Nevzat Bayhan: Bir Turist İstanbul'u Gezdikten Sonra, 'İşte Benim Yaşayacağım Şehir' Derse Çok Mutlu Olurum



İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin hem kendi işlerinde hem de iştigal konuları çerçevesinde, serbest piyasada rekabet edebilecek hızda ve kalitede konuşlandırılmış 22 özerk şirketi var. Ağaçtan taşımacılığa, ekmekten suya kadar İstanbullu hemşehrilerinin ihtiyacına cevap verecek bu şirketler arasında İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kültür AŞ de bulunuyor.

Kültür AŞ'nin kuruluşu 1989 tarihine kadar gidiyor. İBB bünyesinde kültür, sanat ve turizm hizmetleri sunmak üzere kurulmuş olan Kültür AŞ ticari amaçlı bir anonim şirket. Ne yazık ki Kültür AŞ'nin bu faaliyetlerinden son yıllara kadar pek haberdar olmayanlardanım. Belki de İstanbul'u derinlemesine yaşayan birisi olarak itiraf etmem gerekiyor çünkü Kültür AŞ Genel Müdürü Nevzat Bayhan ile yaptığım söyleşi sonrasında yapılan faaliyetlerden ne kadar üstünkörü bilgi sahibi olduğumu görüyorum. Oysaki yapmam gereken Kültür AŞ'nin etkinliklerini ayrıntılarıyla veren www.kultursanat.org'ye bakmakmış. Bu arada bir küçük itirafım da var; İstanbul'un fethini ve şehrin düştüğü anı görselleştiren Panorama 1453 Tarih Müzesi'ni gördüm ve özüme döndüm, yüreğim ise epey bir kabardı. Tavsiye ederim gidin, görün.

Bir şehre sahip çıkmak!

"Bir şehre sahip çıkmak, o şehrin kültürüne sahip çıkmakla mümkündür." diyen bir genel müdür var Kültür AŞ'nin başında. Gazeteci-yazar Nevzat Bayhan, Adıyaman doğumlu ama İstanbul'dan söz ederken, "İstanbul'da yaşamak bir fırsat. Bana, 15 milyon insanın ekmek yediği bu şehre hizmet edebilme görevi verildiği için hem kendimi şanslı hissediyor hem de bu hizmeti kutsal buluyorum. Görevimi yaparken de adeta bir ibadet hazzı duyuyorum." diyecek kadar da İstanbul âşığı.

Nevzat Bayhan yazar kişiliğiyle öne çıkarken kendisinin Dokuz Eylül Üniversitesi Mühendislik-Mimarlık Fakültesi ve aynı üniversitenin Fen Bilimleri Enstitüsü'nü bitirdiğini öğreniyorum. "Bizim zamanımızda büyüklere gazeteci-yazar olacağım demek ne mümkündü! Biz de eğitim seçiminde genel isteğe uyduk." diyor. Dil eğitimi için ABD Rutgers Üniversitesi PALS lisan okuluna giden Bayhan, bir süre Amerika'da kalır ve Stevens Institute of Technology'de dört yıl çevre mühendisliği konusunda doktora yapar. Genel Müdür Bayhan'ın yazım kariyeri 1983 yılında, sosyal ve bilimsel konularda yazılar yazarak başlar. ABD'de Golden Generation dergisinin başyazarlığı ve editörlüğünü de yapan Bayhan, 1995-2002 yılları arasında gazetemizin de köşe yazarları arasında yer alır. Kültür AŞ ğenel müdürlüğü öncesinde bir süre Cihan Haber Ajansı genel müdür yardımcılığı görevini de yürüten Bayhan, tam bir kitap düşkünü.

Türkiye Gazeteciler Cemiyeti, Yazarlar Birliği ve Basın Konseyi üyesi olan Bayhan, Uyuşturucu ile Mücadele Derneği'nin de kurucu 2. başkanı. Böylesine güçlü bir eğitim altyapısına sahip olan Nevzat Bayhan konuşmaktan ziyade yaptıklarıyla anılmayı isteyen yöneticilerden biri olarak tanımlanabilir.



