Macaristan'ın başkenti Budapeşte'de toplanan Nabucco zirvesi, öğleden sonra yapılan kapalı toplantıyla sona erdi. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Hilmi Güler, toplantıda, Türkiyesiz bu projenin hayata geçirilemeyeceğinin herkes tarafından anlaşıldığını gördüğünü belirterek, "Artık boşa giden zamana yazık. Şimdiye dek biz bu projeyi hayata geçirmiştik" dedi.
Toplantıya, Türkiye, Almanya, Avusturya, Bulgaristan, Romanya ve Macaristan'ın yanı sıra Nabucco'ya üye ülkeler dışındaki Avrupa Birliği (AB), Amerika Birleşik Devletleri (ABD), Azerbaycan, Kazakistan, Türkmenistan, Irak, Mısır ve Gürcistan'ın üst düzey temsilcileri de katıldı. Macaristan, Çek Cumhuriyeti ve Bulgaristan'ın Başbakan düzeyinde temsil edildiği toplantıya, Azerbaycan'ı Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, Türkiye'yi ise Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Hilmi Güler temsil etti.
Budapeşte'deki Macaristan Parlamentosu'nda bu sabah başlayan toplantı öğleyin sona erdi. Daha sonra katılımcılar, parlamento binası içinde aile fotoğrafı çektirdi. Toplantının öğleden sonra Budapeşte Bilimler Akademisi'nde devam eden bölümüne ise basın mensupları alınmadı.
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Hilmi Güler, Nabucco projesinin can damarının Türkiye olduğunu katılımcılara açık bir şekilde anlattığını, Türkiyesiz bu projenin hayata geçirilemeyeceğinin herkes tarafından anlaşıldığını gördüğünü söyledi. Bakan Güler, "Artık boşa giden zamana yazık. Şimdiye dek biz bu projeyi hayata geçirmiştik. Bir an önce, başta AB olmak üzere, gereken bütçenin ortaya çıkarılarak projenin hayata geçirilmesi şart" dedi.
Güler: "Görüşmeler çok verimli geçti"
Daha sonra, THY'nin tarifeli Budapeşte-İstanbul seferi ile İstanbul'a dönen Güler, Atatürk Havalimanı'nda düzenlediği basın toplantısında, yaptıkları görüşmelerin çok verimli geçtiğini belirtti. Nabucco'nun artık sadece Verdi'nin operası değil, hızla gerçeklik kazanan, çok önemli, dev bir enerji projesi olduğunu ifade eden Güler, "Bu görüşmeden sonra bu, bir parça daha ortaya çıktı, bu net bir şekilde ortaya çıktı ve hızla gerçeklik kazanıyor. Burada Türkiye'nin ortaya koyduğu net tutum, bir defa daha etkisini gösterdi" diye konuştu.
Güler, Türkiye'nin burada çok önemli bir ortak olduğunu ve bu projenin üçte ikisinin Türkiye topraklarında gerçekleşeceğini vurgulayarak, "Buradaki açık, net tutumumuz, sayın Başbakanımızın açıklamalarıyla, siyasi irade olarak net bir şekilde ortaya konmasıyla, etkisini açık bir şekilde ortaya koydu" dedi. Daha önce Bakü-Tiflis-Ceyhan (BTC), Şahdeniz, Türkiye-Yunanistan-İtalya boru hattı projelerini, yeraltı depolarını başarıyla gerçekleştiren bir devlet olarak, burada ağırlıklarını net bir biçimde gösterdiklerini dile getiren Güler, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Diğer ortaklar da diğer paydaş ülkeler de bunu çok iyi değerlendirdiler. Bütün değerlendirmelerde, konuşmalarda bu açık bir şekilde ortaya kondu. Ben de yaptığım konuşmada, 'artık zamana karşı bir yarış içinde olduğumuzu, sözle vakit kaybetmememiz gerektiğini ve bu projeyi süratli bir biçimde uygulamaya koymamız gerektiğini' vurguladım. Ayrıca 'proje başlayana kadar da bizim mevcut network'ümüzden, boru hatlarımızdan da yararlanabileceklerini' kendilerine ifade ettik. Dolayısıyla proje hızlı bir biçimde gerçekleşiyor. Hükümetlerarası anlaşma taslağını biz ortaklara vermiştik. Onlar da değerlendirmelerini yapıyorlar. Eğer süratli bir şekilde bu değerlendirmeleri bitirirlerse, biz bu yılın ilk yarısında İstanbul'da hükümetlerarası anlaşmayı imzalayabileceğiz. Bu daveti de onlara açık bir biçimde ifade ettim, belirttim. Dolayısıyla çalışmalarımız sürüyor. Geniş bir katılımla gittiğimiz Budapeşte'deki toplantıda bu projenin hızlı bir şekilde gerçekleşmesi hepimizi gayet tabii ki mutlu ediyor."
