Zeytinburnu’nda tarihi silueti etkileyen 3 gökdelen için İstanbul 4. İdare Mahkemesi’nin verdiği karar büyük yankı uyandırdı. Radikal'in haberine göre, mahkeme, kamu yararı olmadığını ve İstanbul’un tarihi ve kültürüne olumsuz etki yaptığına hükmettiği gökdelenlerin yapımına onay veren imar planlarını iptal etti. Bu karar bir yıkım kararı değil. Zaten açılan dava da yıkım kararı için değildi. Gökdelenlerin yapımına onay veren 1/1000 uygulama imar planı ile 1/5000 ölçekli nazım imar planlarının iptaline yönelikti. Dolayısıyla bu planlara göre verilen inşaat ruhsatını mahkeme iptal etti. Danıştay’ın da mahkeme kararını onaması halinde ‘Onaltıdokuz Kuleleri’ kaçak duruma düşecek. Böylelikle binaların yıkımının önü açılacak. Sonraki aşamada İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) isterse binaları baştan sona yıkabilir. Ya da bir kısmını tıraşlatarak, mahkemenin itiraz ettiği imar yasasına uygun hale getirilebilir.
Şirket itiraz edebilir
Gökdelenlerin sahibi Astay Gayri menkul İnşaat Şirketi’nin itiraz hakkı da var. Şirket, “Ben planlara uygun inşaat yaptım. İnşaat yapma ruhsatımı da İBB ve Zeytinburnu Belediyesi’nden aldım. Hukuka aykırı işlemim olmadı. Zararımızı kim karşılayacak’?” diyerek tazminat isteyebilir. Kaldı ki 4. İdare Mahkemesi’ndeki savunmasını da şirket bunun üzerine kurdu ve özetle şöyle dedi: ‘‘771 ada 12 parsel sayısında kayıtlı taşınmaz için hazırlanan planlar ve düzenlenen inşaat ruhsatı nedeniyle hukuki, güncel ve meşru bir menfaatin ihlal edilmemiş olduğu açıktır.’’ İBB ya üç gökdelen kaçak duruma düşeceği için tazminatı göze alıp yıkım kararı alacak ya da binalara iskan ve oturma izni vermeyecek. Şirket böyle bir durumda rezidanslar ve oteli işletemeyecek. Özetle bundan sonraki süreç oldukça karmaşık.
Sonu Park Otel gibi mi olacak?
Kulelerin içindeki durum Taksim’in göbeğinde yükselen ‘Park Otel’ ve Dolmabahçe’nin sırtına hançer gibi saplanan Gökkafes için de yaşanmıştı. Park Otel 1979’da yıkılarak yerine 23 katlı yeni bir bina yapılmıştı. 1989’da Mimarlar Odası ve dönemin İBB Başkanı Nurettin Sözen’in, ‘kentin siluetini bozduğu’ gerekçesiyle açtığı davalar sonucu 18 katı inşa edilen otelin yapımı yanındaki Alman Konsolosluğu’nun hizasına getirilme talebiyle durduruldu. 1993’te otelin 10 katı yıkıldı ve yüksekliği konsolosluğun seviyesine getirildi. Uzun yıllar da otopark olarak kaldı.
Şimdi sırada neler var?
Şişli likör fabrikası arazisine yapılan 157 metre yüksekliğindeki iki gökdelen için İstanbul 6. İdare Mahkemesi yürütmeyi durdurma kararı aldı. Gerekçe emsal artışlarından kaynaklı şehircilik ilkelerine uymaması. Yanında yapımına izin verilen eski Ali Sami Yen Stadı’ndaki gökdelenler için de Mimarlar Odası’nın açmış olduğu dava sürüyor. Beşiktaş Dolmabahçe Sarayı’nın yanında Başbakanlık ofisine komşu ve geçen günlerde açılan Shangri-La Bosphorus Oteli’nin yapıldığı eski tütün deposu ile ilgili de mahkeme sürüyor. Boğaziçi İmar Yasası’na, 2863 sayılı eski eserlerin korunması hakkındaki kanuna aykırı yapılan inşaatın da yıkımı gündeme gelebilir.
134 metrelik kanunsuz yapı
Gökkafes İstanbul’un orta yerinde 134 metrelik kanunsuz bir yapı. Sultan Abdülhamit, 1908’de tapuya, “Dolmabahçe vadisinde, Taşkışla, Gümüşsuyu ve Maçka askeri kışlalarıyla İstanbul’a havagazı dağıtan Gazhane tarafından çevrelenen araziye güvenlik gerekçesiyle inşaat yapılamaz” kaydı koydurdu. Araziyi sekiz ayrı kişiden 159 milyon liraya alan Mustafa Süzer, şerhi kaldırdı. Ancak ‘her türlü tapu kaydı mahkemece değiştirilir’ kuralına uyulmadı. İnşaat projesi 1983’te önce 24.5 metrelik bina için onaylandı. Nurettin Sözen’in başkanlığı döneminde yan parsellere tecavüz edildiği gerekçesiyle inşaat mühürlendi. Beyoğlu Belediyesi’nin hukukçuları Abdülhamit şerhinin tapuya konulması için yeniden mahkemeye başvurdu. Bir gecede arazi Şişli Belediyesi’ne geçirildi.