Yapı Endüstri Merkezi’nde (YEM), 18-20 Mart 2013 tarihleri arasında mimar, makina ve inşaat mühendislerini buluşturacak “ClimaDesign, Gelecek Odaklı Planlama & İnşaat” Workshop’una konuşmacı olarak katılacak Yüksek Mimar Gencay Tatlıdamak, Türkiye’nin 2020 yılı için olimpiyat adaylık sürecini yapi.com.tr'ye değerlendirdi.
Tatlıdamak, toplum üzerinde büyük etkisi olan olimpiyat oyunlarının çevre üzerinde de etkisinin büyük olduğundan belirterek, Uluslararası Olimpiyat Komitesi’nin sürdürebilir gelişime ağırlık vererek oyunların, çevresel sorunlara sağduyulu olmasını amaçladığını kaydetti.
“Çevre dostu-yeşil tesisler artık birer kriter”
Tatlıdamak düşük karbon salınımlı, az atık üreten, çevreci-yeşil ulaşım sağlayan, geri dönüşümlü malzelemelerin kullanıldığı spor tesislerinin, yapı stratejilerinin ülke seçiminde birer kriter haline geldiğini söyledi.
“Türkiye şimdiden sürdürülebilir gelişim stratejilerin belirlemeli”
Türkiye’nin adaylık sürecinden başarılı olarak geçmesi için, çevre dostu tasarımlar yapılması gerektiğini yineleyen Tatlıdamak, Türkiye’nin yol haritasını şu şekilde belirledi: “Güçlü bir sürdürülebilir gelişim konsepti için, özellikle olimpiyat oyunlarının gerçekleştirileceği spor tesislerine önem verilmelidir. Spor tesislerinden mümkün olabilecek en kullanışlı şekilde istifade etme ve onları yönetmenin yanı sıra, güvenliklerini arttırıp çevreye etkilerini azaltarak, geliştirmeye teşvik edecek stratejilerin belirlenmesi gerekmektedir. Spor tesisleri olimpik oyunların görünen yüzünü teşkil eder. Konumları, inşaları, kullanılan malzemeleri ve faaliyet süreçleri potansiyel olarak sorun oluşturur ve doğal kaynakların tahribine yol açar. Bundan dolayı planlama sürecinden faaliyet süreçlerine kadar spor tesisleri, gelecekte de kullanımları düşünülerek, ekolojik ve mimari sürdürülebilirliği sağlamak için sıkı bir şekilde denetlenmek zorundadır. Türkiye’nin de şimdiden sürdürülebilir gelişim stratejilerini belirlemesi, adaylık sürecinde diğer katılımcılardan bir adım önde olmasını sağlayacaktır”.
“Binanızın ihtiyaçlarını düşürün”
Çevreye daha az zararlı, kendi enerjisini kendisi üreten binaların önemine değinen Tatlıdamak, kullanım ve konfor ihtiyaçlarının doğru analizi ile uygun binaların tasarlanabildiğinin altını çizdi. Tatlıdamak, “Binanızda kendi enerjimizi kendiniz üretmek istiyorsanız, öncelikle binanızın ihtiyaçlarını olabildiğince düşürmelisiniz” dedi.
“Türkiye’de enerjiden ziyade sertifikalı projelerin çoğunluğu var”
Gencay Tatlıdamak ısıtma,soğutma, aydınlatma ve havalandırma sistemlerinin “sürdürülebilir binalar” yaratmada büyük önem taşıdığına dikkatleri çekerek, şunları kaydetti: “ Isıtma ve soğutma sistemlerinde iklimlendirmenin hava yerine su ile yapılması enerji acısından büyük önem taşımaktadır ve teknolojide daha çok bu sistemlerin verimliliğini artırmak yönünde ilerlemektedir. Yüzeyden serinletme veya ısıtma olarak ta bilinen bu konseptler ile yenilenebilir enerji kaynaklarını birleştirmek daha kolay olmaktadır. Türkiye´de gözlemlediğimiz kadarı ile enerjiden daha ziyade sertifikalı projelerin çoğunluğunu görmekteyiz. Enerji fiyatlarının yüksek olduğu ülkemizde farkındalığın enerjiye doğru yönelmesini ummaktayım. Unutulmamalıdır ki bir binanın çevreye verdiği zarar kullanıldığı yapı malzemesinden ziyade ihtiyaç duyduğu fosil yakıt ihtiyacı ile doğru orantılıdır”.