Muğla'nın Bodrum ilçesinde temmuz ayı içerisinde meydana gelen orman yangınlarının arazi rantçıları tarafından çıkarıldığı iddia ediliyor. Yangının özellikle rüzgârlı günlerde, aynı anda birkaç noktada başlaması kasıt ihtimalini güçlendirirken yanan bölge ile ilgili Turizm Bakanlığı'nca alınan son kararlara dikkat çekiliyor. Bakanlık, kül olan 300 hektarlık ormanlık alanın da içinde bulunduğu bölgeyi 'turizm gelişim bölgesi' ilan etmişti. Bodrum ilçesinin yeni imar planı da 7 Haziran 2007 günü askıya çıkarıldı. 7 Temmuz 2007 tarihinde ise orman yangınları patlak verdi. Yalı beldesi Kızılağaç Mahallesi Muhtarı Erol Köse'nin verdiği bilgiye göre bölgedeki özel mülke konu arazilerin yüzde 20'si son iki senede el değiştirdi. Fiyatlar da katlandı. İmar planıyla yapılaşmaya açılan arazideki en büyük engeli ormanlar oluşturuyor. Yangınla orman vasfını kaybeden Hazine'ye veya özel şahıslara ait mülkler, konut yapmak için uygun hale geliyor. Devamı sayfa 6'da
Ağaçlık alanı yakmanın konut olarak geri döndüğüne dair iddianın Bodrum'dan iki somut örneği var. Konacık beldesinde birkaç sene önce çıkan orman yangınından sonra yanan arazinin bir kısmı ağaçlandırılmak üzere özel bir vakfa tahsis edildi. İstanbul merkezli bu vakıf, ağaçlandırdığı Hazine'ye ait orman arazisini Maliye Bakanlığı'ndan satın aldı. Kentsel Gelişim Bölgesi ilanıyla imara açılan bu arazide şimdi yapılaşmaya gidilecek. Yine 5 yıl önce Bodrumlu bir aile 'orman gözüküyor' diye inşaat yapamadığı zeytinliğini para verip yaktırdı. Kayıtlara orman yangını diye geçen bu olayda gerçeğin ortaya çıkmaması için arazi sahibinin İzmir'e düğüne gittiği gün yangın günü olarak seçildi.
Bodrum Kızılağaç'ta 300 hektar alanı kül eden yangın, Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın Turizm Gelişme Bölgesi ilan ettiği alanda bulunuyor. Bodrum'da yeni konut ve turistik tesis alanlarına açılan bu bölge şu anda rantı en yüksek yerler arasında gösteriliyor. İlçenin kaderini değiştireceği iddia edilen yeni imar planı 7 Haziran 2007 günü askıya çıkarıldı. 1 aylık askı süresinin dolmasına iki gün kala 7 Temmuz 2007 tarihinde de orman yangınları patlak verdi.
Bakanlığın bölgeyi Turizm Gelişim Bölgesi ilan edeceğinin açıklandığı son iki yılda ilçede türeyen komisyoncular köylünün elindeki "sit alanı diye işe yaramayan" arazilerin büyük bölümünü topladı. Köylünün sitten çıkaramadığı bu toprakları yeni sahipleri dava açarak veya sit alanındaki araziyi Hazine ile takas ederek değerli kılıyor. Köylülerin başaramadığını araziyi satın alanların çok kolaylıkla yapmalarını Bodrum Belediye Başkanı Mazlum Ağan, köylülerin mahkeme ve devlet kurumlarıyla uğraşmak istememelerine bağlıyor. Son yıllarda bölgede "doğal sit tüccarları"nın doğduğuna dikkat çeken Ağan şunları dile getiriyor: "sit alanlarını toplayanlar var. Biz de duyuyoruz. Takas diye bir sistem var. Yerli halk devlet bürokrasisi ile uğraşamaz. Mal sahipleri Ankara'ya gidip derdini anlatamaz. İşin inceliklerini iyi bilen biri arazileri toplar, takas yapabilir."
Yalı beldesi Kızılağaç Mahalle Muhtarı Erol Köse, ormanı ikiye bölen karayolunun alt ve üst tarafında rüzgârlı bir günde aynı anda başladığı tespitinde bulunduğu yangının kasten çıkarıldığını söylüyor. Yangını köylülerin çıkardığı iddialarını asılsız bulan Köse, "Köylüler sit kararını beğenmese de tepkilerini ormanı yakarak göstermez. Rüzgârsız günlerde çıkan yangınları biz köylüler büyümeden söndürüyorduk. Rüzgârlı günde çıkarıldığı için büyük oldu." bilgisini veriyor. Muhtar, yeni planla birlikte arsa fiyatlarının da artmaya başladığını belirtiyor.
Bodrum ilçesinin tamamını içine alan Turizm Bakanlığı İmar Planı, 9 Temmuz 2007 tarihinde yürürlüğe girdi. Yeni plan ile yangınların ilişkilendirilemeyeceğini söyleyen AK Parti, Bodrum Belediyesi Meclis Üyesi Mehmet Akif Demiröz, ilçenin olumlu yönde kaderinin değişeceğini dile getiriyor. Yeni imar planında, üç golf sahasının belirlendiğini, sanayi ve otogar için yeni alanların tespit edildiğini anlatan Demiröz, imar dışı olan bazı yeni sahaların da konut yapımına açılmış olduğunu vurguladı. Mevcut durumu resmeden yeni planın işlendiği haritada kıyıların tamamına yakınının zaten yapılaşmış olduğuna dikkat çeken Demiröz, planda tarım ve orman alanlarının da aynen korunduğunu ifade ediyor.