Sayfa sayfa konut ilanlarından bazı günler, gazetelerde
haberlere yer kalmaz oldu. İşin doğrusu kriz döneminde moral veriyor bu ilan
bolluğu. Reklam demek, ekonomik aktivite demek, piyasaların silkinip
üzerlerindeki ölü toprağını atmaları demek.
İzmir'de lüks konut yapan bir müteahhitle sohbet ederken son
zamanlarda alıcılarda ciddi bir hareketlenme olduğunu, aylardır susan
telefonların yine çalmaya başladığını, ciddi alıcı olarak konutları gezmeye
başlayanların sayısının arttığını söyledi. Ancak alıcılar çoğunlukla kriz var
diye fiyatları istedikleri gibi kırdırabilecekleri havasında imiş. O nedenle
pazarlıklar hayli uzun sürüyormuş. Şu anda fiyatları çok düşük bulan
müteahhitler de çok acil ihtiyaçları yoksa, sabredip fiyatların makul bir
seviyeye geleceği umuduyla nazlanabildiği kadar nazlanıyormuş.
Bir de krizin ağırlaştığı dönemlerde müteahittlerin gözdeleri olan bazı
müşteri grupları dikkat çekiyor. Bunların kimler olduğuna baktığımızda en başta
işini kaybetme riski sıfır olanların en hatırlı müşteriler arasında yer aldığını
görüyoruz. Nitekim 25 yıllık geçmişi olan ve İzmir'de çok sayıda projeye imza
atan Ege Koop'un bir süre önce Ege Üniversitesi ile ortak bir çalışmaya
başlaması dikkat çekiciydi. Öğretim üyesi, doktor, asistan gibi her ay
maaşlarını düzenli olarak alabilen, kamu görevlisi oldukları için işten atılma
riski hiç bulunmayan böyle bir kitlenin kriz zamanında en gözde müşteri
gruplarının başında gelmesi şaşırtıcı değil.
Aynı zamanda durgunluk nedeniyle konut inşaat maliyetlerinin de düşmesi
geliri düzenli ama fazla yüksek olmayan kesimlerin de böyle dönemlerde daha
kolay konut sahibi olmasını sağladığını unutmamak gerek.
Lüks konut müşterileri
Tabii bütün bunların yanında boy boy ilanları çıkan çok lüks konutların
alıcıları kimler diye baktığımız zaman da, krizden en az etkilenen sektör ve
meslek gruplarının hedef kitle içinde olduklarını görüyoruz. Örneğin son
günlerde karşılıklı tam sayfa ilanlarıyla dikkat çeken Akasya konutlarının 2.8
milyon TL değerindeki penthouselarından birini peşin parayla bir Rus işadamının
satın aldığı basında yer aldı.
Böyle dönemlerde Rus işadamı kimliğiyle konuta dönüşen paralar olduğunu da
biliyoruz. Hele yurtdışında İsviçre bankalarının bile sıkı denetime alındığı,
IMF'nin Türkiye'de kayıtdışı ekonomiyi bitirmeyi olmazsa olmaz şartlardan biri
koştuğu bir dönemde gayrimenkul yatırımları en güvenli yatırımları arasında yer
almaya başladı.
Bir de tabii her iktidar döneminin yeni zenginleri oluyor. Her yıl
milyarlarca dolarlık alımları olan kamu ve yerel yönetim ihalelerinden pay alan
bu kesimler de gelirleri arttıkça lüks konutlara yöneliyor ve müteahitlerin yeni
gözdeleri arasında yer alıyor.