Birgün Gazetesi'nden Doğu Eroğlu'nun haberine göre, Akkuyu Nükleer Güç Santrali’ni (NGS) kuracak olan ROSATOM ve Akkuyu NGS A.Ş., nükleer enerjinin temiz ve güvenilir olduğu propagandasında imamları, müftüleri ve diğer cemaatlerin önde gelen isimlerini kullanmaya hazırlanıyor. “Din Adamları Enerji Halkası Projesi” kapsamında din adamlarıyla bir araya geleceği ileri sürülen Akkuyu NGS uzmanları, toplumdaki olumsuz nükleer enerji algısını camilerdeki vaazlarda nükleer enerjinin güvenilir olduğuna dikkat çekilmesi yoluyla kırmaya çalışacak.
Projenin ortağı 'müftülük' iddiası
Din Adamları Enerji Halkası projesinde Akkuyu NGS A.Ş.’nin ortağının Mersin Müftülüğü olacağı öne sürülüyor. İddiaya göre, Mersin kent merkezi, Gülnar ilçesi ve Büyükeceli Köyü’ndeki camilerde görev yapan din adamları Mersin Müftülüğü’nün girişimleriyle projeye dahil edilecek. Toplantılar, Akkuyu NGS A.Ş.’nin açtığı Mersin ve Büyükeceli Toplum Bilgilendirme Merkezlerinde gerçekleştirilecek. Projeye katılan din adamları Akkuyu NGS’nin kurulacağı şantiye alanına da götürülecek.
İmamlara paket program
Akkuyu NGS A.Ş. hayatın içinde, halkla birebir temasta olan gruplarla yapacağı görüşmelerin ardından, belirli meslek gruplarından nükleer enerji lehine propaganda yapmalarını isteyecek. Aralarında imamların da bulunduğu belirli meslek gruplarıyla, Akkuyu NGS A.Ş.’ye ait bilgilendirme merkezlerinde ve bir otelde toplantılar düzenlenecek. Bu toplantıların ardından Akkuyu NGS A.Ş. tarafından belirlenecek isimler, Rusya’daki bir nükleer santrale götürülerek tesislere ziyarette bulunacak.
Hedef nükleer lehine propaganda
Din Adamları Enerji Halkası Projesi’nin hedefi ise proje kapsamındaki toplantılara katılan imamların nükleer enerji ve nükleer santral lehine propaganda yapmalarını sağlamak olacak. Toplantılarda Akkuyu NGS projesinin bölgeye sağlayacağı ileri sürülen faydalar imamlara anlatılacak; imamlardan toplantılarda dinledikleri iddiaları yakın çevrelerine, iletişim içinde oldukları topluluklara ve cemaatlerine anlatmaları istenecek. Edinilen bilgiye göre, Akkuyu NGS A.Ş. Mersin Müftülüğü’nün yanı sıra, Mersin’deki Alevi topluluklarının önde gelen isimleriyle de temas kurmaya çalışacak ve bu kişilerden nükleer enerji lehine çevrelerine bilgilendirme yapmalarını isteyecek. Enerji halkasının ilk katmanı din adamları tarafından oluşturulurken, bu kişilerin çevreleriyle iletişime geçirilmesiyle halka genişletilecek. Mersin Müftülüğü ortaklığında imamlarla yapılacak Din Adamları Enerji Halkası projesinin benzerlerinin, muhtarlarla ve esnaf örgütleriyle de gerçekleştirilmesi gündemde.
Müftülük bilmiyor, şirket yalanlıyor
Mersinli yerel kaynakların detaylarına ulaştığı kamuoyu yaratma projesi, Akkuyu NGS A.Ş. yetkilileri tarafından yalanlanıyor. Şirket yetkilileri ‘Din Adamlarıyla Enerji Halkası’ projesini yalanlarken , Mersin Müftülüğü yetkilileri ise henüz kendilerine Akkuyu NGS A.Ş.’den gelen herhangi bir talep olmadığını belirtiyorlar.
Dünya cemaatler nükleere karşı çıkmıştı
Akkuyu NGS’nin tanıtımı ve nükleer enerjinin güvenli olduğu algısının ortaya konması için Türkiye’de imamları seferber etme hazırlıkları yapılırken, dünyanın pek çok ülkesindeki dini cemaatler özellikle 2011’de Fukuşima’da yaşanan nükleer felaketin ardından hükümetlerden nükleer konusunda geri adım atmaları talebinde bulunmuşlardı.
JAPONYA: Fukuşima sonrasında nükleere en ağır tepkiyi gösteren Japonya Anglikan Kilisesi olmuştu. Anglikan Kilisesi’nin Mart 2012’de yaptığı açıklama şöyleydi: ”Bu kazanın nükleer bombalara maruz kalmış, radyasyona maruz kalmış ve nükleerle ilgili yeterince bilgi sahibi olamamış her birimize bir uyarı olduğunu söylemek mümkündür. Kazalar olmasa bile nükleer enerji insanların hayatı için büyük bir tehdittir. Ülkenin her yanına nükleer santraller kurarak refahın ve daha fazla enerjinin keyfini çıkarttık ancak Büyük Deprem’le birlikte nükleerin güvenli olduğu efsanesi ortadan kalktı. Japonya’yı nükleer enerjiden vazgeçmeye ve yaşam biçimlerimizi değiştirmeye davet ediyoruz. Nükleer enerji Tanrı’nın yarattığı yaşamı, doğayı ve insanlığın eşitliğini tehdit etmektedir.”
KANADA: Benzer bir açıklama, 2009 yılında ise Kanada Katolik Kilisesi’ne bağlı piskoposlardan gelmişti. Alberta eyaletine kurulmak istenen nükleer reaktöre karşı çıkan Katolik piskoposlar yaptıkları açıklamada, tartışmalı risklere sahip böylesi projeler hakkında bilimsel camiada güvenlik konusunda oybirliği sağlanmadığından, tüm sorumluluğun projeyi öneren kişi ve kurumlarda olduğuna dikkat çekmişlerdi. Aynı açıklamada nükleer tesislerin saldırılara açık hedefler oluşturduğu ve nükleer atıkların ortadan kaldırılmasıyla ilgili endişelere de değinilmişti.
ALMANYA: Almanya’daki nükleer enerji tartışmalarına katkı verenler arasında, Kardinal Reinhard Marx’ın önderliğinde bir araya gelen Alman Piskoposları da vardı. Piskoposlarca Mayıs 2011’de yayınlanan deklarasyonda, nükleer enerji üretiminin etik olmadığını belirtilmiş, gelecekteki tüm nesiller için öngörülemez tehditler oluşturan böylesi bir enerji üretim biçiminin güvenilmez olduğu ifade edilmişti.