Nükleer enerji santrallerinde bulunan radyoaktif uranyum elementi, nükleer fisyon adı verilen bir süreçle parçalanıyor ve parçalanan atomlar ısı açığa çıkarıyor. Daha sonra bu ısı, suyu ısıtarak buharlaştırıyor ve elektrik üreten türbinler de elde edilen bu buharın gücüyle çalışıyor.
Enerji Gazetesi'nin haberine göre, sözü edilen sürecin sonucunda doğa için tehlikeli olan radyoaktif atıklar ortaya çıkıyor. Grafitin içinde korunan bu atıklar, doğaya ve insanlığa zarar vermemesi için sahip oldukları radyasyonu yitirene kadar yerleşim yerlerine uzak depolarda bekletiliyor. Radyasyonun yarı ömrünün 5,730 yıl olduğu düşünüldüğünde, bu uzun bir süre demek.
Çalışmayı yürüten bilim insanları ilk olarak radyoaktif grafiti ısıtmanın bir yolunu buldu ve böylece radyoaktivitenin gaz formuna dönüşerek dışarı salınmasını sağladı. Daha sonra yüksek sıcaklık ve düşük basınca maruz bırakılan gaz katılaştı ve insan yapımı bir elmasa dönüştü.
Elde edilen elmaslar radyoaktif bir alana bırakıldıklarında küçük bir elektrik akımı üretiyorlardı. Bunu tespit eden araştırmacılar, materyalden salınan radyasyonu önlemek için elmasları radyoaktif olmayan başka elmasların içine yerleştirdiler ve bunu yaptıklarında üretilen elektriğin artış gösterdiğini, bataryanın %100 verimli hâle geldiğini gözlemlediler.