Otomobil Bağımlılığı Azaltılmalı



NLA (New London Architecture) oluşumunda ne yapıyorsunuz ve bu oluşum Londra şehri için neler yapıyor? Kentin paydaşlarıyla hangi platformlarda bir araya geliyorsunuz, hangi araçları kullanıyorsunuz?

Bir forum olarak NLA Londra’da kentin gelecekteki biçimi üzerine tartışmaların odağında yer alıyor. Bunun yanı sıra, başkentteki mimarlık, planlama, geliştirme ve inşaat alanlarında ne olup bittiğine ilişkin kalıcı bir bilgi kaynağı olma özelliği taşıyor. Yıllık olarak planlanan bir etkinlik, yayın ve sergi programı, politikacıları, profesyonelleri ve kamuyu, bilgi paylaşımı, politikaların analizi, değişim tartışması ve fırsatların tanımlanması bağlamında bir araya getiriyor. “Kentsel İttifak” olarak da adlandırılan AB Valensiya Deklarasyonu’nda da önemli rol üstlendiğini gördüğümüz hedef kitlesi, bizim toplayıcı rolümüz sayesinde bilgi paylaşımı gerçekleştirirken değişimi de hızlandırıyor. Biz bunu, konferanslar, seminerler, “think tankler”, dersler ve tartışmalar düzenleyerek yapıyoruz; temel araştırmayı ana başlıklara taşıyarak, çıkarımlarımızı yayımlıyoruz. Bu çıkarım ve araştırmalardan yola çıkarak sergiler açıyoruz, bunlardan yakın zamanda yapılanlar: Altyapı, yüksek yapılar ve akıllı kentler gibi konular üzerine. Çoğu etkinlik ve sergi, kullanıcısı olduğumuz Yapı Merkezi’nde yapılırken bunların yanı sıra yerinde etkinlikler de düzenliyoruz. Örneğin; Londra’nın belirli bir bölgesinde bir sabah semineri düzenleyip, bölge özelinde geliştirme önerileri ve bölgesel sorunları tartıştıktan sonra öğleden sonra katılımcılar sabah tartışması yapılan mekânlarda düzenlenen turlara katılıyorlar. Yaptığımız etkinliklere yayımladığımız New London Quarterly’de yer veriyoruz. Burada kentin önde gelenleriyle yaptığımız söyleşilerde, yeni yapıların ve kentteki gelişmelerin kapsamlı bir değerlendirmesini sunuyoruz. Her yıl başkentteki en iyi mimarlık ürünlerine dikkat çekmeyi amaçlayan New London Awards’u düzenliyoruz, sonuçları ayrıntılarıyla yayımlıyor, Guildhall’da büyük bir öğle yemeği daveti veriyor ve kazananları NLA’da sergiliyoruz. “Don’t Move Improve Awards” ise küçük mimarlık pratiklerinin çalışmalarını ve en iyi tasarımlı konut eklentilerini ödüllendiriyor. NLA websitesi, insanları programımız hakkında bilgilendirirken bir yandan da Londra’daki yeni yapılaşmanın bir kesitini sunuyor. Bu özellik, iPad’ler ve taşınabilir aygıtlarda kullanılabilen New London App uygulamasıyla destekleniyor.

Sürdürülebilir ve yaşayan şehirlerin varlığı için NLA gibi oluşumlar aracılığıyla şehir için fikirler önermek, vizyon oluşturmak ve proje üretmek hatta bunları tartışarak yapmak çok önemli. Bağımsız bir oluşum olmasına karşın şehir politikalarını belirleyen karar vericiler üzerinde bir etkiniz ya da gücünüz var mı?

Bizler kısmen “kentsel ittifak”ın yaratıcıları olan karar vericilerle çalışıyoruz. Politikaların ve verinin uzmanlık alanlarına iletiminde ve politika üretenlerin plancılar, mimarlar ve geliştiricilerle temas halinde olmasında anahtar bir rol üstleniyoruz. Örnek olarak yakın zamanda konuttan sorumlu Londra Belediye Başkan Yardımcısı ve bürokratının katılımıyla, kentteki konut krizi ve ne yapılması gerektiğine ilişkin bir tartışma düzenledik. Farklı bölgelerden bilgileri bir araya getirerek kentte şu an kaç yüksek yapının inşa edilmekte olduğu bilgisini, var olan politikaların tam etkilerini görmek üzere politikacılarla ve kamuyla paylaştık. Denizötesi yatırımların Londra konut pazarına etkileri sorunsalını ilk olarak gündeme getiren de biziz. Formel güçlerimiz olmamasına karşın büyük bir etkiye sahibiz.

Daha yaşanır, canlı, çevre dostu, enerji verimliliği artmış ve sürdürülebilir bir Londra yolunda en temel sorunlar nedir sizce?

Londra’nın şu anki en büyük sorunu, büyümesi. Kent nüfusuna her yıl eklenen 70.000 ile 100.000 arası nüfusa karşılık, yeni konut, yeni altyapı, yeni okullar ve yeni çalışma alanları gerekiyor. Belediye Başkanı, yılda 44.000 yeni konut inşa etmeyi planlıyor ancak sektör bunun ancak yarısını karşılayabiliyor. Londra Planı, bu büyümeyi Güney Doğu İngiltere’nin tarım arazileri üzerinde gerçekleşecek verimsiz bir yayılma yerine Büyük Londra Bölgesi sınırları içindeki var olan endüstriyel alanlarda gerçekleştirmeyi öngörüyor. Bu yoğun ve toplu taşıma sistemlerine yakın alanlar, otomobil bağımlılığını da azaltacak biçimde geliştirilebilir.

