Devir, şüphe devri. Herkes, her işin içinde bir bityeniği arıyor. Ben,
gerçeği arıyorum. Ben sade bir vatandaşım. Sevan Nişanyan’ın
yaptığı tüm inşaatlara maalesef, yüz yüze bakarak yaşamımı sürdürüyorum.
Su katılmamış gerçekleri herkesle paylaşmak istememde, köyün geleceğinden başka
bir düşüncem veya kaygım yok.
Kaç inşaat
yaptı?
Nişanyan, kaç inşaat yaptı? Bağ Evleri (yaklaşık altı
ünite), havuz kompleksi, Bağ Evleri müştemilatı, iki münferit iki katlı bina, su
sarnıcı, 12 metre yüksekliğinde Hodri Meydan Kulesi, 2.5 katlı Nişanyan Otel
binası, otel bahçesinde hamam, Cumbalı Ev, Kerevetli Ev, Hamamlı Ev, Matematik
Köyü kompleksi (üç adet münferit iki katlı ev, kafeterya, hamam ve teraslar
dışında en az 10 adet bina).
Sevan Nişanyan’ın suçladığı Şirince imar
kanunu eğer zamanında çıksaymış ya da bugün çıksa ve yürürlüğe girse bu
binalardan kaçının izinli olma ihtimali vardı? Yalnızca tadilat yaptığı üç evin,
yani Cumbalı Ev, Kerevetli Ev ve Hamamlı Ev’in. İmar kanunu çıkmış olsa dahi
Sevan Nişanyan 20-25 adet binayı izinsiz yapmış olacaktı.
Şirince’nin güney cephesindeki kaçaklar En alt sırada köyün evleri yer
alıyor. En üstteki beyaz yapı, köyün standart şekilde düzenlenmiş su
deposu.
Yasalar üzerinde değil
İmar
Kanunu’nun çıkıp çıkmaması, Sevan Nişanyan’ın “mağduriyeti” ile alakalı
değildir. Bu koparılan vaveylada ikinci son derece sarih hata ise şuradadır:
Şirince’de ben dahil hemen herkesin kaçak denebilecek bir yapısı vardır. Ama,
hiçbir evin sahibi, her an tepemize yıkacaklar korkusuyla yaşamaz. Bugün
Nişanyan’ın kaçak olup hakkında kesinleşmiş yıkım kararı olan 20’ye yakın
binasından üçüne yıkım kararının fiilen uygulanması girişiminin sebebi, sadece
ve sadece kendisinin son bir yıl içinde iyice dellenip defaten devlete meydan
okuması, hakaret etmesi, kendini devletin ve yasaların üzerinde ilân
etmesidir.
Kimse mutlu olmaz
İmar Kanunu çıksa
iyi olacak elbette. Köylü de bunu ister tabii. Ama koruma altında, 1’inci derece
kentsel sit ve 3’üncü derece doğal sit alanı olan bir köyde çıkacak olan kanun,
zaten tabiatı gereği, inşaatlarla gelişmek, yayılmak, yenilenme isteyen hiç
kimseyi mutlu edecek bir şey değildir. Bu konuda da gerçekçi olmak
gerekir. Koruma altında bir köyde yaşamak kolay değildir. Kimse
Şirince’nin sit alanı olması neticesindeki zorlukları, bu tanımın yaşamaya ve iş
yapmaya engeller oluşturduğunu yadsıyamaz. Öte yandan, bu köy bugün koruma
altında olduğu için bir turizm cazibe merkezidir. Bu koruma Nişanyan’ın uygun
gördüğü gibi kaldırılacak olsa turizm balonu sönüp gider ve turizm yatırımları
yapmak için yasaların kaldırılıp total serbesti sağlanmasına taraftar olanlar
çırpınarak fakr-ü zaruret içinde ölürler. Olay, “Şirince’nin en güzel
evlerinin yıkılması” meselesi değildir. Olay, Şirince’nin geleceğidir. Bu yıkım
yapılmazsa, bundan sonra Şirince’ye ne kuleler, ne tatil köyleri, ne sıra sıra
binalar dikileceğidir.
Matematik Köyü giderek yayılıyor Ali Nesin’in Matematik Köyü, son
üç-dört senedir bakir bir alana giderek yayılıyor.
Tüm
mülkünü Aziz Nesin Vakfı’na bağışladı
Yazar ve dilbilimci Sevan
Nişanyan, yıkım kararı alınan Nişanyan Evleri’ni birkaç gün önce Nesin Vakfı’na
bağışladı. Yaşamının önemli bir bölümünü Şirince’de geçiren ve köyün
tanınmasında önemli bir isim olarak kabul edilen Nişanyan, bağışla ilgili
yaptığı açıklamada bunu uzun zamandır düşündüğünü belirterek, “Son günlerde
yaşadığımız acı olaylar, sürecin hızlanmasını sağladı” dedi. Bağışın yıkım
kararlarına yönelik etkisinin sorulması üzerine ise Nişanyan, tavrını koruyarak,
“Öyle de yıkamazlar, böyle de yıkamazlar. Yıksalar o enkazın altında Devlet
kalır. Bu hakikati kavrayamayanları gaflet uykusundan uyandırmak açısından bu
attığımız adım belki öğretici olur” ifadesini kullandı. Bağışlanan mülkler
Nişanyan Oteli, bir tarihi ev, bir hamam, bir arsa ile çok sayıda bağevi, bir
konak, çiftlik ve Hodri Meydan Kulesini içeren İlyastepe arazisinden oluşuyor.
Nişanyan’ın kendi evi de bağışlanan mülkler arasında bulunuyor. Nişanyan Evleri
otel tesislerini Nişanyan işletmeye devam edecek. Öte yandan, Nişanyan Evleri’ne
yönelik yıkım kararı en son 17 Şubat 2011 tarihinde 15 günlüğüne ertelenmişti.
İzmir İl Özel İdaresi Encümeni, geçen yıl eylül ayında ‘22 yapı için sit
alanında kaçak olarak inşa edildiği’ gerekçesiyle yıkım kararı
almıştı.