Nikomedia Gün Görecek

Bugünkü Kocaeli kent merkezinin bulunduğu yerde, antik çağlarda “Nikomedia” kenti kuruluydu. Nikomedia, İstanbul’dan (Konstantinopolis) daha eski ve büyüktü; üstelik, İstanbul’dan önce Roma İmparatorluğu’nun doğu başkentiydi. Buna rağmen, bölgede sanayileşme ve yerleşim hızla geliştiğinden gerekli arkeolojik kazılar bugüne kadar yapılamadı. Şimdiye kadar İzmit’te bulunan arkeolojik eserler, genellikle sanayi tesislerinin inşaatı sırasında şans eseri bulunanlardan meydana geliyor.

Üniversite-belediye işbirliği
Kocaeli Üniversitesi ve Büyükşehir Belediyesi’nin öncülüğünde başlatılan yeni çalışmanın amacı; kapatılan SEKA Kağıt Fabrikası, Üçtepeler ve Köseköy alanındaki antik kent kalıntılarını gün ışığına çıkarmak. Çalışma ekibinde Kocaeli Üniversitesi Yer ve Uzay Bilimleri Araştırma Merkezi’nden Prof. Dr. Fırat Özer ve Prof. Dr. Şerif Barış ile Büyükşehir Belediyesi ve Müzü Müdürlüğü’nden elemanlar yer alıyor.

Çalışmada, kazıdan önce jeofizik aletlerle yeraltı taranarak, eserlere zarar verilmemesi öngörülüyor. Çalışmalar hakkında bilgi veren Büyükşehir Belediyesi Danışmanı Erkan Ayan, “Almanya’nın Kiel Üniversitesi Yer Bilimleri Bölümü’nün de destek verdiği bu çalışmada son teknolojik cihazlar kullanılması, tarihi eserlerin zarar görmesini önlüyor” dedi.

Eski Roma başkenti
İzmit’in bugüne kadar çeşitli medeniyetlere ev sahipliği yaptığına dikkat çeken Prof. Dr. Fırat Özer de, ilk bulguların MÖ 12. yüzyıla kadar dayandığını söyledi. Bugüne kadar kentte Helenistik, Roma, Bizans, Selçuklu ve Osmanlı dönemine ait birçok kalıntının bulunduğunu belirten Özer şöyle konuştu:
“Özellikle, Roma İmparatorluğu’na başkentlik yapmış ilimizde tarihi kalıntıların bulunması kaçınılmazdır. Bugünkü kent dokusu antik kalıntıların belirlenmesini zorlaştırmaktadır ve yüzeyde görülebilir antik miras yok denecek düzeydedir. Bu amaçla antik mirasın ortaya çıkarılması için bir proje başlatıldı. Projenin temel amacı ilin sınırlarında eski medeniyetlere ait kalıntıların, jeofizik çalışmalar ile araştırılması, ilimize ait tarihi ve turistik mekanların kazandırılmasıdır.”

Arkeolojik aramalarda kullanılan jeofizik yöntemlerin, yeraltında gömülü kalıntıların yer, biçim, uzanım, derinlik özelliklerini üç boyutta verdiğini kaydeden Prof. Dr. Özer, yöntemin hem zaman kaybını hem de masrafları azalttığını söyledi.