İstanbul’da kentsel ve transit trafiğin bütüncül bir yaklaşım ile nasıl ele alınması gerektiğini ve 3. köprü projesi ile yeniden gündeme gelen boğaz geçişlerinde en akılcı çözüm yaklaşımlarının neler olabileceğini de aktaran rapor tüm gelişmiş ülkelerde kabul gören ve kentlerde yaşayanların ulaşım gereksinimlerini güvenli, ekonomik, hızlı ve konforlu bir biçimde sağlayan, toplum yararını gözeten, çevreye duyarlı, sürdürülebilir ve çağdaş politikalara dayanması gerektiğini vurguluyor.
21. yüzyılın temel ulaşım anlayışı geçmiş yüzyıllardan farklılaşarak çevresel zararı en aza indiren, kentsel yaşam kalitesini artıran, kent merkezlerindeki sıkışıklıkları ortadan kaldıran ve öncelikle insanların kentsel hizmetlere ve sosyal donatılara ekonomik, hızlı, konforlu ve güvenli erişimini sağlayan kentsel ulaşım sistemlerini gerekli kılıyor. Bu bağlamda İstanbul’a arazi kullanım-ulaşım ilişkisi bakımından uygun görülen sistem yaklaşımları hem ÇDP’de, hem de çok sayıda ulaşım ve planlama bilimcisi ve ilgili meslek odaları tarafından savunulan ortak bir tanımda birleşiyor:
“İstanbul’un kuzeyindeki doğal/ekolojik bütünlüğü ve kentsel alandaki tarihi/kültürel dokusunu bozmayacak; doğu-batı yönündeki doğrusal gelişmeyi destekleyen raylı sistemlerinin ana omurgasını oluşturduğu ve deniz ulaşımının payının arttırılarak karayoluyla da desteklenen entegre bir toplu ulaşım ağı yaratan; yakalar arasında nüfus ve istihdam dengesini gözeterek lojistik ve transit trafiğin kentsel ulaşımla bütünlüğünün sağlandığı, hizmet ve yönetim kalitesi yüksek, bütüncül bir insan odaklı ulaşım sistemi”
Bu kapsamda İstanbul için ideal ulaşım sistemi için uygulamaya dönük temel politika başlıkları da şekillenmiş oluyor;
• Üretilen ve üretilecek olan politikalarda süreklilik ve kararlılık sağlanması gerekiyor. Bunun da çok başlı olmayan, sorumluluk ve görev dağılımı tanımlı bir kurumsal yapı içinde yürütülmesi.
• Eldeki kaynakların ve hizmet altyapısının daha verimli ve sürdürülebilir kullanılması.
• Kentin gelecekteki ulaşım sisteminin araçların değil insanların en ekonomik, hızlı ve güvenli bir şekilde ulaşımına öncelik verilerek planlanması gerekiyor. Bu nedenle trafik sıkışıklıklarını çözmek üzere yeni yol ve kavşakların yapımı yerine, toplu taşıma sistemlerinin geliştirilmesi, standartlarının yükseltilmesi ve kullanımının özendirilmesi.
• Kenti doğu-batı aksında kat eden ve toplu ulaşım ağının ana omurgasını oluşturacak olan bir raylı sistem ağının geliştirilmesi.
• Toplu ulaşımda türler (karayolu, raylı sistemler ve denizyolu) arasında entegrasyonun sağlanması ve kentin önemli noktalarında bu türler arası aktarmalara olanak veren transfer merkezlerinin yapımı.
• Bir yandan kent içi araçlı yolculuklarda ve yakalar arasındaki geçişlerde toplu taşımacılığın payını arttırırken, diğer yandan da toplu taşıma yolculukları içerisinde raylı sistem ve denizyolu taşımacılığının paylarının arttırılması.
• Hızlı ve konforlu toplu taşıma sistemlerinin yaygınlaştırılmasına paralel bir şekilde uygun aktarma ve otopark alanları planlanması.
• Trafiğin yoğun olduğu saatlerde (sabah ve akşam) ve koridorlarda otobüs (İETT ve Özel Halk Otobüsü) öncelikli ya da otobüslere ayrılmış tercihli yol/şerit uygulamasının başlatılması.
• Başta toplu ulaşım araçları ve hizmet altyapısı olmak üzere tüm kentsel ulaşım sisteminin fiziksel engelliler, yaşlılar ve diğer dezavantajlı insanlarca rahat kullanımının sağlanması.
• Modern kentsel yaşam anlayışının da bir gereği olan yaya yolculukları ve bisikletli yolculuklar için gereken altyapının, toplu taşıma sistemlerine entegre olacak biçimde geliştirilmesi.
• İstanbul’da tarihi kent merkezlerinin yerleşim dokularına uyumlu ulaşım politikalarının geliştirilmesi.
• Anadolu ve Avrupa yakaları arasındaki nüfus ve istihdam dengesinin arazi kullanım planlarıyla sağlanarak, yaka geçişlerindeki yolculuk sayısının azaltılması ve bunun toplu ulaşımı özendirici politikalarla desteklenmesi.
• Yük akışlarının karayollarından demir ve deniz yollarına kaydırılmasına öncelik verilerek, bu akışın raylı sistem, deniz ve karayolu sistemleriyle bütünleşerek şehir trafiğine girmeyi gerektirmeden, köprü geçişlerinde ve merkezde baskı oluşturmadan, ürün depolanması ve dağıtımına olanak tanıması.