Adıyaman Kültür ve Turizm Müdürü Abdullah Güven’e göre, Nemrut Dağı’ndaki restorasyon çalışmaları bir heyet tarafından yapılmalı. Prof. Dr. Sencer Şahin ise çalışmaların durdurulması kararının sevindirici olduğunu açıkladı.
Müdür Abdullah Güven, Nemrut Dağı’ndaki restorasyon çalışmalarının yerli olsun, yabancı olsun bir heyet tarafından yapılmasının büyük önem taşıdığını söyledi. Güven, Nemrut Dağı Tümülüs ve Anıtları’nda 2001 yılından bu yana yabancı bir ekip tarafından, alan araştırması ve restorasyon çalışması yapıldığını, bu çalışmalara Kültür ve Turizm Bakanlığı ve Dışişleri Bakanlığı’nca yapılan araştırmalar sonucunda izin verildiğini belirtti. Akdeniz Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Eskiçağ Dilleri Bölümü Başkanı Prof. Dr. Sencer Şahin ise, “Nemrut’un mezarının üzerinde içki sofraları kurarak tepinenlere, bilim adına anıtı tahrip eden ve ettirenlere göz açtırmamalıyız” diye konuştu.
Müdür Abdullah Güven, Nemrut Dağı’ndaki restorasyon çalışmalarının yerli olsun, yabancı olsun bir heyet tarafından yapılmasının büyük önem taşıdığını söyledi. Güven, Nemrut Dağı Tümülüs ve Anıtları’nda 2001 yılından bu yana yabancı bir ekip tarafından, alan araştırması ve restorasyon çalışması yapıldığını, bu çalışmalara Kültür ve Turizm Bakanlığı ve Dışişleri Bakanlığı’nca yapılan araştırmalar sonucunda izin verildiğini belirtti. Akdeniz Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Eskiçağ Dilleri Bölümü Başkanı Prof. Dr. Sencer Şahin ise, “Nemrut’un mezarının üzerinde içki sofraları kurarak tepinenlere, bilim adına anıtı tahrip eden ve ettirenlere göz açtırmamalıyız” diye konuştu.
Adana Bölge Koruma Kurulu’nca uygun görüldükten sonra başlatılan çalışmaların, Bakanlıkça görevlendirilen arkeolog ve benzeri dallardaki temsilcilerin gözetiminde gerçekleştirildiğini ifade eden Güven, “Nemrut’ta en son 2003 yılında çalışma yapılmıştı. Ancak mahalli ve ulusal basında çeşitli iddialar çıkması üzerine, durum Bakanlığımızca konunun uzmanı bilimadamlarına incelettirildi. Dünya Müze ve Ören Yerleri Örgütü (ICOMOS) Türkiye Milli Temsilcisi Prof. Dr. Zeynep Ahunbay başkanlığındaki 5 kişilik heyet tarafından durum tespiti yapılarak, geleceğe yönelik rapor hazırlandı. Rapor sonucu, çalışmalar durduruldu” ifadesini kullandı.
Güven, Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın Nemrut’taki gerekli çalışmaları sürdüreceğini düşündüğünü, sonuç olarak burada restorasyona ihtiyaç duyulduğunu belirtti.
‘RESTORASYONUN HEYETÇE YAPILMASI HAYATİ ÖNEMDE’
“Yerli olsun, yabancı olsun bir heyet tarafından bu restorasyonun yapılması hayati önem arz etmektedir” diyen Güven, zaman kaybedilmeden, zamanın ve doğanın tahribinin önüne geçilmesi gerektiğini kaydetti.
Nemrut Dağı’ndaki varlıkların insanlığın ortak değeri olduğunu, 2 bin yıllık dünya kültür mirasının gelecek kuşaklara aktarılması için gerekli önlemlerin alınması gerektiğini ifade eden Güven, “Aslan horoskopu ve bir stel, Amsterdam Üniversitesi’nden arkeolog Prof. Dr. Herman Brijder’in ekibince restorasyon amaçlı uygulama yapıldıktan sonra, uygulamanın verimliliğinin test edilmesi amacıyla çalışma alanındaki gözlemevine götürüldü. Yeni görevlendirecek ekip, bu ve diğer çalışmaları kaldığı yerden yürütecektir. Umut ediyorum ki çalışmalar çok geciktirilmeden konunun uzmanlarınca sürdürülür” diye konuştu.
DÜNYADA, ‘AÇILMAYAN’ TEK KRAL MEZARI UNVANI ...
Adıyaman Ticaret ve Sanayi Odası (ATSO) Başkanı Zafer Ersoy da Nemrut Dağı’nın dünyanın ortak hazinesi olduğunu belirterek, “Bu tarihi geleceğe taşımak zorundayız” dedi.
