Ayvalık’ta Şeytan Sofrası’na çıkan yol kenarındaki orman yangınını haber aldığımda “ciğerim yandı, Ayvalık’ın ciğeri yandı” dedim dostlarıma...
Lodosun en “delirdiği saatlerde” çıkıyor orman yangını... Ayvalık’ın yeşil bitki örtüsüyle ünlü Şeytan Sofrası beldesinde gece 23.00 sularında üç dört noktada eşzamanlı olarak başlıyor yangın. Yangın değil düpedüz cinayet işleniyor. Rüzgarın da etkisiyle, kısa sürede büyüyen yangın sabaha karşı büyük ölçüde kontrol altına alınmış, 300 hektara yakın alanın kül olduğu Badavut bölgesinde yazlık evler de boşaltılmış. Bölgede müstakil birkaç evin zarar gördüğü bildiriliyor.
Temmuz lodoslarıyla birlikte orman yangınları da başladı. 25 yılı aşkın süredir bu bölgede gazetecilik yapıyorum, Narlıdere’den Kıyıkışlacık’a kadar o kadar çok ormanın önce yakılıp, sonra tarım arazisine, beş yıl sonra da toplu konut arazisine dönüştürüldüğünün tanığı oldum ki. Son zamanlarda bu yangınları hükümetin bir türlü vazgeçmediği 2-B uygulamaları ile açıklamak isteyenler var.
Hükümet Anayasa’nın 169. ve 170. maddelerini değiştirerek 2/B arazilerini satacağını, karşılığında 25 milyar dolar gelir sağlayacağını açıklamış, ancak yükselen toplumsal muhalefete destek veren Cumhurbaşkanı tarafından bu değişiklikler veto edilmişti. İktidar, veto sonrasında gündeme gelebilecek olan halkoylamasını göze alamadığından konuyu dondurmuştu ama bu işteki “tatlı parayı gören” vurguncu tayfası boş durmuyor iki yıldır.
Anayasanın 169. Maddesi’ne göre; “orman olarak muhafazasında bilim ve fen bakımından hiçbir yarar görülmeyen, aksine tarım alanlarına dönüştürülmesinde kesin yarar olduğu tespit edilen yerler” ile “31.12.1981 tarihinden önce bilim ve fen bakımından orman niteliğini tam olarak kaybetmiş olan tarla, bağ, meyvelik ve zeytinlik gibi çeşitli tarım alanlarında veya hayvancılıkta kullanılmasında yarar olduğu tespit edilen araziler ve şehir, kasaba ve köy yapılarının toplu olarak bulunduğu yerler” “Orman” sayılmayarak, ormancılık düzeni dışına çıkarılabilmektedir. Bu yerler, 6831 Sayılı Orman Kanunu’nun 2/B maddesine göre orman dışına çıkarıldığından, buralara kısaca “2B arazileri” denilmektedir.
İşte Ayvalık’taki ve benzer yerlerdeki yangınları bu şekilde açıklıyorlar. Ve diyorlar ki, “Orman” niteliğindeki bir yer, “bilim ve fen bakımından” orman niteliğini kaybetmez; kaybettirilir. Sermayeye karını maksimize etmesine hizmet eden kelepir arsa satışları, bu alanlardan karşılanmamalıdır. Ormanların özelleştirilmesi uygulaması geçmişte denenmiş; ormanların yıkımına ve sosyal çalkantılara yol açtığı görülerek bu yanlış yoldan dönülmüştür. Aynı yanlışta ısrarcı olunmamalıdır. 200-300$ yıllık geliri olan orman köylüsünün 2/B arazisini (göstermelik bir fiyatla bile olsa) satın alamayacağı gerçeği her kes tarafından bilinmektedir.