Bir süre önce kapanan 2. Beyoğlu Noteri’nin tabelası zamanda asılı duruyor. Altında otuz küsur kedi, kış güneşinin keyfini sürüyor. 1831 yılında inşa edilen hanın, yarım asır boyunca Rusya Büyükelçilik binası olarak hizmet verdiği, ardından da Rus hapisanesine dönüştürülüp 1914 yılına kadar mahkûmları ağırladığı biliniyor. Han, daha sonra Narmanlı ailesinin mülkü oluyor. O tarihten bu yana “Narmanlı Han” ya da “Narmanlı Yurdu” olarak bilinen bina, bugün kültür birikimlerini hiçe sayan, kente sadece rant olarak bakan sermayenin açgözlü hırsına teslim edilmiş durumda.
Para tutkusu ne miras, ne şair, ne tarih, ne de değer tanıyor. Cumhuriyet'ten Erk Acarer'in haberine göre, Narmanlı’nın yıkılarak AVM, residans ya da otel olarak yeniden “değerlendirilmesi” planlanıyor.
Tüm bölgedeki tassarrufunda bu olduğu biliniyor. Şimdilik, “Taksim’i tümden yıkalım, yerine AVM yapalım” deme cüreti gösteremeyenler, işi peyderpey çözmeye çalışıyorlar. Narmanlı ailesinin geçen yıl elinden çıkardığı han, kozmetik işiyle uğraşan Erkul ve tekstilci olan Esen ailelerinin ortaklığında kötü huylu nihai kaderini bekliyor. Ortaklar, 57 milyon dolara satın aldıkları binayı bir an önce kârlı bir yatırım merkezine dönüştürmek istiyorlar.
Bunun için ilk etapta binanın tahliye edilmesi gerekiyor. İkinci aşama görece olarak daha kolay. Ön tarafı 1. dereceden, avlunun bulunduğu arka tarafı, 2. dereceden Anıtlar Kurulu’na kayıtlı olan binanın “istendiği gibi” restore edilmesi amacıyla aracılar bulunacak!
‘İşgalcisiniz çıkın’
Narmanlı el değiştirdikten sonra, Nisan ayında tahliye tebligatları gönderilen bina sakinlerinin işgalci olup olmadığının anlaşılması için kaymakamlık görevlilerinin geliyor. Kentteki son kalelerden biri olan Narmanlı’ya sahip çıkmak için bir araya gelenler var. Hanın avlusunda buluşanlar için iki otobüs çevik kuvvetin taşınması dikkat çekiyor. Talana değil, talana direnen 10 kişiye iki otobüs polis düşüyor.
Handa 4 ticari mekânın yanı sıra halihazırda ikamet edenler de buluyor. Onlardan biri, 45 yıldır Narmanlı’nın yükünü çeken, bina görevlisi Mithat Şahin. Şahin, Narmanlı’da yaşananları şöyle özetliyor: “70 yılından beri buradayız. Bizi binayı yıkmak için tahliye etmek istiyorlar. Yıllardan beri, binaya ve burada yaşayanlara, Bedri Rahmi’lere, Aliye Berger’lere hizmet etmişim. Şimdi beni ve ailemi bu mevsimde kapının önüne koymaktan zevk mi alacaksınız?”
Mücadele sözü
Narmanlı Han’ın komşuları da süreci yakından takip ediyorlar. Hanı satın alan yeni ortakların bir an önce bir eylem planı yapmak istediklerini aktarıyorlar. Bölge sakinlerinden Gülsün Sani, “Ya bir an önce satmak ya da kendileri bir şey yapmak istiyorlar. Bunun için tahliye şart” diyor. Sani, bina sahiplerinin mimarları Sinan Genim’e keşif yaptırdıklarını eklerken hanın geleceğiyle ilgili endişelerini de dile getiriyor: “Avludaki ağaçları da kesecekler, hepsini işaretlediler. Binanın altı otopark olacak. Narmanlı Han’ın restore edilmesine karşı değiliz. Ancak burası amacına uygun bir şekilde değerlendirilmeli ve halka kapatılmamalı.”
Beyoğlu Kent Savunması temsilcileri ve çevreciler ise, Narmanlı Han’ın geleceğinin Emek Sineması gibi olmaması için sonuna kadar mücadele edeceklerini dile getiriyorlar.