Nemrut’un Adıyaman için vazgeçilemez, aynı zamanda önemli bir tarihi bir mekan olduğunu ifade eden Ersoy, “Nemrut Dağı sadece Adıyaman’ın değil dünyanın önemli bir sorunu olmuştur. Dünyada açılmayan tek kral mezarı olma unvanına sahip Nemrut’u devasa kral ve tanrı heykelleriyle birlikte geleceğe taşımak bir insanlık vazifesi olmuştur” diye konuştu.
“Bu tarihi, yorgun ve hasta mekanı bir an önce sağlığına kavuşturmak için restorasyon çalışmaları yapılması gerektiğini” belirten Ersoy, “Bu çok önemli bir görev. Birilerinin bu görevi üstlenip bu mirası geleceğe taşımak adına harekete geçmesi gerekiyor. Bu konuda uzman, deneyimli ve şaibeye izin vermeyecek bir bilim kurulunun oluşturulması zamanı geçmiş olsa da restorasyon çalışmalarının başlatılması lazım. Geleceğe karşı sorumluluklarımız var. Kendimiz, ülkemiz ve dünyamız için yapmaya zorunlu olduğumuz işler var. Bu varlığı korumak da ilgili ve yetkililer için bir görevdir. Bu görev yerine layıkıyla getirilmezse cezası ve verilecek hesabı ağır olur” dedi.
NEMRUT’UN MEZARININ ÜZERİNE İÇKİ SOFRALARI KURANLAR
Akdeniz Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Eskiçağ Dilleri Bölümü Başkanı Prof. Dr. Sencer Şahin ise, “Nemrut’un mezarının üzerinde içki sofraları kurarak tepinenlere, bilim adına anıtı tahrip eden ve ettirenlere göz açtırmamalıyız” dedi.
Prof. Dr. Şahin, Kültür Bakanlığı’nın Nemrut Dağı’ndaki restorasyon çalışmalarını durdurması kararının sevindirici olduğunu söyledi.
‘SADECE ESER DEĞİL, TARİH DE TAHRİP EDİLDİ’
Nemrut Dağı’nda tahribi ve tahrifi yapanların, izinlerinin iptal edilerek, bilim adına işledikleri kabahate oranla pek önemsenmeyecek bir cezaya çarptırıldıklarını savunan Prof. Dr. Şahin, “Bugün Nemrut Dağı’nda sadece eser değil, tarih de tahrip edilmiştir. Bunun geriye dönüşü yoktur. Sonuçta izinleri iptal edilenler belki bir daha Nemrut Dağı’na çıkamayacaklar, o kadar! Peki onlara ‘devlet adına’ bile bile, tahribat izni çıkaran dönemin bakanı, müsteşarı ve genel müdürü ne olacak? 1980’li yıllardan beri Nemrut Dağı Projesi’nin başkanlığını yapan bir Türk bilimadamının iznini sessiz sedasız yok sayan, onun bu kültür mirası üzerine yazdığı bilimsel raporları, sözlü uyarıları görmezlikten ve duymazlıktan gelerek Hollandalı ekibe izin veren bu üçlüden hesap sorulmayacak mı? Bence sorulmayacak, çünkü bugüne kadar böyle bir hesap kimseden sorulmadı. Hesap sorulmasını isteyenler ise, tıpkı benim gibi cezalandırıldı. Bu hesap sorulmama ve kargayı kılavuz edinme geleneği, Türkiye’de birçok şeyde olduğu gibi, kültür mirasımız üzerinden rant sağlamaya çalışan ve çalışacak olan makam yetkisine sahip kişileri daha da yüreklendirmektedir” diye konuştu.
Prof. Dr. Şahin, “Nemrut’un mezarının üzerinde içki sofraları kurarak tepinenlere, bilim adına anıtı tahrip eden ve ettirenlere göz açtırmamalıyız” ifadesini de kullandı.
‘TOPRAĞIN GEÇMİŞİ, TIPKI BİR İNSANIN GEÇMİŞİ GİBİDİR’
Nemrut Dağı tümülüsü ve anıtlarına sahip çıkması, yapılan tahribatın hesabını sorması gerekenlerin başında Adıyamanlı parlamenterlerin geldiğini belirten Prof. Dr. Şahin, sözlerini sürdürerek, “Ama onlardan şu ana kadar ses yok. Bunu yaparlarsa adeta günaha gireceklermiş gibi bir tavırları var. Bence tavır takınırlarsa, sevaba girerler. Çünkü üzerinde yaşanan ve vatan denilen toprağın geçmişi, tıpkı bir insanın geçmişi gibidir. O geçmişe iyisiyle ve kötüsüyle günahıyla ve sevabıyla sahip çıkılır ve saygı duyulur” diye konuştu.