Olimpiyata Neden Karşılar?



İstanbul, olimpiyat hayaline doğru giden yolda en sert viraja giriyor. 7 Eylül günü Arjantin’in başkenti Buenos Aires’te yapılacak toplantı sonunda, 2020 Yaz Olimpiyatları’nın düzenleneceği şehir belli olacak.

Yani ya rakiplerimiz Tokyo ve Madrid’i safdışı bırakarak ev sahipliğini alacağız ya da 90’larda ‘Kıtaların Buluştuğu Yerde Buluşalım’ sloganıyla başlayan olimpiyat rüyasını bir başka bahara bırakacağız.

Karar anına sayılı günler kala Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, “Olimpiyatları alamazsak sorumlusu Gezi Parkı” diyerek olası bir olumsuz kararın günah keçisini şimdiden belirlerken, aynı konuşmasında İstanbul’un adaylığı aleyhinde Türkiye ’den iki defa başvuru yapıldığını da öne sürdü.

Ne var ki, tıpkı İstanbul’da olduğu gibi Tokyo ve Madrid’de de organizasyonu kentlerinde istemeyen gruplar yok değil. Peki, üç aday kentin ‘olimpiyat muhalifleri’ neden bu etkinlikleri kentlerinde istemiyor? Radikal'den Albuğra Bahadır Gültekin'in haberine göre, üçünün de cevapları arasında ufak tefek farklılıklar olsa da, aralarındaki en büyük ortak nokta olimpiyatların kent ve ülke halkının sırtına yükleyeceği ekonomik külfet…

Olimpiyat muhalifleri ne istiyor, ne istemiyor?

Madrid

İspanya’nın başkenti Madrid, 2016 Yaz Olimpiyatları’na da ev sahibi olmak istemiş, ancak son turda Rio de Janeiro’ya kaybetmişti. Kent, “Bu sefer başka” diyerek 2020’ye de adaylığını koydu. Hesapları bozan ise İspanya’ya darbe indiren ekonomik kriz oldu.

Madridli ‘olimpiyat muhalifleri’, IOC’nin mart ayındaki ziyareti başta olmak üzere, geçen günlerde adaylıklarını protesto etti. Nedeni belli: Para, para, para! En aktif ‘olimpiyat karşıtı’ gruplardan PAH’dan Domingo Patiño, “Madrid ev sahipliğini aldığı takdirde 2.5 milyar dolarlık bir bütçe oyunlara ayrılacak. Eklentilerle bu rakamın 4 milyar doları bulması bekleniyor. Bu, Madrid gibi borca batmış bir kent için büyük yük” diyor.

Barselona’nın da 1992 Olimpiyat Oyunları’na ev sahipliği yaptığını hatırlatan Patiño, olimpiyat planlarının tıpkı bu kentte olduğu gibi Madrid’de de ‘emlak kaosu’na neden olabileceğini söylüyor: “Olimpiyatlar, Barselona’daki kentsel dönüşüm hamleleri için araç olarak kullanıldı. İnsanlar yerlerinden edildi, evlerinin yerine tesisler, oteller dikildi. Emlak fiyatları bir anda fırladı. Bu yüzden olimpiyatların en büyük destekçisi halk değil, emlak spekülatörleri ve büyük inşaat firmaları…”

Tokyo

Tıpkı Madrid gibi Tokyo da 2016’ya aday olup, son anda kaybedenlerden… Üstelik sadece bu adaylık sürecine 200 milyon dolar harcanmış. Ancak Tokyo’daki olimpiyat muhalifleri, diğer kentteki ‘fikirdaş’larına nazaran geniş destekçi kitlesine sahip değil.

Facebook’ta örgütlenen ekipten Mayoko Nagochi de aynı şekilde ekonomik endişelerini dile getiriyor: “Ülkede bütçe açığı giderek genişliyor. Sadece Olimpiyat Stadyumu 1.5 milyar dolara mal oldu. Bu paralar halka vergi olarak geri dönüyor.”

Nagochi’nin tek çekincesi ekonomik değil. Ona göre mücadeleyi Tokyo kazanırsa, kano yarışları -henüz proje aşamasındaki- Kasai Su Parkı’nda yapılacak. Ancak bu bölge pek çok kuşun hem göç yolu üzerinde hem de dinlenme noktası. Ve bu alana inşaat yapılırsa, çevre telafi edilemeyecek bir şekilde harap edilecek. Olimpiyatlar bittikten sonra da bu yapıların atıl kalacağından endişe eden Nagochi, 2002 Dünya Kupası’nda yapılan devasa stadyumları örnek gösteriyor.

