ODTÜ, Times Higher Education’un (THE)
yaptığı başarılı üniversiteler sıralamasında Bilkent
Üniversitesi’yle birlikte Türkiye’den ilk 200’e girebilen iki
üniversiteden biri oldu. ODTÜ Rektörü Prof. Dr. Ahmet Acar, bu
başarıyı değerlendirirken, hem kampusu hem de kenti ilgilendiren önemli
açıklamalar yaptı. Başarı sıralaması yapılırken, eğitim ortamı, bilimsel
yayınların yarattığı etki, yapılan araştırmalar ve diğer kurumlar tarafından
tanınırlık gibi unsurların dikkate alındığını ifade eden Acar, şunları
söyledi:
“Bu sıralamaya Türkiye’den başka üniversiteler de girmeli. Türkiye’nin
uluslararası rekabeti sürdürebilmesi için dünya ölçeğinde üniversitelere sahip
olması lazım. Bunun için de aktif olarak bir devlet politikası gerekiyor.
Dünya standartlarında
Öğretim kadrosu olarak sunduğumuz programların, öğrenci kalitesinin öğrenci
düzeyinin dünya standartlarında olduğunu söyleyebilirim. Son yıllarda yüksek
lisans ve doktoraya ağırlık vermiş durumdayız. Çünkü Türkiye’nin yüksek oranda
araştırmacıya ihtiyacı var. Şu anda bizde 600 doktora öğrencisi bulunuyor. Diğer
üniversitelerin müstakbel öğretim üyeleri olarak yetişiyor. Araştırma konusunda
öğretim üyesi başına uluslararası proje bütçesi ve toplamlarına bakarsanız, açık
ara öndeyiz. AB projelerinin toplamına bakarsanız, hem bitirdiğimiz hem şu anda
devam eden toplam faaliyetlerimiz, bizden sonra gelen üç üniversitenin
toplamından fazla. Dolayısıyla uluslararası yayın da aynı şekilde. ODTÜ sadece
ulusal değil uluslararası araştırma alanında da kendisini kabul ettiren bir
üniversite. Bu alanda daha da iyisini yapmak istiyoruz. Her hafta en az bir ya
da iki uluslararası heyet üniversitemize işbirliği yapmak için üniversitemize
geliyor.”
Site yapılmak isteniyor
Eymir Gölü’yle ilgili eleştirileri de yanıtlayan Acar, “Zaman zaman yanlış
şekillerde gündeme geliyor, Eymir Gölü’ne vatandaş giremiyormuş gibi. Yok böyle
birşey. Bugün gidin kapıdan yaya olarak rahatlıkla girebilirsiniz” dedi.
Yalnızca araç girişini kontrol altına aldıklarını ifade eden Acar, şunları
söyledi:
“Çünkü araç girişini kontrol etmediğimiz takdirde, orası kilitleniyor,
insanların yürüyecek yerleri kalmıyor. Diğer yandan, bütün orman arazisi topluma
açıktır. Oran’da ODTÜ ormanı herkese açık. Çiğdem’de bir ay kadar önce üç genç
yangın çıkarttı. Şimdi biz ‘kapattık mı’ diyelim, ama bu çare olmaz. ODTÜ bütün
bu bölgedeki ormanı zaten yaratan üniversitedir. 1970’lerdeki ağaçların
boylarına bakın, bunların hepsi sıfırdan dikilen ağaçlar. 30 kilometrekarelik
orman alanına ODTÜ sadece kendi kaynaklarıyla sahip çıkıyor, bunu da bütün
Ankaralılara açıyor. Bizim iddiamız ve amacımız o bölgedeki hem orman alanını,
hem de göl alanını yapılaşmadan uzak doğal haliyle korumaktır. Birtakım
insanların iştahını kabarttığını biliyoruz.
Göl manzaralı birtakım siteler yapılmak istendiğini de biliyoruz. Ayrıca bir
seçenek de vardır, Eymir’in hemen yanı başında Mogan Gölü vardır. Büyükşehir
Belediyesi Mogan’da birtakım tesisler yapmıştır. O tür bir ortamdan hoşlananlar
oraya gitsin. Daha doğal bir ortamda sazlıklarına, kuşlarına, balıklarına kadar
hiç dokunulmamış bakir bir alandan hoşlananlar Eymir’e gelsin. Dolayısıyla,
halka açık bir şekilde mümkün olduğunu kadar orijinal halini korumak istiyoruz.
Bütün altyapı bakımını yapıyoruz zaten.”
Kosova’ya üniversite
KKTC kampusunun ardından diğer ülkelere de kampus kurulmasının gündeme
geldiğini ifade eden Acar, “Hükümetin Kosova’da bir üniversite kurma projesi
var. Dışişleri Bakanlığı’dan böyle bir öneri geldi bize. Değerlendirdik, iki
seçenek geliştirdik. Bunları hem Cumhurbaşkanlığına, hem Dışişleri Bakanlığı’na
sunduk. Kampusun kurulup başarıyla yürütülmesi için birtakım koşulların
sağlanması gerekiyor, onlardan yanıt bekliyoruz. Bütçe meselesi biraz da.
Uluslararası bir mutabakat da sağlanması gerekiyor” dedi.
Teknokent’te en öndeyiz
ODTÜ’deki teknokent çalışmalarıyla ilgili bilgiler veren Acar,
“Teknokentimiz, dünyada en büyük 10 üniversitenin teknokenti arasına girebilecek
düzeydedir. Şu anda toplam şirket sayısı 260 civarında. Bunların hepsi ileri
araştırma yapan firmalar. Bunlar her yıl sadece fikir-mülkiyet hakkından
kaynaklanan 50 milyon dolar civarında bir ihracat gerçekleştiriyor. Sadece fikir
ürünü satıyor. Sadece tasarım, ürün, teknoloji geliştirme üzerine sağladıkları
gelirler bunlar. Ve şu anda 28 tane uluslararası patent başvurusu devam ediyor.
Intel, bir Lübnan ve bir de Suudi Arabistan firması ile birlikte bir konsorsiyum
kurduk. Ve bu konsorsiyum şu anda eneji verimliliği konusunda çalışmalar
yapıyor. Şu anda böyle bir proje yürüyor. 2.5 milyon dolarlık bir makine ekipman
bu konsorsiyum tarafından ODTÜ’ye hibe edildi.
Özgürlük ama şiddet olmadan
ODTÜ’nün hür türlü fikir ve düşüncenin tartışılabileceği en özgür üniversite
olduğunu savunan Acar, şunları söyledi:
“Ülkenin koşulları da değişiyor. Şimdi 1960’ların ortamından farklı,
dolayısıyla öğrenci hareketlerinin dili de değişti. Ama, ODTÜ öğrencisi bence
hala özgür düşünen, sorgulayan, araştıran ve kendi düşüncesini rahatlıkla ifade
edebilen bir durumdadır. Üniversitede öğrencilere her türlü özgürlük ortamını
sağlamaya çalışıyoruz. Ama belirli çizgilerimiz var. Şiddet olmayacak, bir
başkasının özgürlüğüne engel olunmayacak, üniversitelerin faaliyetleri
engellenmeyecek, ve herhangi bir mala zarar verilmeyecek.”