Özel sektörle yarışacak bir yönetim anlayışı

Kültür AŞ'de Genel Müdür Bayhan'ın tanımladığı ve kurumun da uygulamayı sürdürdüğü modern bir yönetim anlayışı var. Bu yaklaşım dürüst, adil, istikrarlı ve çalışanlara huzur veren sürekli bir çalışma ortamı oluşturmak olarak belirtilmiş. Kültür AŞ çalışanları için belirlediği politika ise performansı, mesleki ve ekonomik tatmini yüksek elemanlarla kalitesi yüksek hizmet üretmek olarak şekillenmiş. Yönetim kademeleri için iç kaynakların değerlendirilmesine öncelik veren bir personel politikasını uygulayan kurum, çalışanlarının kültür ve sanat sektörünün gerektirdiği güncel bilgilere sahip olabilmesi için şirket içi eğitimler de veriyor. İştigal konusu İstanbul ağırlıklı Türk kültür ve sanat ürünlerinin tanıtılması olan Kültür AŞ, bu görevi yerine getirirken en çok topluma karşı sorumluluk hissediyor.

Pek çok uygarlığa ev sahipliği yapmış zengin kültürel mirasa sahip olan İstanbul, yüzyılların birikimi tarihi dokusu, sosyal hayatı, eğitim ve öğretim kurumlarıyla dünyanın en gözde şehirleri arasında yer alıyor. Bu özelliklerin tümüne sahip İstanbul'u şimdi burada anlatmaya kalkmak cüretkâr bir davranış olur. Belli ki Kültür AŞ de bunun çok farkında ve sayfalarla değil kitaplarla şehri anlatmaya çalışıyor. Bu nedenle de İstanbul için araştırmalara dayanan kitaplar yapıyor, yapılmışları da sahipleniyor. 60 kadar İstanbul ile ilgili kitabı yayımlayan Kültür AŞ eğer sahiplenilmezse kaybolup gidecek sanat, edebiyat ve özel fotoğraflarla ilgili kalıcı eserler bırakmaya özen gösteriyor. Kitaplar Kültür AŞ'ye bağlı üç kitabevinde İstiklal Caddesi ile Yenikapı ve Kadıköy iskelelerinde satılırken, kitaplara daha kolay ulaşılabilmesi için Remzi, D&R, Alkım ve Dösim gibi pek çok kitabeviyle de anlaşmalar yapılmış. Kitapların tamamını içeren listeyi Kültür AŞ'nin web sitesinden görmek mümkün. Ayrıca kurum bütün bu faaliyetlerinden ötürü pek çok saygın kuruluş tarafından da Türkiye'nin en iyi yayıncısı ödülüne layık görüldü.
 
Genel Müdür Nevzat Bayhan, gerçek bir kitapsever. Bu nedenle de kitabın özel günlerde iyi bir armağan olduğunu söylüyor. Ülkemizde kitap okumanın genetik kodlara işlenmesi gerektiğinin altını çizerek bir de çarpıcı istatistik veriyor, "Öğretisinde 'Oku' denilen bir toplum neden gerektiğince okumaz? Japonlar günde ortalama 24 dakika, biz 16 saniye okuyoruz." diyor.

İz bırakan mekânlarda iz bırakan etkinlikler yapılıyor

Mülkiyeti İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne ait olan Miniaturk-Minyatür Türkiye Parkı, Cemal Reşit Rey Konser Salonu, Tarık Zafer Tunaya Kültür Merkezi, İdris Güllüce Kültür Merkezi, Mecidiyeköy Kültür Merkezi, Yerebatan Sarnıcı ve Cemal Reşit Rey Stüdyoları'nın işletmeciliği de yine Kültür AŞ tarafından yapılıyor. İşletmecilik deyince iş sadece bu mekanları yönetmek gibi gözükürse de 20'ye yakın kültürel mekânda iz bırakan pek çok etkinliğe imza atılmış. Mesela müze olarak restore edilen ve ziyarete açılan Yerebatan Sarnıcı, hatıralardan silinmeyecek şiir akşamları, konser ve sergilere ev sahipliği yaparak, yerli ve yabancı birçok sanatçıyı ağırlamış.



Kültür AŞ'nin faaliyetlerine kısaca bir göz atarsak:

Minyatür eserlerden meydana gelen Miniaturk milyonlarca insanın ziyaret ettiği ve bugün pek çokları unutulmaya yüz tutmuş tarihî yapıları temsil ediyor. Türkiye ve Osmanlı coğrafyasından seçilmiş 105 eserin yer aldığı Miniaturk, turistlerin de gözdesi.

Dünyanın en seçkin konser salonlarından biri olan CRR Konser Salonu 11 yıldır hizmet veriyor. Son beş yılda yaptığı pek çok atılımın yanı sıra kendi bünyesinde bir senfoni orkestrası ve opera kuran kurum, genç yetenekleri kültür ve sanat hayatımıza kazandırıyor.

