 2013' kapsamında 'Kamu-Üniversite-Sanayi İşbirliğinde Ar-Ge Merkezlerinin Rolü' konulu bir panel gerçekleştirildi.
Panelin moderatörlüğünü üstlenen Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Müsteşarı Prof. Dr. Ersan Aslan, katma değerli üretim gerçekleştirebilmek ve yüksek katma değerli ürün ihracatını artırabilmek için üniversite, sanayi ve kamunun bir araya gelerek verimli bir şekilde çalışmasının önemli olduğunu söyledi. Ar-Ge merkezlerinin bu üçlünün bir araya gelerek oluşturduğu yerler olduğuna değinen Aslan, kamunun desteklediği 147 Ar-Ge merkezinin içinde, ilk 500 şirket listesindeki sadece 68 şirketin Ar-Ge merkezi olduğuna işaret etti.
Aslan, bütün şirketlere Ar-Ge merkezi kurma noktasında kamunun desteklerinden faydalanmaları çağrısında bulunarak, "Hem sektör hem de üniversiteler, yüksek teknolojili ürünler geliştiremiyorlarsa en azından bölgelerindeki KOBİ üzeri şirketlerin teknoloji kullanımını artırmaya yönelik çalışmalar yapmalı ya da Türkiye'nin toplam ithalatının önemli bir bölümünü oluşturan ara ürün ithalatı listesindeki ürünlerden üretebileceklerine yönelmeli" dedi.
"Sınai mülkiyet, stratejik bir araç olarak görülmeli"
Türk Patent Enstitüsü (TPE) Başkanı Prof. Dr. Habip Asan ise kamu-üniversite-sanayi işbirliğinde sınai mülkiyet konusuna değindiği konuşmasında, sınai mükiyet ile ekonomi arasında sıkı bir ilişki olduğuna dikkati çekerek, sınai mülkiyet yoğun sektörlerin istihdama doğrudan ve dolaylı katkıları olduğunu kaydetti. Türkiye'de son dönemde Ar-Ge konusunda ciddi deneyimler elde edildiğini, ancak bu çalışmaların hem fikri mülkiyetleşme hem de reel sektöre aktarılması noktasında problemlerin olduğunu dile getiren Asan, "Sınai mülkiyet tüm tarafların ortak çıkarlarına hizmet eden ve taraflar arasında işbirliği kolaylaştıran stratejik bir araç olarak görülmeli" dedi.
Yıldız Teknik Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. İsmail Yüksek de dünyadaki değişimin bilim, teknoloji ve insandan oluşan üç ayağı bulunduğunu ifade ederek, 21. yüzyılın başarı faktörlerinin Ar-Ge, girişimcilik ve inovasyon olduğunu söyledi. İnovasyon ve ticari uygulama odaklı anlayışın üniversitelerin önemli işlevleri arasında yer aldığını ve ülke olarak bu kavramların iyi işlenmesi gerektiğini belirten Yüksek, doğru paydaşlar ve doğru projelerle hareket edildiği takdirde özel sektör, devlet ve ünivesitelerin ülkeye faydalı işler yapabileceğini dile getirdi.