Her ne kadar “eko-kentler” adı altında yeni kentsel bölgeler projelendirilip inşa edilse de aslında bunların “sürdürülebilir yaşam” için birer deney alanı olduğunun farkındayız. Henüz yaşama geçenlerin nasıl bir fark yarattığına ilişkin somut verileri ileriki yıllarda elde edeceğimizi düşünüyorum. Londra ya da İstanbul gibi tarihsel, derin sosyal, kültürel mirası olan şehirlerde, kent ölçeğinde ya da yerleşme ölçeğinde “yeşil yenileme” ile ilgili ne düşünüyorsunuz? Bu türden şehirlerde bu kapsamda yeşil yenileme çerçevesinde değerlendirilecek 5 acil/önemli strateji başlığı ne olabilir?

Eko Kentler fikri İngiltere’de bir önceki İşçi Partisi Hükümeti döneminde ortaya atıldı. Ancak kırsal alanlarda bunu kendi çevrelerinde istemeyenler -NIMBIES (Not In My Back Yard)- dolayısıyla kabul görmedi ve sonraları bu fikir terk edildi. Mevcut koalisyon hükümetiyse ‘Bahçe Kentler’den bahsediyor ancak buna bir tanım getirmiş değiller. Belki gelecekte Londra’nın kırsal alanlara doğru genişlemesi söz konusu olabilir, ancak şu anki planlar endüstriyel alanların kullanılması ve kentin yoğunlaştırılması yönünde.

Kentleri yenilemenin temel stratejileri olarak şunları sıralayabiliriz:

• Otomobil bağımlılığını azaltmak ve toplu taşıma, yürüme ve bisiklet gibi etkin ulaşımı teşvik etmek.

• Yoğunluğu artırarak servislere ve çalışma alanlarına erişimi kolaylaştırmak.

• Atık bertarafı ve enerji üretimini yerelleştirmek.

• Eski yapıların enerji verimliliğini artırmak ve klima bağımlılığını azaltmak için devlet desteği vermek.

• Enerji tüketimi ve CO2 salınımını azaltma yönünde yeni yapılaşma koşulları getirmek.

Bisikletli şehirleri destekliyorsunuz. Avrupa kentleri, örneğin Londra’da bisikletli ulaşımın durumu nedir? Bisikletli şehirler arasında en iyi örnekler hangileri?

Bence bütün şehirlerin kendilerine uygun bir bisiklet ağına sahip olması gerekiyor. Çünkü insan enerjisinin en verimli biçimde kullanıldığı ulaşım türü olmakla birlikte, temiz, sessiz ve sağlıklı. Ayrıca daha kamusal mekânlar yaratıyor. Farklı kentlerin farklı karakterlere sahip olduğunu anlamamız gerekiyor. Londra, bisikletlilerin işe gidip gelmek için her gün 25-30 mil yol kat ettiği büyük bir kent. Okullarına bisikletle giden çocuklarınsa daha farklı mekânsal gereksinimleri bulunuyor. Kopenhag, Amsterdam, Freiburg ve Seville bisiklet ulaşımında önde gelen kentler ve Londra olarak onlardan öğrenebileceğimiz çok şey var. Londra’ya ve onun ölçeğine özgün çözümler, politikalar üretmeliyiz.

Londra Mimarlık Festivali fikri nasıl doğdu? Arkasındaki fikir neydi?

Venedik Bienali’nden bir Londra Mimarlık Festivali fikriyle döndüm. Venedik’te birçok mimar, dünyanın dört bir yanından gelip çalışmalarını sergiliyorlar ancak kentle çok az ilişki kuruyorlar. Yerel toplulukların katılım sağladığı, kentin mimarlığına katkı koyacak fikirlerin ortaya çıkacağı ve geliştirileceği bir festival yaratmak istedim. Festival bu yıl 10. yılına giriyor, geldiği noktada bugün mimari etkinlikleri kendi programlarının bir parçası haline getiren önde gelen kültürel kurumların katkısıyla gerçekleşiyor. Bunlarla birlikte kenti daha iyi bir yer haline getirmeyi amaçlayan yerel mimarlar ve toplulukları kapsıyor. Örnek olarak Batı Londra’da mimarlar, bölgeyi ikiye bölen 1960’larda yapılmış bir anayol ve üst geçidi iyileştirmek üzere bir araya geldiler ve yolu bir tünelin içine alma fikrini ortaya çıkardılar. Gerçekçi bir tasarım fikri ürettiler ve Belediye Başkanı Boris Johnson tünel projesini yeni altyapı planına dahil etti. Festivalin etkilerine başka bir örnek olarak da NLA dışındaki hilal biçimli bir otoparkı kamusal bir parka çevirmemizi verebiliriz. İki haftalığına taş döşemeleri çimenle kapladık ve insanlar bu yeni parktan yararlandılar. Bunun bir sonucu olarak yerel konseyi otomobillerden kurtulma ve alanı yayalaştırma yönünde ikna ettik. Bu yılki festivalde söz konusu alan bir açık hava sergisine dönüştürüldü, sanat yapıtları ve kent konseyine ev sahipliği yaptı. Festivalin, kenti iyileştirmede bu tür somut etkiler yaratması beni oldukça heyecanlandırıyor.

Reklam Goruntulenme Bolumu