Öldüren İhale Düzeni



İstanbul Bahçelievler'de beş yaşındaki Dilara Dumru'nun üzeri kartonla kapatılan rögara düşerek ölmesiyle başlayan 'taşeron firma' tartışmasına Türkiye Müteahhitler Birliği (TMB) Başkanı Erdal Eren de katıldı. Eren, "Sorun taşeronluk sisteminde değil, belediye ihalelerinin yetersiz müteahhitlerle vasıfsız taşeronlara verilmesinde" dedi.

İSKİ'nin Tavukçu Deresi ıslah çalışmaları çerçevesinde MVM Turizm ve Ticaret Ltd. Şti.'ye ihale ettiği projede alt yüklenici (taşeron) olarak Güntek firması görev aldı. Dilara'nın kapağı açık bırakılan rögara düşerek ölmesinin sorumlusu olarak da, yeterli önlemi almayan Güntek firması gösterildi. Bu gelişmelerin ardından belediye ihaleleriyle taşeronluk sistemi sorgulanmaya başlandı.

'İhtisaslaşma şart'
Büyük projelere imza atan müteahhitleri bünyesinde barındıran TMB'nin Başkanı Erdal Eren, bu tartışmaları değerlendirirken "Yanlışlık taşeronluk müessesesinde değil" dedi. Eren, taşeron firmaların ihtisaslaşmış ancak asıl yüklenici olamayacak ölçekte firmalar olması gerektiğine işaret ederek, şunları söyledi:
"Taşeron da müteahhittir ve sorun bu taşeronların vasfıyla ilgilidir. Bizler genel müteahhitler işin tümünü alırız. Büyük müteahhitlerin düzenli çalıştığı bu tür taşeron firmalar vardır, ihaleye girilirken hesapları bile birlikte yaparız, alt organizasyon gibidir. Ancak, Türkiye'de denetimsiz müteahhitlerin, iş deneyimi olmadan iş alan müteahhitlerin çoğaldığını görüyoruz. Sorun müteahhidin standardıyla ilgili."

"4734 sayılı Kamu İhale Yasası'nın (KİY) özü yeterliliği olan müteahhitlerin açık ihale usulü yarışarak işi almaları üzerine kuruluydu" diyen Eren, yasada yapılan değişiklikleri de eleştirdi. Eren, özellikle yerel yönetimlerin açık ihale yerine davet usulü ihale yapmasına imkân tanınarak, ucuz ihale yolunun açıldığına dikkat çekti. Eren, bu ihalelere giren yeterliliği olmayan müteahhidin 'İşi alır sonra gereğini yaparım' diyerek akıl almaz fiyatlarla ihale aldıklarına dikkat çekerken "Bunlar kendilerinden daha gözü kara taşeronlar buluyorlar" dedi.

Bu sistemin ya malzeme, ya kalite ya da güvenlikten fedakârlık edilmesine yol açtığını söyleyen Eren, "Bu, bize göre vicdan fedakârlığı, etik değerlerden fedakârlık demektir, faturası da her zaman daha ağırdır" diye konuştu.

'Allah kerim diye...'
Eren, ihale yasasında yapılan değişikliklerden sonra belediyelerin 'acil', 'afet hali' gibi gerekçelerle davet usulü belli firmalar arasında ihale yaptıklarını belirterek, İstanbul'da tünel inşaatlarını buna örnek gösterdi. Eren "Belediyelerin yaptıkları kocaman işler görüyoruz ama bizim haberimiz olmuyor. Büyükler büyük, küçükler küçük işleri almak için yarışacaklar. Aksi halde Allah kerim diye iş yapılmaya başlanır" dedi.

Eren, yapılan işlerde ihaleyi yapan idare ve yüklenici olmak üzere her zaman iki temel sorumlu olduğuna işaret ederek, "Bu iki taraf yapılan sözleşmenin sorumluluk ve yükümlülüklerini paylaşmak durumundadır. Yüklenici işini kurallara ve yasalara uygun yapmaktan, ihaleyi yapan idare de işin doğru yapılıp yapılmadığını denetlemekten sorumlu" dedi.