Güler, "Budapeşte'deki toplantıda İran neden yoktu?" şeklindeki bir soru üzerine, "Toplantıda İran ve Rusya yoktu. Onun nedenini ev sahibi hükümet biliyor. Mısır ve Irak toplantıdaydı. Onlarla bu proje ayrıca değerlendirilecek" diye konuştu.
"Avrupa Komisyonu'ndan projenin finansmanına ilişkin olumlu bir açıklama gelmedi. Bu konuda bir karamsarlık söz konusu mu?" sorusu üzerine Güler, "Toplantıda uluslararası bankalar ve kuruluşlar da vardı. Onlar da konuşmacı olarak projeyle ilgili görüşlerini ifade ettiler ve bu projeyi desteklediklerini, tıpkı Bakü-Tiflis-Ceyhan (BTC) projesi gibi, bu projenin de hızlı bir şekilde gerçekleştirileceğini ifade ettiler ki, ortaklar çalışmalarını bir an önce yapsınlar diye. Düşüncelerini böyle bildirdiler. Zaten biz orada BTC ve Şahdeniz projelerini aynı zamanda çevreci bir yaklaşımla gerçekleştirdiğimizi belirttik. Onlar da bizim tecrübemizden, bilgimizden ve BOTAŞ'ın güçlü şirket yapısından yararlanacaklar" dedi.
Bakan Güler, "Bu proje, AB'ye girişte yaşanan bazı sıkıntıların önünü açacak mı?" sorusuna da, "Bu proje sadece ticari ve teknik bir proje değil, aynı zamanda bir sorumluluk projesidir. Çünkü enerji başka bir şeye benzemiyor. Özellikle yokluğunun gündelik hayattaki etkilerini hepimiz yakından geçmişte gördük. Bu bakımdan Türkiye burada sadece kendi arz güvenliğini değil, Avrupa'nın da enerji arz güvenliğinden kendini sorumlu hissediyor. Bundan dolayı biz güçlü ve büyük projeleri bitiren başarılı yapımızla bu projeyi de bitirerek, Avrupa'nın arz güvenliğine katkıda bulunacağız. Onların 3 kaynaktan aldıkları doğalgaza, Türkiye üzerinden dördüncü kaynağı gerçekleştireceğiz" yanıtını verdi.
Toplantıda, projeyle ilgili genel bir mutabakatın sağlanıp sağlanmadığına ilişkin soru üzerine de Güler, "Gayet tabii sağlandı. Bu toplantının temel amacı teoriden pratiğe geçmek üzere detayların görüşülmesiydi. Bunu büyük ölçüde yaptık. Sadece Avrupa'nın Nabucco güzergahındaki ülkeler değil, Balkan ülkeleri de bu projeden yararlanabilecek" dedi.
Türkiye'deki doğalgaz fiyatlarında yapılacak indirimin ne zaman açıklanacağına ilişkin soru üzerine de, Bakan Güler, doğalgaz fiyatlarıyla ilgili hesaplamaların devam ettiğini, ay sonuna kadar her gün değerleri hesaba kattıklarını, açıklamayı daha sonra yapacaklarını kaydetti.
Nabucco Projesi
Alternatif doğalgaz boru hattı olma özelliği taşıyan Nabucco'nun bir an önce hayata geçirilmesi, gerek AB gerekse Türkiye açısından önem taşıyor. Bu yüzden, her iki taraf da Macaristan'ın başkenti Budapeşte'deki zirveye büyük önem veriyor.
Rusya ile Ukrayna arasında 2006 yılında yaşanan ilk doğalgaz krizinin bu yılın ilk günlerinde tekrarlanması, Nabucco'nun yıldızını parlattı. İki ülke arasında fiyat anlaşmazlığı yüzünden yaşanan gerginlik, Avrupa ülkelerinin Nabucco'ya olan ilgisini de artırdı. Avrupa Parlamentosu Dış İlişkiler Komisyonu Başkanı Saryusz Wolski, doğalgaz krizinin etkilerinin Avrupa'da iyice hissedilmeye başlaması üzerine, "Rusya ile yaşanan doğalgaz krizi, Nabucco projesinin önemini artırdı" derken, AB dönem başkanı Çek Cumhuriyeti Başbakanı Mirek Topolanek de "AB'nin enerji konusunda en önemli önceliğinin Nabucco projesi olması gerektiği" açıklamasını yapmıştı.
