Nasıl Bir Belediye, Nasıl Bir Başkent İstiyoruz? (2)



Geçen hafta birinci bölümünü yayımladığımız yazımızı, bu haftaki önerilerimizle tamamlayacağız. Bugün ülkemizin ekonomisi hızla yabancılaşmakta, ekonomik krizin etkisiyle de fabrikalar bir bir kapanmakta, işsizlik ve yoksulluk giderek yaygınlaşmaktadır. Bu nedenle, yerli üretimin geliştirilmesi, yerli malı tüketiminin teşvik edilmesi ve yerli malı bilincinin oluşturulmasında belediyelere önemli görevler düşmektedir.

Kentte tüketime sunulan tüketim mallarının yerli mallardan oluşması, bunun için de yerli üretimi teşvik edecek bir politikayla üretilecek yerli malların kaliteli, sağlıklı, güvenli ve ucuz bir şekilde tüketicilere sunulması yaşanması olası ekonomik ve sosyal krizi atlamada öncelik verilmesi gereken politika olmalıdır. Tüketici hakları, kamu yararı ve sosyal belediyeciliği ön plana alacak belediye yönetimlerine önümüzdeki dönem bu konuda önemli görevler düşmektedir. Kent yaşamının ucuzlatılması için idari, ticari, yasal ve gerekli diğer önlemler alınmalı, bu konuda ilgili demokratik kitle örgütleri, meslek kuruluşları ve tüketici örgütleriyle işbirliği yapılmalı, ortak projeler hazırlanmalı ve uygulamaya konulmalıdır. Tüketicilere sunulan tüm gıda maddelerinin üretildiği, dağıtıldığı ve satıldığı yerlerin sağlıklı olması için etkin denetimler yapılmalıdır. Semt pazarları yeni bir anlayışla ele alınarak yerli küçük üreticilerin, köylülerin, çiftçilerin ürünlerini aracısız bir şekilde tüketicilere sunabilmeleri konusunda gerekli örgütlenme ve organizasyon modelleri oluşturulmalıdır. Gıda maddelerinin sağlıklı ve ucuz bir şekilde tüketicilere sunulmasını sağlayacak önlemler alınmalı ve bu konuda ilgili tüm kuruluşlarla (Tüketici örgütleri ve ilgili meslek kuruluşları ile kamu kuruluşları) işbirliği yapılmalıdır.

Yeni İletişim Modelleri Oluşturulmalı

Anakent Belediyesi ve Tüketici Hakları Derneği’nin işbirliği ile Anakent Belediyesi sınırları içerisindeki tüm mahallelerde tüketicilerin haklarını öğrenebilmeleri ve arayabilmeleri için bilgilenmelerini ve bilinçlenmelerini sağlayacak politika ve uygulamalara önem verilmelidir. Bu anlamda, her mahalle de Toplumsal Dayanışma Merkezleri (TODAM) oluşturulmalı, bu merkezlerin etkin bir şekilde çalışmalarını ve tüm halka ulaşmalarını sağlayacak önlemler alınmalı ve yeni iletişim modelleri oluşturulmalıdır. Ankara’nın çöp ve atık toplama ve değerlendirme sorununun en etkili, doğru, bilimsel ve sağlıklı bir şekilde çözülmesi sağlanmalıdır. Tüketicilerin bilgilenme hakkı ve şeffaf bir belediyecilik gereğince belediyenin tüm uygulamaları konusunda Ankaralı tüketicilerin tam ve eksiksiz olarak bilgilenmesini sağlayacak önlemler alınmalıdır.

Kentin ve mahallelerinin temiz ve sağlıklı olması konusunda temizlik ve hijyen uygulamalarına ağırlık ve önlem verilmelidir. Kentin ve mahallelerin temizliğinin, süpürülmesinin, çöplerin toplanmasının ve benzeri işlemlerin halkın kentte dolaştığı gündüz saatlerinde değil, gece saatlerinde yapılması sağlanmalıdır. Sokakları ve kaldırımları pis kokularla kokmayan, tüketicilerin rahatça nefes alıp verebildikleri, temiz havaya sahip bir kentin yaratılması beklentimizdir.

Kent Bilinci Yeniden Kazandırılmalı

Belediye hizmetleri verilirken hem araç trafiğine ait yollarda hem de yaya kaldırımlarında, tüketicilerin, özellikle çocukların, yaşlıların ve engellilerin güvenliğini tehlikeye atmayacak şekilde rögar kapağı, çukur ve diğer her türlü engelin oluşmaması, bunun kent yönetimine yakışır biçimde düzen altına alınması ve gerekli kontrollerin yapılması sağlanmalıdır. İmar düzenlemeleri ve değişiklikleri yapılırken öncelikle halkın yararına ve Ankara’nın “kültür başkenti” olma özelliğini kazanmasına yönelik düşüncelerin hayata geçirilmesi sağlanmalıdır. Ankara’nın iyice ortadan kaldırılmaya başlanan tarihsel kent kimliği, Ulusal Kurtuluş Savaşı’na merkezlik yapmış olan bir kent olması bilinci ve duyarlılığıyla yeniden kazandırılmalı, bu kimliğin rant projeleriyle tamamen ortadan kaldırılmasına engel olunmalıdır.

Kentteki tabela ve benzeri görsel kirlilikler ile bunların yarattığı dil kirliliğine son verilebilmesini sağlayacak önlemler alınmalıdır. Ankara’yı hak ettiği başkent kimliğine kavuşturacak tüm önlemler alınmalı, Ankara düşürüldüğü kimliksiz, kişiliksiz, estetikten yoksun konumdan kurtarılmalıdır. Başkent Ankara’da halkın sağlığına kavuşması ve sağlıklı bir kent halkının oluşturulabilmesi için öncelikle koruyucu sağlık hizmetlerine önem verilmeli ve bu konuda ilgili sağlık kuruluşları ile de işbirliği içerisinde gerekli tüm önlemler alınmalıdır. Kentte her çeşit kültürel ve sportif etkinlikler yapılmalı, yaygınlaştırılmalı ve özellikle de yoksul ve dar gelirlilerin bu etkinliklere ücretsiz bir şekilde katılımı teşvik edilmelidir.

Turhan Çakar / Tüketici Hakları Derneği Genel Başkanı