Nükleer Santral Değil Enkaz

Deprem riski nedeniyle faaliyetine 6 yıl önce son verilen İTÜ'ye ait nükleer reaktör önümüzdeki günlerde yeniden çalıştırılacak. Yaklaşık 30 yaşında olan reaktörün yeniden faaliyete geçecek olması nükleer karşıtlarını ve çevrecileri kızdırdı. İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Nükleer Enerji Enstitüsü'nce 1979 yılında işletmeye açılan ancak 2002 yılında faaliyeti durdurulan 'Triga Mark II' adlı nükleer araştırma ve eğitim reaktörü, 6 yıl aradan sonra 21 Mart'ta yeniden çalışmaya başlayacak.

3 yıldır çalışıyorlar

Reaktör Müdürü Prof. Dr. Ahmet Bayülken, reaktörün yeniden çalıştırılması için Türkiye Atom Enerjisi Kurumundan (TAEK) yeniden izin almak gerektiğini ve bunun için de 2005 yılından bu yana çalışmaların devam ettiğini kaydederek, reaktörün çalışmaya başlamasının ardından öncelikle eğitim amaçlı kullanılacağını ayrıca reaktörden araştırmalarda faydalanılacağını ve tesisin başka üniversiteler ile sanayiye de açık olacağını ifade etti. Reaktörün sanayide, bir maden cevherinde başka elementlerin var olup olmadığının analizini yapmakta, adli tıp alanında kullanılacağını belirten Prof. Bayülken, reaktörün çalışması için sırada bekleyen araştırmaların bulunduğunu, İTÜ ve Yıldız Teknik Üniversitesi'nden taleplerin bulunduğunu söyledi.

İTÜ'nün nükleer araştırma ve eğitim reaktörü olan ''Triga Mark II''nin güvenli olduğunu savunan Prof. Bayülken, ''Çernobil gibi bir olayın burada olması mümkün değil. Gücü 250 kilovat ve içinde fazla yakıt olmadığı için bir kaza halinde radyasyon yayma ihtimali de çok fazla değil'' diye konuştu.

Nükleer enerjiyi savundu

Prof. Dr. Ahmet Bayülken, "Bugün karar verilse ve eğer herhangi bir bürokratik ve finansal engel çıkmazsa Türkiye'de ilk nükleer enerji santrali en az 8 yıl sonra çalışır hale gelir. Türkiye'de nükleer enerji santrali kurulması için Akkuyu hazır. Bugün Akkuyu'da çok kısa bir yenileme araştırması yapıldığı zaman orada hemen reaktör inşa edilebilir. 1970'lerden oranın yer lisansı var. Bunun gözden geçirilmesi lazım. Akkuyu, Sinop gibi uzun bir iş değil. Akkuyu'da nükleer enerji santrali kurmak için bugün karar verilse en geç bir yıl içinde orada inşaat başlar ve düğmesine basıp elektrik şebekesine elektrik vermek de minimum 8 yıl alır" açıklamasını yaptı.

Nükleerde dışa bağımlılık kaçınılmaz

Nükleer enerjide de dışa bağımlılığın kaçınılmaz olduğunu belirten Prof. Bayülken, "Nükleer güç reaktörleri için 2 tane teknoloji vardır. Biri doğal uranyum ile çalışanlar, diğeri de zengin uranyum ile çalışanlardır. Şu anda İran'ın yaptığı da uranyum zenginleştirme. Uranyum zenginleştirmeyi biz yapamayız ve bunu yapma teknolojisini bize vermezler. Yani zengin uranyum alma açısından dışa bağımlı olabiliriz.

Biz üretemeyeceğimiz için bunu üreten bir yerden, ABD, Rusya ve Fransa'dan almak zorunda kalırız. Ancak doğal uranyum ile çalışan reaktörler seçilirse o zaman yakıt açısından dışa bağımlı olmayız çünkü Türkiye'de en azından 2 reaktörü ömür boyu çalıştıracak miktarda uranyum var. Bu uranyumu işleyecek teknoloji de var. Dolayısıyla işlenen bu uranyum madeninden yakıt yapma olayı da mümkün. Bu durumda yakıt açısından dışa bağımlılık olmaz ama teknolojik açıdan yine bağımlı oluruz" diye konuştu.