ODTÜ’deki öğrenci toplulukları, üniversite içindeki
boşaltılan Jandarma Karakolu’nu Öğrenci Kültür
Merkezi’ne dönüştürmek için kendilerine verilmesini isterken,
üniversite yönetiminin buna soğuk baktığı dile getirildi. Binaya yerleşmeye
başlayan öğrenciler ise geceleri de burada kalarak ısrarlarını
sürdürüyor.
2009 yazında ODTÜ, Hacettepe ve Bilkent üniversitelerinin
sorumluluğu Jandarma’dan alınarak polise verilmişti. Bu kapsamda jandarma da
eylül ayı sonunda 1971’de kurulan ODTÜ içindeki karakolu boşalttı. Öğrenciler de
burayı “özgür bir mekâna” dönüştürme kararı aldılar. Bu amaç kapsamında bugüne
kadar gelinen süreci anlatan Mimarlık Topluluğu üyesi, yüksek
lisans öğrencisi Deniz Kimyon, 37 topluluk olarak boşaltılan
karakolu, öğrencilerin yararına kullanmayı planladıklarını ve burayı Öğrenci
Kültür Merkezi’ne dönüştürmeyi istediklerini ifade etti. Kimyon, topluluklar
olarak bir araya gelecekleri etkinlik alanlarının sınırlı olduğunu dile getirdi.
Akşamları belli saatten sonra amfilerin kapatıldığını kaydeden Kimyon, mekân
sıkıntısının bir araya gelmelerini zorlaştırdığını ifade etti. Karakolun
yurtlara yakın ve okul giriş-çıkışları üzerinde olmasından dolayı öğrenciler
için anlamlı olduğunu belirten Kimyon, binayı toplantı salonu, topluluk odası ve
sahne gibi çok farklı amaçlar için kullanmayı düşündüklerini vurguladı.
22 Ekim’den bu yana
üniversite yönetimi ile binanın öğrencilere verilmesi konusunda yapılan
görüşmeleri anlatan Kimyon, bu kapsamda 3 bin öğrenci ile 50 kadar da
akademisyenden imza topladıklarını aktardı. Rektörlük genel sekreteri ile
yaptıkları toplantının olumlu geçtiğini anlatan Kimyon, “Buna karşın Rektörlük
tarafından 24 Kasım’da yapılan açıklamada karakolun yapı kalitesi ve mekânın
topluluk odası şeklinde küçük küçük bölmelere ayrılamayacağı nedenleriyle
buranın bizlere verilmesinin uygun olmadığı belirtildi. Bir gün geçmeden
birbirinden çok farklı yönde iki açıklama yapılması bizde ciddi bir güvensizlik
oluşturdu” dedi.
Astıkları ilanda karakol binasına 24 Aralık’ta
yerleştiklerini belirten Kimyon, bunun üzerine Rektörlük’ün“eğer girilirse zor
kullanılacağını” söylediğini kaydetti. Bir hafta önce gittiklerinde kapıların
açık ve binanın elektriği ve suyu olan bir yer olduğunu, ancak 24 Aralık’ta ise
bunların kesildiğini gördüklerini aktaran Kimyon, kilitli kapıları açtıklarını
ve üç kısımdan oluşan binanın iki bölümünü kullanmaya başladıklarını dile
getirdi. Kimyon, topluluklar olarak detaylı bir projelendirme yaptıklarını ve
herkesin fikrini alarak ortak aklı bulmaya çalıştıklarını belirtti. Kimyon, “Şu
anda sandalyemiz, masamız, defterimiz gitmesin diye orada beklemek durumundayız.
Gece de orada kalıyoruz. Çünkü bunları çıkarabilirler. Orada tiyatro, söyleşi,
konserler düzenledik. Faaliyete geçmeye başladı aslında. Elektriği olmasa da
bunlara çözüm buluyoruz. Orayı canlandırıyoruz” dedi. 25 Aralık’ta Rektörlük’ün
yaptığı açıklamada kendilerinden “bir grup öğrenci” diye bahsedilmesine de tepki
gösteren Kimyon, “Biz bir grup öğrenci değiliz. Böyle nitelendirmek hoş değil.
‘Zor kullandılar kapıları kırdılar’ diyorlar. Biz kapı kırmadık, oraya zarar
vermek üzerine girmedik. Kültür merkezi haline getirmeye çalışıyoruz. Bunun
neresinde yanlışlık var. Birtakım asılsız açıklamalar yapıldı. Bunlar Rektörlük
makamına yakışmıyor” görüşünü dile getirdi.