OMA'nın Yeni "Çin Merkez Televizyonu" Binası'nın Ardındaki Beyin 35 Yaşındaki Ole Scheeren, "Star" Mimarlığın Yeni Adayı
























Rem Koolhaas’ın 1975’de kurduğu OMA’nın aynı zamanda ortağı olan Ole Scheeren, CCTV projesinde mimar, mühendis ve tasarımcılardan oluşan 400 kişilik bir ekibi yönetiyor.

Ole Scheeren’in ilginç bir hikayesi var. Almanya’nın Karlsruhe şehrinde doğan Scheeren, mimar olan babasından da etkilenerek henüz 18 yaşındayken yerel mimari bürolara maket hizmeti veren bir ofis açarak mimarlıkla tanışıyor. 19 yaşında ise ilk mimari uygulaması olan bir yapının mağazaya dönüştürülmesini gerçekleştiriyor. Ancak mimar bir babaya ve mimari bir geçmişe sahip olması onu mimarlıktan farklı bir şeyle uğraşmaya yöneltiyor. Scheeren o yıllarda tek yapmak istediği şeyin “rock müzik yapmak olduğunu” ve “mimar olmak istemediğini” söylüyor.

Scheeren, fikrinin değişmesine neden olan şeyin Rem Koolhaas’ın Karlsruhe’de tasarladığı “Sanat ve Medya Teknolojisi Merkezi”yle karşılaşması olduğunu söylüyor. “Böyle bir şeyin yapılması mümkün olabiliyorsa mimarlık yapılmaya değer bir meslek” diye düşünen Scheeren, bu dönüm noktasında, binaları gezip görerek neyle ilgili olduklarını anlama ve mimarlık okuluna girme kararı alıyor.

Bu amaçla bütün Batı Avrupa’yı küçük arabasıyla dolaşmaya başlayan Scheeren, İsviçre’nin Lozan şehrinde kullanıcısıyla konuşmasının ardından etkilendiği küp formundaki bir konutun mimarıyla çalışmaya başlıyor. 1 sene süren bu çalışma sürecinde, daha sonra mimarlık okuduğu “Technische Hochschule Karlsruhe”de öğrendiklerinden çok daha fazlasını öğrendiğini özellikle vurguluyor Scheeren. Mimarlık okulunda “birşeyleri henüz yapmaya izni olmadığının sürekli yüzüne vurulduğunu”, ancak mezuniyetine engel olmaya cesaret edemediklerini söylüyor. Daha sonra Londra’ya yerleşen Scheeren, yeni mimarlık okulundaki ilk günün akşamında bunun kendisine daha fazla bir şey katmayacağını hissederek OMA’ya iş başvurusu yapmak üzere ertesi gün tası tarağı topladığını söylüyor.

Koolhaas ve Scheeren
Portfolyosuyla Rem Koolhaas’ın karşısına çıkan Scheeren, portfolyosunda bulunan Almanya’da tasarladığı bir binayla, Koolhaas’ın o sıralar üzerinde çalışmakta olduğu Bordeaux’daki bir ev projesi arasındaki benzerliğin Koolhaas’ı şaşırttığını ve bu projeye Scheeren’i dahil etmeye karar verdiğini söylüyor.

OMA’daki 1,5 senelik çalışmasının ardından farklı birşeyler de yapmak istediğini Koolhaas’a söyleyerek New York’a giden Scheeren, “2x4” grafik tasarımcılarıyla bir süre çalışmasını takiben Londra’daki Architectural Association School’a dönerek burada Vauxhall bölgesi için yeni bir kentsel stratejinin de aralarında bulunduğu çalışmalar yapıyor.

Daha sonra yeniden OMA’ya çağırılan Scheeren, 2002’da OMA’ya ortak oluyor ve New York, Los Angeles ve San Francisco’daki Prada mağazalarının tasarımcılığını ve proje yöneticiliğini yapıyor. Scheeren Çin’e yaklaşımını ise “Batılı mimarlar için bir pazar olmaktan öte kendi içinde ilginç bir yer” olarak belirtiyor.

Daha önceleri Koolhaas’la eş anlamlı gibi görünen OMA’nın son dönemdeki önemli projelerini yürüten genç ortakların fazlalığı, medya tarafından “babanın ölümü” olarak nitelendirilirken, bu durum Koolhaas’a sorulduğunda şu yanıtı veriyor: “Ben zaten OMA’yı kurarken kendi ismimi arka planda tutmak istedim, sorumluluk sadece bende olsun istemedim ve takım çalışmasını hedefledim. Adımın bu kadar gündemde olması sadece benim yeteneğimle ilgili değil, “star” mimarlara karşı bir histeri var. Tüm işleri bir kişinin yaratabileceğine inanılması tamamen saçma”

Scheeren daha önceleri OMA tarafından tasarlanan yapılarda sadece Koolhaas’ın isminin geçtiğini ama artık bu durumun değişmeye başladığını doğruluyor.

Yaşı ve CCTV’de üstlendiği sorumluluk nedeniyle insanların şaşkınlıklarını gizleyemediğini doğrulayan Scheeren, 50’li 60’lı yaşlardaki birilerinin yapabileceği düşünülen bir işi nasıl yaptığını ise şöyle yorumluyor: “Bu projenin bir öncülü bulunmaması ve geleneksel bilginin bu projede geçerliliğinin olmamasından dolayı, bu süreç yeniden değerlendirmeleri ve yeniden düşünmeyi gerektiren aşamaları içeriyor. Bu fiziksel baskıya kaldırabilecek kadar genç olmak gerekiyor”

Yeni nesil mimarlardan “starlık” statüsüne çıkanlar olacağı düşünüldüğünde, bunu Scheeren’den daha çok hakeden kimse olmadığını söylemek yanlış olmaz.

CCTV Hakkında

Scheeren’in proje yöneticiliğini yaptığı 234 metre yükselikte tasarlanan CCTV Binası, on bin kişiyi barındıracak olan ve tepe noktasında bütünleşen, 90 derecelik bir açıyla kıvrılarak yükselen iki kuleden meydana geliyor. Yapıyla birlikte tasarlanan komplekste ayrıca kayıt stüdyolarının, balo salonlarının, dijital sinemaların, sergi salonlarının ve uluslararası bir yayın merkezinin de bulunacağı bir “Televizyon Kültür Merekezi”nin inşaatı da eşzamanlı olarak devam ediyor. Kompleks Pekin’deki Yaz Olimpiyatları’nın gerçekleşeceği 2008’de hizmete girecek.


Derleyen: Sena Özfiliz