İstanbul Modern Sanat Müzesi’nde Murat Germen ve
Orhan Cem Çetin yönetiminde gerçekleştirilen Çağdaş
Fotoğraf Serileri söyleşi dizisinde bu ay, Danimarkalı sanatçı
Annette Merrild’in dünyanın 9 büyük kentinde farklı
kültürlerden orta sınıf insanlarının yaşam alanlarını kaydettiği “Oda
Projesi
”
ve başka sanatçıların benzer çalışmaları ele alınacak. Söyleşi, 23 Mayıs
Cumartesi saat 16.00-18.00 arasında İstanbul Modern Sinema’da izlenebilir.
Bir kente ilk kez gittiğimizde, yerel kültürü yakından tanımak için müzelere
gittiğimizi, ancak müzelerin bize genellikle uzak ve yakın tarihin seçilmiş
olay, yer, kişi, sanat üretimlerinden derlenmiş bir kesit sunduğunu, bu
derlemenin de çoğu zaman yabancı kenti bütünüyle tanımak için yeterli genişlikte
bir yelpaze olmadığına değiniyor Murat Germen ve Orhan Cem Çetin: “Bir kenti
yakından tanımanın en kestirme yollarından biri, turistik ziyaretlerde
çoğunlukla mümkün olmasa da, çeşitli gelir gruplarından insanların evlerini
görebilme şansını edinebilmek. Evler, özellikle de içlerindeki odalar, bize,
etnografik bir birikimi en samimi halinde sundukları için kurumsal müzelere göre
daha hakiki bir bilgi sunan kişisel müzeler olarak algılanabilirler.”
Murat Germen ve Orhan Cem Çetin, insanlar hakkında ayrıntılı
bilgi sahibi olmak için, portrelerinden öte kendileri hakkında çok daha fazla
veri içeren yaşam mekânlarına, yani odalara odaklanmanın, kayda değer bir
fotografik ifade alanı ortaya çıkmasına yol açtığını belirtiyor: “Hakikatten söz
açmışken, misafir geldiğinde ev sahiplerince “ideal” ve en derli toplu haline
getirilen odalar, bu hallerinde bile sahipleri hakkındaki ipuçlarını
sakla(ya)mıyorlar. Gerilimli iç hallerini en yakın arkadaşları önünde bile
öteleyebiliyor insanlar; ama bazen, ya bir mimik ya da sarkastik bir şaka ile
belki de buluşmadan biraz önce yaşanmış küçük bir gerginlik ifşa ediliyor
ufaktan. Ne kadar toplarsanız toplayın, ne kadar dekore ederseniz edin
odalardaki bazı ayrıntılar da bu mimik veya şakalar gibidir; insanı, iç
dünyasını, gündemini, hatırlamak istediklerini, tercihlerini, yaşama
biçimlerini, artıklarını, atamadıklarını ifşa ederler.”