Her ne kadar doğalgaz krizi, Rus gazını kullanan ülke liderlerinin katıldığı 17-18 Ocak'ta Moskova'da yapılan zirveden sonra imzalanan anlaşmayla çözülse de Rusya, Avrupa ülkelerinin gözünde Ukrayna ile yaşadığı sorun nedeniyle gaz temininde güvenilir ülke olma noktasından uzaklaştı. Krizin ardından Rusya konusunda ortaya bazı endişeler çıkması da, Avrupa ülkelerinin doğalgaz arz güvenliğinde rotasını, büyük bölümü Türkiye üzerinden geçecek Nabucco projesine çevirdi.
"Top karşı tarafta"
Nabucco projesi konusunda gerekli çalışmaları yapan Türkiye, hükümetlerarası anlaşma ve ev sahibi ülke anlaşması taslaklarını ilgili ortaklara iletti. Türkiye şimdi, karşı tarafın değerlendirmesini ve değerlendirmelerin ardından da iki anlaşmanın birden imzalanmasını bekliyor.
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Hilmi Güler, Budapeşte'deki Nabucco zirvesinden beklentilerinin sorulması üzerine, "Budapeşte'de muhataplarımızdan ellerini çabuk tutmalarını bekliyoruz. Boru hattının üçte ikisi bizde, gaz kaynaklarına en yakın biziz ve üstelik de en büyük tüketicilerden biriyiz. Bu üç faktörü gayet tabii ki göz önünde tutacaklar. Biz ödevimizi yaptık, Nabucco'da top karşı tarafta" demişti. Nabucco projesine desteğini sürdüren Türkiye, boru hattıyla gelecek gazın yüzde 15'inin taşımacılık maliyetleri düşürüldükten sonra kendisine verilmesinde ise ısrar ediyor.
Nabucco için önemli sonuçların çıkması beklenen zirvede Türkiye'yi, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Hilmi Güler temsil etti. Zirveye, Nabucco zirvesine dahil ülkeler Bulgaristan, Romanya, Macaristan, Avusturya ve Almanya'nın yanı sıra AB ülkeleri, ABD, Azerbaycan, Kazakistan, Türkmenistan, Irak, Mısır ve Gürcistan'dan da üst düzey temsilciler katıldı.
Boru hattının üçte ikisi Türkiye'den geçiyor
Ortadoğu ve Hazar bölgesi doğalgaz rezervlerini Avrupa pazarlarına bağlamayı öngören Nabucco hattı, Türkiye-Bulgaristan-Romanya-Macaristan-Avusturya güzergahında inşa edilecek. Nabucco hattı ile ilk etapta güzergah üzerindeki ülkelerin gaz ihtiyacının karşılanması, takip eden yıllarda ise Avusturya'nın Avrupa'da önemli bir doğalgaz dağıtım noktası olma özelliğinden de faydalanılarak diğer ülkelerin gaz taleplerindeki gelişmelere göre Batı Avrupa'ya ulaşılması amaçlanıyor.
Mevcut şartlarda, Azerbaycan Şah Deniz, Türkmenistan ve diğer Trans-Hazar kaynaklarıyla İran gazının taşınması öngörülen Nabucco hattından, uzun vadede Irak ve Suriye üzerinden Mısır gaz kaynağı başta olmak üzere diğer kaynaklardan da gaz taşınması planlanıyor.
Kapasitesinin yıllık 25.5 - 31 milyar metreküp olması planlanan hattın, 2013 yılında ilk kapasite ile devreye alınması ve 12 milyar dolara mal olması hedefleniyor. Toplam uzunluğu, besleme hatları dahil 3 bin 282 kilometre olan Nabucco boru hattının, bin 998 kilometresi (besleme hatları dahil) Türkiye'den geçecek. Ana Nabucco hattının bin 558 kilometresi Türkiye, 392 kilometresi Bulgaristan, 457 kilometresi Romanya, 388 kilometresi Macaristan, 46 kilometresi de Avusturya'da yer alacak. Gürcistan sınırı - Horasan arasındaki 226 kilometre ile İran sınırı - Horasan arasındaki 214 kilometrelik besleme hatlarıyla da Türkiye'nin boru hattındaki payı bin 998 kilometreye ulaşacak.
