YAPI'nın Aralik'96 sayısında, çok tartışmalı olan ilk Boğaz köprüsünün yapım kararına karşı çıkışlarının öyküsünü anlatmıştım. O yazının yayınlanmasından birkaç gün sonra, eski deyişle, daha yazının mürekkebi kurumadan, üçüncü Boğaz köprüsü temcit pilavı gibi yine gündeme geldi. Üçüncü köprüyle ilgili olarak, Karayolları Genel Müdürlüğü 11 Aralık 1996 günü İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı'na bir yazı gönderdi. Yazı şöyle: "İstanbul 3. karayolu geçişine ait 1/500 ölçekli imar tasdik sınırlarını içeren planlar ekte gönderilmektedir. Uygun görüldüğü takdirde imar planlarına işlenerek, tarafınızdan onaylanacak planlardan iki takımının Genel Müdürlüğümüze iadesi... " Yazının ekinde de projeler...
Boğaz'a üçüncü köprü, Karayollarının bağlı bulunduğu Bayındırlık Bakanlığı'nın hiç dinmeyen tutkusudur. Öte yandan, Ulaştırma Bakanlığı ise Ocak ayı içinde, İstanbul'un iki yakasını birleştirecek demiryolu tüpgeçit projesinin bu yıl ihale edileceğini ve dört yıl içinde bitirileceğini açıkladı. Tüpgeçit, 12 km lik çift hatlı demiryolu ile Yenikapı tren istasyonunu Söğütlüçeşme'ye bağlayacakmış. Ulaştırma Bakanlığı'nın önerisi, üç buçuk yıl süren bir çalışma sonucunda hazırlanan "İstanbul Kentsel Ulaşım Etüdü"ne dayanıyor.
Ekim 1995'te onaylanan İstanbul Nazım Planında, Boğaz
üzerinde üçüncü köprü diye bir şey yok, ama geçeneği değişik bir tüpgeçit var.
Nazım Plan'daki tüpgeçit, Ulaştırma Bakanlığı projesinden farklı olarak,
Haydarpaşa'yı surdışında Zeytinburnu'na bağlıyor.
Nazım Plan, R.
Tayyip Erdoğan'ın Belediye Başkanlığı görevine başlamasından çok kısa
bir süre sonra onaylanarak yürürlüğe girmişti. O tarihlerde yeni Başkan,
CHP'lilerce, eski Başkan Nurettin Sözen döneminde hazırlanmış
olan planı kendisine maletmekle suçlanmıştı. Yani bu planın, hem eski, hem yeni
yerel yönetim iktidarları tarafından uygun görüldüğü anlaşılıyordu.
Önerilen
köprü, Nazım Plan'da yok, tüpgeçidin de yeri değişik...
Köprü gibi bir öğe,
bir nazım planın en önemli kararlarından biridir. Nazım Plan bakanlık buyruğuyla
bu kadar kolay mı değişebiliyor?
Buna bilim, hukuk ve yasa ne der acaba?
Şimdi sormak gerekiyor:
Nazım Plan mı ciddi değil, yoksa o planı yapanlar ya da yürütülmesinden
sorumlu olanlar mı, bakanlıklar mı?
Karayolları'nın önerdiği köprünün projesi
Anayol iktidarı döneminde hazırlanmıştı; şimdi Refahyol'un buna sahip çıktığı
anlaşılıyor. Yeni köprü, Boğaziçi Köprüsü'nün hemen güneyinde yer alarak Ortaköy
ile Kuzguncuk yamaçlarını viyadüklerle bağlayacak olup, birinci katı raylı
sisteme, ikinci katı kara taşıtları geçişine olanak verecek şekilde iki katlı
olarak tasarlanmış. Böylece, köprünün raylı sisteme de yanıt vermesi
düşünülüyor. Peki, o halde, Ulaştırma Bakanlığı'nın raylı sistem için ihale
etmeyi düşündüğü tüpgeçit projesi neyin nesidir? Bu kez yine sormak gerekiyor:
İki ayrı raylı sistem geçişi mi söz konusudur, yoksa iki bakanlığın
birbirlerinden haberleri mi yoktur?
Fatih Sultan Mehmet Köprüsü'nün, yani ikinci köprünün açılışının ardından üçüncü köprü hevesi başlamıştı. O dönemin Belediye Başkanı Bedrettin Dalan da, birinci köprünün hemen beş yüz metre ötesine yeni bir köprü yapılmasında ısrarlıydı. Ne var ki, o tarihlerde Devlet Planlama Teşkilatı ve Ulaştırma Bakanlığı bu köprüye karşıydılar. O zaman da Ulaştırma Bakanlığı tüpgeçit önermekteydi. Daha sonra, SHP'li Bayındırlık Bakanı Onur Kumbaracıbaşı, kuzeyden geçip Gebze-Çorlu arasını birbirine bağlayacak üçüncü çevreyolu ile yeni bir köprü projesine sahip çıkıyordu. Bu kez de, aynı hükümetin Çevre Bakanı Rıza Akçalı bu düşünceye karşıydı (1).
Döndük, dolaştık, yaklaşık on yıl sonra yine aynı noktaya geldik. Tam bir kısırdöngü.
1988'de yazmışız: "Bir su yolu üzerine köprü yaparsınız. Bu, geçişi daha
çekici hale getirir, özendirici olur, geçenlerin sayısı giderek artar. 'Gördünüz
mü? Bu köprü bile artık yetmiyor' dersiniz ve yenisinin yapılması böylece bir
zorunluluk haline gelir. Buna şehircilikte 'köprüler tuzağı'
denir...
Boğaz'da birinci köprü, ikinci köprü, üçüncü köprü... Daha kaç köprü
yapılması gerekecek? Sekiz mi, on mu? Kaç tanesi yeterli olacak?.. "
"..
Gelin, bu tuzaklara düşmeyelim... İstanbul'da, taşıtların bir yakadan diğerine
geçmesi sorunundan önce, insanların topluca, en ekonomik, en kısa zamanda nasıl
taşınacağını tasarlayalım.
Öncelikle yapılması gerekenler yapılmadan, yeni
köprülere hayır!"(2).
Yıllar önce söylediklerimiz, bugün de geçerliliğini koruyor
(1) Cumhuriyet Gazetesi, 15.12.1993,
(2) Doğan Hasol, Üçüncü Köprüye
Hayır, Milliyet Gazetesi, 7.7. 1988,
Yapı Dergisi, Sayı 183