EKODesign 2011’in “vaka etüdü” oturumu, Türkiye’den en yeni ve öncü yeşil
bina örneklerini bir araya getirdi. Altensis Kurucu Ortağı, Yeşil Bina
Danışmanı Berkay Somalı’nın moderatörlüğünde gerçekleştirilen oturumda,
Adana’da Toyota Onatça, Ankara’dan Eser Holding Merkez Ofisi ve
İstanbul’dan Tekfen Levent Ofis ile Tekfen Kâğıthane OfisPark
projeleri, sürece ilişkin ilgi çekici anekdotlar ve yol gösterici teknik
detaylar eşliğinde paylaşıldı.
Oturumda gerçekleştirilen ilk “yeşil bina
etüdü”, Onatça Şirketler Topluluğu CEO’su Süleyman Onatça tarafından
sunulan Adana’daki “Toyota Onatça” oldu. BREEAM sertifikasyon sistemi
üzerinden “çok iyi” olarak derecelendirilen yapının ortaya çıkış hikayesini
izleyiciler ile paylaşan Onatça’nın, yeşil bina gerekliliklerini günlük
alışkanlıklar ve geleneksel davranış kalıpları üzerinden tiye alan
konuşması, salonu sık sık kahkahaya boğdu.
Yeşil Peyzajda
Kayısı Ağaçları ve Susuz Pisuar Karşısında Abdest Tartışması
Onatça
sözlerine, “su” konusunu tartışmaya açan bir konferansta, şayet önlem
alınmazsa bir şişe su için dahi kavga edeceğimizin anlatıldığını ve kendisi
için ilk uyanışın bu olduğunu aktararak başladı. Bunun üzerine ilk olarak
aile içerisinde, ev ortamında ve hemen ardından iş yerinde, bir takım
alışkanlıkları “yeşil” yönde değiştirmeye gayret ettiklerini belirten Onatça, şirket için
yeni bir bina inşa edilmesi gerekliliği ortaya çıktığında da “yeşil bir bina”
olmasını istediklerini, dolayısıyla ilk iş olarak Altensis’e başvurduklarını
söyledi.
BREEAM sertifikası almak için bina tasarımı ve
uygulaması aşamalarında yerine getirdikleri bir dizi kriteri detaylı olarak
paylaşan Onatça’nın sunumu günlük hayattan, samimi ve keyifli anekdotlar
içeriyordu. Onatça’nın, peyzaj içerisinde bulunankayısı ağaçlarından bu
yaz yüklü miktarda mahsül alacak olmalarından sevinçle bahsetmesi,
ziyaretçilerinin susuz pisuar karşısında “Nasıl abdest alacağım?” sorusunu
yönelttiklerini, kendilerinin ise tuvalete üzerinde yeşil yaşam ile ilgili
yazılar bulunan bir duvar aplike ettiklerini aktarması, tüm izleyicilere keyifli
anlar yaşattı. Onatça sözlerini, “E sınıfı enerji sertifikası alalım dediler.
Bense ‘A’sı varsa onu alalım’ dedim ve başardık” cümleleri ile
sonlandırdı.
“Sadece yeşil ve güzel görünsün diye yapı içine ağaç
koymanın bir anlamı yok!”
Oturumun ikinci proje sunumu, Tefken
Emlak Geliştirme Teknik Müdürü, Çevre Mühendisi Oğuz Kösebay’dan geldi.
Türkiye’nin LEED Gold sertifikalı ilk ofis binası olan Tefken Levent Ofis ile
LEED sertifikası için çalışmaları süren EAA imzalı Tefken Kağıthane OfisPark
projelerini karşılaştırmalı olarak aktaran Kösebay, “yeşil strateji” ve
“sürdürülebilirlik ajandası” kavramlarını vurguladı.
Kösebay, her iki
yapının da tasarım süreci hakkında detaylı bilgi verirken, Levent’te “tezatlık”
ve “sıyrılma çabasının”, Kağıthane’de ise “bütünleşikliğin” temel tasarım
yaklaşımını oluşturduğunu dile getirdi. “Sadece yeşil ve güzel görünsün diye
yapı içine ağaç koymanın bir anlamı yok!” diyen Kösebay, Levent Ofis bünyesinde
bu kararı anlamlı kılan teknik yolları detaylandırdı. Kösebay, “Birkaç sene
içinde umarım burada ‘yeşil’ yerine ‘sürdürülebilirlik’ konuşuyor oluruz”
diyerek sözlerini
noktaladı.
Üniversite tezlerine konu olan
bir “yeşil bina”: Eser Holding Merkez Ofis
Oturumun son vaka etüdünü
gerçekleştiren Eser Holding A.Ş. Yönetim Kurulu Başkan Vekili, İnşaat Y.
Mühendisi Can Adiloğlu, Türkiye’nin LEED Platinyum sertifikasına sahip ilk
binası olan Ankara’daki Eser Holding Merkez Ofis binasının üretim sürecini
detaylandırdı.
Yapının tasarımına, çalışanlar arasında yapılan bir
anket ile başladıklarını dile getiren Adiloğlu, binanın
kullanıcılarının ihtiyaç ve alışkanlıkları belirlemede söz konusu anketin çok
yararlı olduğunu vurguladı. Adiloğlu, Eser Holding Merkez Ofis binasının “yeşil
bina” olma düsturu ile ilk adımları atılmış bir proje olmadığını, ancak
kendilerinin olağan şekilde aldıkları kararların tam olarak bu yola işaret
ettiğini belirtti. Adiloğlu, sürecin sonunda neredeyse yalnızca belgelerini
sunduklarını ve gerçekten de sertifikaya layık görüldüklerini
hatırlattı.
Adiloğlu
projeciler, danışman ve işveren arasındaki paslaşmadan doğan bir “yeşil proje
ekibi” kurduklarını ve Eser Holding Merkez Ofis binasının bu sayede “örnek
model” teşkil ettiğini savundu. Yapının içerdiği işlevlerden malzeme
kullanımına, merkezi konumundan atık yönetim sistemine çok sayıda teknik ve
tasarımsal bilgiyi paylaşıma açan Adiloğlu, kendi kategorisinde uluslararası
LEED sıralamasında 11. sıraya oturan Eser Holding yapısının, puanlamasına
gelmesi beklenen düzeltme ile dördüncülüğe yükselebileceğini de
müjdeledi.
Adiloğlu, bugüne kadar 400’ü aşkın öğrenci tarafından ziyaret edildiğini
belirttiği yapının, üniversite öğrencilerinin tezlerine de konu
olduğunu ekledi.