Proje, BOTAŞ'ın girişimleriyle başladı
Proje çalışmaları, Şubat 2002'de BOTAŞ'ın girişimi ve Bulgargaz (Bulgaristan), Transgaz (Romanya) ve OMV Gas (Avusturya) şirketi ile yaptığı görüşmeler sonucunda oluşturulan çalışma grubu ile başladı. Daha sonra, Nabucco hattının yapımı ile ilgili olarak finansman modelinin geliştirilmesi, yatırımcılar için uygun teşviklerin araştırılması, pazarlama faaliyetlerinin koordinasyonu ve muhtemel tedarikçilerle kontrat müzakerelerinin geliştirilmesi işlerinin tek bir elden yürütülmesi amacıyla ilgili 5 şirket tarafından merkezi Viyana'da "Nabucco Company Study Pipeline GmbH" şirketi kuruldu.
2004 yılında ortaklık anlaşması imzalandı. Ortaklık anlaşmasının imzalanmasıyla, proje mühendislik, inşaat, finansman tedariki gibi konularda daha geniş iş kapsamı tarifi yapıldı. Proje geliştirme sürecinde gelinen aşama göz önünde bulundurularak, projenin finansmanını sağlayıp yatırımlarını gerçekleştirmesi amacıyla 2005 yılında şirketin Nabucco Gas Pipeline International Şirketi'ne (NIC) dönüşümü kabul edildi.
Bununla birlikte her bir transit ülkede, boru hattının geliştirilmesi, yapımı, işletimi ile bakımı ve idamesinden sorumlu olarak Nabucco Yerel Şirketi (NNC) kurulması kararlaştırıldı. Halihazırda Romanya, Macaristan, Avusturya ve Bulgaristan'da yerel şirket kurulumları tamamlanmış olup, Türkiye'de yerel şirket kurulumuna dair girişimler sürüyor.
Proje için AB devrede
Projenin teknik ve ekonomik fizibilitesinin finansmanının yarısının hibe-kredi şeklinde AB Komisyonu tarafından karşılanmasına ilişkin anlaşma 22 Aralık 2003 tarihinde AB TEN Fonu Komisyonu ile imzalandı. Teknik ve ekonomik fizibilite çalışmaları 2004 yılında tamamlandı, projede mühendislik çalışmaları aşamasına gelindi. Penspen Şirketi, 2007 Aralık ayı sonu itibarıyla genel mühendislik danışma şirketi olarak görevine başladı. Projenin finansman ve ekonomik çalışmaları kapsamında halihazırda, proje ortakları tarafından yeni finansal danışman seçimine yönelik süreçte HSBC ile 19 Kasım 2007 tarihinde sözleşme imzalandı.
Nabucco hattının kapasitesinin yarısının yatırımcılara, kalan kısmının da üçüncü taraflara kullanımına açılımı hususunda muafiyet için 5 Ekim 2006'da Avrupa Komisyonu'na başvuruda bulunuldu.
Nabucco Doğalgaz Boru Hattı Projesine dair "Bakanlar Beyanatı" (ministerial statement), 26 Haziran 2006 tarihinde Viyana'da, Avrupa Komisyonu Enerji Komiseri'nin de katılımıyla proje ülkeleri yetkili bakanları tarafından imzalandı.
Nabucco projesine ilişkin olarak yapılması öngörülen anlaşmalar, (ortaklık anlaşması, hükümetlerarası anlaşma, işletme anlaşması, ev sahibi ülke anlaşması) ve diğer işler üzerinde çalışmak üzere oluşturulan Hukuk Çalışma Grubu, çalışmalarını sürdürüyor.
RWE Midstream GmbH şirketi, 5 Şubat 2008 tarihinde resmi olarak Nabucco Projesi'nin 6'ncı ortağı olurken, Azerbaycan Devlet Petrol Şirketi (SOCAR) ile 7'nci ortak adayı olarak görüşmeler yapıldı. Nabucco projesinin, BOTAŞ'ın dışında Almanya'dan RWE, Avusturya'dan OMV, Macaristan'dan MOL, Bulgaristan'dan Bulgargaz ve Romanya'dan Transgaz şirketlerinin payı bulunuyor.