Antalya Olympos Sahil Milli Parkı içinde yer alan Antik Likya uygarlığının en önemli liman kentlerinden olan Phaselis Antik Kenti yapılaşma tehdidiyle karşı karşıya.
Bianet'ten Nilay Vardar'ın haberine göre, koruma kurulundan geçen, "ÇED gerekli değildir" kararı verilen alan için gözler Milli Parklar Genel Müdürlüğü'nün bağlı olduğu Orman ve Su Bakanlığı 6. Bölge Müdürlüğü'nde.
Müdürlük yaptığı açıklamada, söz konusu parselin milli park sınırları içerisinde bulunduğunu belirterek "uygulama projelerinin kurumumuz açısından değerlendirmek üzere izin sahibinin müracaat etmesi beklenmektedir” dedi.
Antik kentin yamacına 180 dönüme yayılan 280 odalı; 6 tenis kortu ve 3 açık yüzme havuzu olacak “Dream of Phaselis” isimli otel yapılmak isteniyor.
Tamamı Milli Park sınırları içinde olan otel projesinin yüzde 10'luk kısmı ise 1. derece arkeolojik sit alanı içinde.
Yerel halk projeye tepkili, Kemer Sivil Toplum Platformu, otelin sahibi Fettah Tamimce'ye "Dünyanın göz bebeği Phaselis’te antik kent manzaralı bir tatil köyü sahibi olmayı, ancak rüyalarında görmeni temenni ediyoruz" diyerek seslendi.
Rixos otellerinin de sahibi olan Fettah Tamince, tepkiler üzerine “Bölgenin dokusuna uygun bungalov projesi yapacağız” açıklamasını yapmıştı.
Konuya müdahil olan ÇEKÜL'den şehir plancısı Esra Karataş, Phalesis'in önemli bir Likya arkeolojik peyzaj alanı olduğuna dikkat çekti.
Karataş, "Phaselis, taşınır/ taşınmaz eserleri ve günümüz dünyasına sağladığı bilimsel verilerin yanı sıra, bulunduğu çevreyle ele alındığında da nitelikli bir Likya arkeolojik peyzaj alanı. Kentin sahip olduğu değerler bütünü, yerleşimin konumlanmasından kıyı şeridi ve suyla kurduğu ilişkiye, ekolojik çevresinden tarihsel gelişimi ve mimari özelliklerine uzanan geniş bir çerçeveye yayılıyor; Phaselis’in bu açıdan çevresiyle birlikte ele alınarak korunması gerekiyor." dedi.
"Yapılaşma ekolojiyi bozar"
Karataş, iddia edildiği gibi arkeolojik alanda kalan kısmında yapılaşma öngörülmese dahi Phaselis ve çevresinin yüksek kapasiteli turizm yatırımlarından korunması gerektiğini belirtti. Karataş, "Antik kentin çeperinde 160 dönümlük araziye yayılan, 5 yıldızlı bir turizm tesisinin inşa edilmesi; bölgenin kapasitesini aşan bir insan yoğunluğunun yaratacak, ekolojik yaşam ve arkeolojik mirasın tahrip edilmesine neden olacak." şeklinde konuştu.
Arazi 2005'de satılmıştı
Planlanan otelin arazisi 2005 yılında Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından, Turizm Teşvik Kanunu kapsamında Ares Fasilis İnşaat Turizm Ticaret A.Ş’ye tahsis edildi.
Otel projesi için imar planı değişiklikleri 2011'de bakanlık tarafından onaylandı. Ardından Antalya Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu; “arkeolojik sit alanına giren kısma müdahale edilmemesi koşuluyla projenin uygulanmasında sakınca yoktur” kararını verdi. Kurul kararında bunun yanında “ancak alan aynı zamanda Milli Park olduğu için, ilgili kurumca milli parklar mevzuatı açısından da incelenmeli” ifadesi kullanıldı.
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı 26 Aralık’ta projenin Çevre Etki Değerlendirme (ÇED) raporu gerektirmediğine yönelik bir karar çıkardı.
TMMOB'a bağlı Mimarlar, Çevre Mühendisleri ve Şehir Plancıları Odası, şubat ayı sonunda otele karşı dava açacak.