Türkiye ile Japon-Fransız iş ortaklığında başlayan projede, Fransızların projeden ayrılmasının ardından Japonlar da, “Türk Lirası’nda yaşanan değer kaybı ile artan maliyet” gerekçesi ile 2019’da projeden çekildi. Japon-Fransız iş ortaklığının projeden ayrılmasıyla EÜAŞ dışında birlikte üstlenici şirketi kalmayan proje durdu.
Ancak ÇED süreci devam ettirildi. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, 11 Eylül’de, projeye ilişkin hazırlanan ÇED için olumlu kararı verdi.
Cumhuriyet’te yer alan habere göre; İnceburun Yarımadası’nda kurulması planlanan nükleer santral için 2013’te anlaşma yapılmıştı. Şimdiye kadar 4 kez duran proje kapsamında 650 bin ağacın kesildiği iddia edildi. Açıklama yapan Sinoplular, nükleer santral projesini ve ÇED sürecini değerlendirdi.
Sinop Meydanı’nda Eylem
Sinop Nükleer Karşıtı Platformu üyeleri Nükleer Santral ÇED raporuna karşı iptal dilekçeleri vererek hukuki süreci başlattı. Adliye’ye dilekçelerin verilmesinin ardından Uğur Mumcu Meydanı’nda buluşan Sinoplular, basın açıklaması yaptı.
Açıklamaya, CHP Sinop Milletvekili Barış Karadeniz, Sinop Belediye Başkanı Barış Ayhan, Çanakkale Belediye Başkanı Ülgür Gökhan ile TMMOB Yönetim Kurulu Üyesi Cemalettin Küçük, Elektrik Mühendisleri Odası Genel Merkez Yönetim Kurulu Üyesi Mehmet Özdağ ve KESK Eş Genel Başkanı Aysun Gezen de katıldı.
Sinop’un iki buçuk yıllık suyunu bir günde tüketecek
Projeyi üstlenen şirketin olmadığına dikkat çeken NKP Dönem Sözcüsü Kayhan Konukçu, karara karşı verdikleri dilekçe ile dava açtıklarını belirterek şunları söyledi: “Bu proje başta Sinop olmak üzere Türkiye’nin ekolojik dengesini bozma yönünde ve Kapitalist ülkelerin menfaatleri doğrultusunda tesis edilmektedir. Bu anlamda Sinop/İnceburun yarımadasında yapılması düşünülen Nükleer Güç Santrali projelerinden derhal vazgeçilmelidir. Proje bir daha gündeme çıkarılmamak üzere derhal iptal edilmelidir. Alınacak bu karar kamuoyu ile paylaşılmalıdır.”
Sinopluların projeye karşı olduğunu belirten Konukçu, “Sinop Nükleer Güç Santrali, yapılması halinde soğutma suyu Karadeniz’den çekileceği ÇED başvuru dosyasında görülmektedir. Buna göre: 4 ünite için 1 yılda 10 milyar 77 Milyon 696 bin metreküp su denizden çekilip gerekli soğutma yapıldıktan sonra tekrar denize deşarj edilecektir. Sinop ili ve ilçelerinde 2 buçuk yılda tüketilen kullanma ve içme suyunu Sinop Nükleer Güç Santrali bir günde tüketip kirlettikten sonra tekrar Karadeniz’e deşarj edecektir. Diğer bir deyişle, Karadeniz’de yaşam bitecektir.” diye konuştu.
Avukat Mehmet Horuş da "ortada bir ÇED raporu olmadığını" belirterek, “3 bin 300 sayfalık kalabalık bir evrak listesini ÇED raporu olarak getirmişler. Türkiye’nin önemli çevre davalarından birini açmış olduk.” dedi.
Elektrik 7-8 kat zamlanacak
Samsun Çevre Platformu (SAMÇEP) sözcüsü ve Elektrik Mühendisleri Odası (EMO) Genel Merkez Yönetim Kurulu Üyesi Mehmet Özdağ da, şunları söyledi: “EMO olarak nükleer santraller konusundaki görüşümüz çok nettir. Nükleer santrallerin artık toplumda tartışılacak bir tarafı kalmamıştır. Türkiye’de, şu ana kadar en yüksek elektrik tüketimi 3 Eylül 2020 tarihinde kaydedildi. Yaklaşık 49 bin MWatt Bunu Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ilan etti. Halbuki Türkiye’nin kurulu gücü şu anda 93 bin MWatt’ı geçmiş durumda. Netice itibariyle en yüksek tüketim anımızda bile yüzde 47’lik boş kapasitemiz var.
Yeni elektrik tarifeleri yayımlandı. Bu tarifelere göre her KWatt elektriğin bedeli yaklaşık 76 kuruş. Sanayide 80 kuruşun üzerine çıktı. Elektriğin toptan fiyatı EÜAŞ’ın yine 1 Ekim tarihli tarifesine göre 15.48 kuruş. 5 buçuk kata yakın bir fark var. Eğer Türkiye şu anda nükleer enerji gibi pahalı bir tercihi, çevresel sorunlarını geçtim ben bir elektrik mühendisi olarak söylüyorum, ihtiyacımız olmayan bir elektrik enerjisini envantere kattığımız an, Türk halkı olarak hem bu santralin kurulumundaki en az 40 milyar doları biz finanse edeceğiz, finanse edildikten sonra her bir KWatt/sa elektriğe minimum 12 sent vereceğiz. Bugün 5,5 kat zamlı gelen tarifeyi belki 7-8 kat zamlı ödeyeceğiz.”