Ortadoğu ve Balkanlar'daki Osmanlı Eserleri Ayağa Kaldırılıyor



Osmanlı döneminde Ortadoğu ve Balkanlar'da inşa edilen, doğal afet, savaş ve diğer nedenlerle zarar görmelerine rağmen zamana direnen eserler, Türkiye öncülüğünde hayata geçirilen projelerle ayağa kaldırılıyor.
Bir program kapsamında Bursa'ya gelen Makedonya Milletvekili ve eski Tarihi Eserler Müzesi Müdürü Behuciddin Şahabi, 1912'lerde Osmanlıların Balkanlar'ı terk ederken, geride çok eser bıraktıklarını ancak ayakta kalanların sayısının çok az olduğunu söyledi.

Bunların bazılarının doğal afetler, savaşlar, sistematik yıkımlar ve göç nedeniyle yıkıldığını, bazılarının da harap olduğunu dile getiren Şahabi, ''Mesela Balkanlar'ın önemli merkezlerinden Üsküp'te Osmanlı döneminde 40'ın üzerinde cami, 120 mescit varmış. Bugünse geriye sadece 24 eser kalmış'' dedi. Balkanlar'daki diğer yerlere kıyasla, Üsküp'teki Osmanlı dönemine ait eserlerin sayısının çok olduğunu vurgulayan Şahabi, şöyle konuştu:
    
''Eserleri, demokrasi hareketlerinden sonra Türkiye ile başlatılan çalışmaların ardından özellikle 1990'dan bu yana gelen yardımlarla onarıyoruz. Türkiye'nin 2000'den sonra kardeş toplumlara yaptığı açılımlardan sonra son derece güzel çalışmalar hayata geçiriliyor. Üsküp'te 6 Osmanlı eserini, Bursa Büyükşehir Belediyesi restore etti. 2 büyük şaheseri de Türk İşbirliği ve Kalkınma İdaresi Başkanlığı (TİKA) ayağa kaldırdı. Üsküp gibi Osmanlı coğrafyasında önemli bir şehir için hakikaten çok önemli bir hizmet bu.''
    
Restorasyon çalışmaları sürerken bölgede eserlerin halen yıkılmaya devam ettiğini dile getiren Şahabi, şöyle devam etti:
    
''Yarı yıkık, tahrip edilen ya da terk edilen camilerin restorasyonunun izni çok zor çıkıyor. Özellikle de Türklerin, Boşnak, Pomak, Arnavut ve Roman Müslümanların azınlık olarak yaşadıkları yerlerde maalesef izin verilmiyor. 2001 savaşında Pirlepe'de kasıtlı olarak, 1475'te inşa edilen Çarşı Camisi yakıldıktan sonra, maalesef halen UNESCO'ya ve diğer kararlara rağmen restorasyonuna izin verilmiyor. Türkiye'den gelen yardımlar sayesinde ve oradaki toplumun daha demokratikleşmesinin yanı sıra siyasiler ve uzmanlar olarak bizler de haklarımız yolunda mücadele ederek, bu eserleri ayakta tutmak için önemli gayret sarf ediyoruz.''
    
''Üsküp'te 2000'den sonra 20'den fazla eser restore edildi''
    
Özellikle 2000 yılından sonra Türkiye'nin yardımları sonrasında bu çalışmaların arttığını ifade eden Şahabi, ''Üsküp'te 2000'den sonra, 20'den fazla Osmanlı eseri aslına uygun olarak restore edildi. İnşa edilmeyi bekleyen çok sayıda eser var. Özellikle Üsküp'te 1925'te kasıtlı olarak yıkılan yüzlerce yıllık tarihe sahip Burmalı Camisinin inşa edilmesi için büyük mücadele veriyoruz. Balkanlar'da ender rastlanan bir mimariye sahip bu camiyi inşallah tekrar inşa edeceğiz'' diye konuştu.
    
''Türk-Osmanlı eserlerini korumak için çalışmalar yapıyoruz''
    
Lübnan Üniversitesi Mimarlık Fakültesi öğretim üyesi ve Belediye Meclisi Tarihi Eserleri ve Kültürel Mirası Koruma Komite Başkanı Prof. Dr. Halid Tadmori de Ortadoğu'da bulunan Osmanlı eserlerinin, diğer bölgelere, Balkanlara, Türk Cumhuriyetlerindekilere nazaran daha iyi korunmuş durumda bulunduğunu kaydetti. Lübnan'ın 18 yıllık bir savaş geçirdiğini anımsatan Tadmori, ''Orada da Osmanlı'dan kalma eserler var. Trablusşam şehrindeki ortak mirasımızı, Türk-Osmanlı eserlerini korumak için çalışmalar yapıyoruz. Bu çalışmalar kapsamında Trablusşam, Türkiye'den Bursa, Konya, Gaziantep, İstanbul'un Fatih ve Ankara'nın Keçiören ilçeleri olmak üzere 5 şehirle kardeş şehir oldu. Aynı zamanda Türk Dünyası Belediyeler Birliğine üye olan ilk Arap şehri oldu'' dedi.
    
''Lübnan'daki Osmanlı eserlerinin envanteri Türk Dışişleri Bakanlığında''
    
TİKA ile Trablus Mevlevihanesi'nin restorasyonunu yürüttüklerini anlatan Tadmori, söz konusu eserin savaş zamanında harap olduğunu söyledi. Eserin ayağa kaldırılacağını belirten Tadmori, şunları kaydetti:
    
''Projesi şu anda bitmiş durumda. Burası bir Türk kültür merkezine, Sufizm merkezine dönüşecek. Burası şehrin çok güzel bir yerinde bulunuyor. Çevre düzenlemesi de yapılıyor. Bittiği zaman çok güzel bir merkez olacak. Benim şahsi olarak yürüttüğüm bir çalışma var. Lübnan'da bulunan Türk eserlerin envanterini çıkarttık. Tam bin 350 tarihi eser tespit ettik. Bunların arasında Memluk döneminden de kalma eserler var ama büyük çoğunluğu Osmanlı dönemine ait. Bu çalışma Türk Dışişleri Bakanlığına ulaştı. Bu bir kitap haline getirilecek ve eserlerin tahrip olanlarını TİKA'nın yardımıyla birlikte restore etmeye başlayacağız.''

Bursa Büyükşehir Belediyesinin, Buğday Çarşısı'nın cephesinin yapımını üstlenmek istediğini dile getiren Tadmori, ''İnşallah yakın zamanda bu proje başlamış olur. TİKA ile Mevlevihane'yi restore ediyoruz. Bunun haricinde başlamış bir çalışma yok. Daha yeni başlıyor bu çalışmalar. Lübnan'da bulunan ve bahsettiğim eserlerin yüzde 70'inin restorasyona ihtiyacı var. Lübnan hükümeti de bunlarla alakalı çalışma yapıyor ama yeterli değil. Çünkü ülke daha yeni savaştan çıktı. Bu nedenle imkanlar da sınırlı'' dedi.