CRR Stüdyoları ise gelişmiş bir teknik altyapısına sahip. Başkanlık programlarının takibinin yanı sıra özel televizyon kanallarına ve yapımevlerine teknik cihaz ve mekan kiralaması da yapılıyor.

Geçmişin en nadide ve ilgi çekici eserlerinden birisi de kuşkusuz Yerebatan Sarnıcı. Sarnıç, İmparator I. Justinianus tarafından altıncı yüzyılın ortalarında inşa ettirilmiş. Yerebatan Sarnıcı, onarımlardan sonra Cumhuriyet döneminde İstanbul Belediyesi tarafından müze haline getirilerek ziyarete açılmış. Bugün sarnıç, ulusal ve uluslararası etkinliklere de sahne olurken Yerebatan Sarnıcı Yaz Konserleri ise artık gelenekselleşmiş.

İstanbul'da ana arterlerde bulunan billboardlar, 2002 yılı başından itibaren Kültür AŞ tarafından işletiliyor.

Tarık Zafer Tunaya Kültür Merkezi ile Mecidiyeköy Kültür Merkezi kültür ve sanat etkinlikleriyle halka hizmet ederken işletme sorumluluğu yine Kültür AŞ'de.

Kültür AŞ'ye bağlı Grafik Atölyesi de İBB'nin ve bağlı işletmelerin faaliyetlerinde kullanılan basılı materyallerini tasarlıyor.

Genel Müdür Bayhan, bütün bu nezih mekânlarda pek çok kaliteli etkinliğin yapıldığını söylüyor. Ancak bu arada içine sindiremediği bir konuyu da bizimle paylaşıyor, "Neden bu etkinliklere İstanbullularca yeterince ilgi gösterilmiyor? Bana göre 'kültür' masanın aksesuarı ya da yemeği değil, masanın kendisidir." diyor.



Ben şanslıyım çünkü...

Bu kadar çok ürün ve hizmetin hayata geçirilmesinin pek de kolay olmadığını söylüyorum. "Ben şanslıyım." diyor Nevzat Bayhan ve devam ediyor: "Çünkü daha önce İstanbul'a başkanlık etmiş bir başbakanın iktidarında, 365 gün 24 saat İstanbul'a hizmet etme yarışında olan bir başkan ile çalışıyorum. Bu nedenle İstanbul adına götürdüğümüz tüm projelerimiz hızlıca onaylanıyor, yolumuz açılıyor. Türk Dünyası Kültür Mahallesi ve Panorama 1453 gibi görenlerin beğenisini alan çalışmalarımız da aldığımız desteğin bir ürünüdür. 2004'ten bu yana yaptığımız etkinlikler finansal anlamda beş kat büyürken, sayısal anlamda da 14 katına yükseldi. İstanbul'un her köşesi bir değeri saklıyor ve yapılacak o kadar çok şey var. Başkan'ımız Sayın Kadir Topbaş, 'İstanbul çeyiz sandığına benzer.' der. Bu sandıktaki bohçalar ise kolay kolay bitmez."

Kendisini İstanbul'a ilişkin en çok neyin mutlu edeceğini sorduğumda ise "Bir turist şehri gezdikten sonra, 'işte benim yaşayacağım şehir İstanbul' derse kendimi gerçekten çok iyi hissederim." cevap veriyor.

Panorama 1453 Tarih Müzesi'ni 500 bin kişi gezdi

"Fatih Sultan Mehmet'in otağını ilk kurduğu yerde kurulan Türk Dünyası Kültür Mahallesi'nin özel bir anlamı da var. Topkapı'da kurulan bu yapı Türk dünyasına ilişkin geniş bir fikir de veriyor. Buradaki evler orijinalindeki gibi tasarlandı ve kendi konsolosluklarının himayesinde gerçekleştirildi. 1453'e gelince; dünyada üç boyutlu panoramik müze uygulaması giderek yaygınlaşıyorken bizim Panorama 1453 Tarih Müzemiz başkanımızın da isteğiyle tam panoramik olarak dizayn edildi. Fetih anı 28 metrelik bir çapta dondurularak resimlendi. Resim eleştirmenlerinden tam not alan müzeyi daha şimdiden 500 bin kişi ziyaret etti bile. Bu da bize kültür turizminin getirisi konusunda bir fikir veriyor. İstanbul'un pek çok kültür değeri turizm adına paketlenebilir, pazarlanabilir."