Bir diğer hassasiyet de ırkçılık üzerinden şekillenmekte… Aralarında Tokyo sakinlerinin de bulunduğu Güney Koreli bir grup, kentte yükselen ırkçı hareketlerin yükselişinden rahatsız olduğunu dile getirmiş ve nisan ayında IOC’ye bir mektup yazarak endişelerini anlatmıştı.

Aynı döndemde, Tokyo Belediye Başkanı Naoki Inose’nin İstanbul’un adaylığını kastederek söylediği “İslam ülkelerinde ortak olan tek şey Allah, birbirleriyle sürekli kavga ediyorlar” sözlerini de bir ayrıntı olarak yazımıza not düşelim.

İstanbul

Gelelim İstanbul’un adaylığına karşı olanlara… Konu hakkında görüştüğümüz ‘Olimpiyatlara Hayır’ platformundan Merve Çevik, neden İstanbul’un ev sahibi olmaması gerektiğini şu sözlerle anlatıyor: “İstanbul’un nüfusu 15 milyon, 2020’de 18 milyon olacak. Bu coğrafyanın kaldırabileceğinin neredeyse dört katı. Projeler için İstanbul’un en stratejik dört yeri belirlendi. Üçüncü Köprü, İstanbul’un orman ve su havzalarını katletmeye başladı bile. Köprü ve çevresindeki 420 km2’lik yeşil alan olimpiyat bahanesiyle yapılaşmaya açılacak.”

Olimpiyatların, İstanbul’u yatırımcıları ülkeye çekmek için bir araç olarak kullanılacağını söyleyen Çevik, kentten geriye kalan son tarihi, kültürel ve doğal mirasın da yok edileceğini öne sürüyor. Ne var ki platformun tıpkı Tokyo ve Madrid’dekiler ile benzerlik gösteren en büyük endişelerinden birisi de ekonomik ihtimaller üzerine...

Çevik, “Katlanan olimpiyat bütçeleri nedeniyle ülkeler borç batağına sürükleniyor. Bu ekonomiyi dara sokacak, Atina’da en şiddetlisini gördük. Brezilya’daki patlamanın bir nedeni de bu bütçe” diyor.

Bir diğer tedirginlik ise kentsel dönüşüm ile ilintili… Çevik, “Kentsel dönüşüm bir afet gibi mahalleleri buldozerleye buldozerleye ilerlemekte... Mahalle yıkımları ve zorla tahliyeler şiddetlenecek, vahim bir sosyo-mekansal ayrışmaya giden kentte bu ayrışma hızlanacak. Olimpiyatları, gurur ve heyecanla ağırlayan ve borca batan, geride mahallelerini yıkıp yerlerinden ettikleri milyonları ve çürümeye terk edilen tesisleri kentlerden biliyoruz” diyor.

Peki, platformun sunduğu alternatif ne? Çevik’e göre her şeyden önce Atina ve Rio de Janeiro’ya bir göz atılmalı: “TOKİ, olimpiyatlara yatırılacak paranın dörtte biri ile İstanbul’un konut stokunu yenileyebilir, depreme dayanıklı hale getirebilir. Bizi hükümeti zora sokmakla suçlayanlara olimpiyat ülkelerinin başlarına gelenleri okumalarını salık veririz...”

Yazına da tepki kışına da!

İstanbul’da Gezi Olayları patlak verirken, benzer bir tepki de okyanus ötesinde, 2016 Olimpiyatları’nın ev sahibi Brezilya’da yaşandı. Toplu taşıma ücretleri protestosu, olimpiyat harcamalarına tepkiye dönüşerek on binlerce kişiyi sokağa döktü. Öte yandan tepkiler sadece Yaz Olimpiyatları’na değil… Rusya’nın Soçi kentinde düzenlenecek 2014 Kış Olimpiyatları da eleştirilerin hedefi. Çerkesler, “Atalarımızın kanı üzerinde yapılacak şenlik havasındaki etkinleri kabul etmemiz mümkün değil” derken, LGBT örgütler de yaklaşık bir ay önce Rusya’da eşcinsellik karşıtı yasanın kabul edilmesi üzerine oyunları protesto ediyor.