Küresel ısınmanın, çarpık yapılaşmanın ve betonlaşmanın kentlerimiz ve sağlıklı yaşamımız üzerindeki olumsuz etkisi yadsınamaz bir gerçek olarak karşımıza çıkıyor. Bugün Avrupa’da her 100 m² teras çatı alanının en az 50-60 m²’si yeşil çatı ve solar enerji sistemleri ile tasarlanabilir durumda iken bizde bu oran teşvikler ve yeni imar kanunu ile henüz 20-30 m²‘ler oranındadır. Eğer bu oranı artırırsak aşağıda sayacağımız pek çok faydayı aynı oranda fazla olarak elde etmiş olacağız.
Peki, neden “Bitkilendirilmiş Yeşil Çatılar” yapmalıyız?
- Yağmur suyunu kullanarak yeşil örtüye dönüştürdüğünden fazla drenaj yoğunluğunu azaltır, atık şebeke suyu yükü hafifler.
- Hava kirliliğini ve havadaki toz partikülünü azaltır. Yeşil örtüsü daha az olan bölgelerde yapılan testlerde görülmüştür ki yeşili yoğun olan bölgelere oranla havadaki toz partikül miktarı 3-7 kat arası daha fazladır.
- Oksijen üretimi artar, buhar geçirimi yüksektir. Hava kalitesini yükseltir. Doğal olarak karbon salınımını azaltır.
- Yüksek yalıtım değeri olan ve ısı radyasyonu yapmayan yapısı ile şehirlerdeki ısı ada oluşumu etkisini azaltır. Bunun sonucu ısıtma – soğutma giderlerini düşürür, kentsel konforu yükseltir.
- Gürültüyü emerek, kentsel boyutta ses yalıtımı sağlar.
- Sera gazlarını yok eder, yağmur suyuna havadan karışan ağır metalleri toprak içinde tutarak arındırır.
Şato Ayasanda Oteli Çeşme
- Geri dönüşümlü bir malzemedir. Uygulanmasında düşük enerji kullanılır. İnsan gücü yeterlidir.
- Hafriyat aşamasında kaybedilen doğal toprağı içerisine katılan özel karışımlar ile bitki toprağı olarak geri kazandırır.
- Dünya üzerindeki biyolojik çeşitliliğin ve kentsel tarımın artmasına katkıda bulunur.
- Tasarım ve estetik zenginliği yüksek, yeşil ile bütünleşmiş mimari konseptler oluşturur.
- Yapıyı UV ışınlarından koruyarak, çatıyı ve taşıyıcı konstrüksiyonu mekanik hasarlardan korur. Yapının yangın korunumunu yeşil alanlar ile en üst düzeyde sağlar.