Multi Konfor Binalar: "Bu Bir Vizyon Değil, Bu Bir Gereklilik"



İzocam, 'Pasif Ev' prensiplerini temel alarak geliştirilen 'Multi Konfor Binalar'a dikkat çekmeye devam ediyor. Geçtiğimiz yıl konutlarda Multi Konfor’u ele alan buluşma bu yıl 'Multi Konfor ile Enerji Etkin Yenileme' ana başlığı altında bugün (20 Nisan 2011 Çarşamba günü), Yapı-Endüstri Merkezi (YEM) ’nde düzenlenen etkinlikte Türk ve yabancı uzmanlar tarafından ele alındı. 'Pasif Ev Teknolojisi', 'Pasif Ev Yaklaşımlı Enerji Etkin Yenileme', 'Dış duvarlar üzerinde içten yalıtımla Pasif Ev Yaklaşımlı Yenileme' konularına ilişkin proje örnekleri de 'Multi Konfor Binalar ile Enerji Etkin Yenileme'de anlatıldı.



Etkinliğin açılış konuşmasını gerçekleştiren İzocam Genel Müdürü A. Nuri Bulut, konuşmasına 'küresel ısınma', 'iklim değişikliği' ve 'tükenmekte olan enerji kaynakları' gibi önemli konu ve sorunlara dikkat çekerek başladı. Yalıtım konusunun özellikle Türkiye gibi enerjisinin dörtte üçünü dışarıdan temin eden ülkeler için çok önemli olduğunu aktaran Bulut, 'Multi Konfor Binalar'ın konforlu teknoloji içeren, enerji ihtiyacını ve kullanımını en aza indirgeyen ve her türlü yapıda kolaylıkla uygulanabilir özelliklerde olduğunun anlatı.

Ocak 2011 tarihinde yürürlüğe giren 'Binalarda Enerji Performans Yönetmeliği' ile birlikte yeni binaların C sınıfından aşağı seviyelerde yapılmasına izin verilmediğini ifade eden Bulut, mevcut yapı stoğunun ise en fazla D sınıfına mensup binalardan oluştuğunu belirtti. Yönetmeliğin bu anlamda küresel ısınma ile mücadelede önemli bir araç olduğunu, 'Multi Konfor Binalar'ın ise söz konusu araca ulaşma yolunda bir çözüm sunduğunu aktardı.



"Bu bir vizyon değil, bu bir gereklilik"

Bulut’un açılış konuşmasından sonra ilk sunumu gerçekleştiren Saint-Gobain Isover Avusturya ve Doğu Adriyatik Bölgesi Pazarlama Müdürü Robert Schild, sunumuna öncelikle gelecekte dünyayı bekleyen zorlukları aktararak başladı. Fosil enerjinin kıt bir kaynak olmasının enerji fiyatlarını arttırdığını, bu durumun beraberinde ekonomik sorunları, istihdam problemlerini ve küresel çevre sorunlarını getirdiğini anlatan Schild, 'Multi Konfor Binalar' konseptinin Avrupa Birliği tarafından önemsenen bir konu olduğunu belirtti.

İnşaat sektöründe olan herkesin 'enerji verimliliğini arttırmak' yönünde bir şeyler yapmasının önemli olduğunu aktaran Schild, pasif bir Multikonfor Bina yapımının çok da zor olmadığını ifade etti ve "Bu bir vizyon değil, bu bir gereklilik, bunu yapmak zorundayız" dedi.

Pasif bina kapsamında düşünüldüğünde 'sıcak su'dan fazla enerjiye ihtiyacımız olmadığını belirten Schild, "Enerji faturalarını düşürebilmek bir amaç olmalı. Sınırlı bir yenileme ile enerji tüketimini düşürebilirsiniz ama 30-40 senelik zaman zarfında düşünmelisiniz. 'Ben bunu yaptım, bu yeterli' demek gerçekten yeterli değil" dedi.

Multikonfor Binalarda çok fazla ısıya, dolayısıyla çok fazla enerjiye ihtiyaç olmadığını anlatan Schild, "Bu basit bir yaklaşım ama belli ana unsurlar var; kompakt bina formu yaratılmalı, yalıtım harika olmalı, U değerleri sağlanırken ısı köprüleri oluşmamalı ve üçlü camlar kullanılmalı" dedi. Bu kapsamda bu tip bir yapıda ısıyı idame ettirmek ama bir şekilde temiz havanın içeri girmesini sağlamak ve CO2 oranını düşürmek amacıyla iyi bir havalandırma sisteminin kurgulanmasının önemli olduğunu aktaran Schild, iyi bir havalandırma sistemiyle yapının içindeki ısı seviyesini aynı kalabildiğini açıkladı.

"Kalite anlamında daha az enerji tüketerek daha konforlu yaşam alanları yaratabileceğimiz bir çözüm bulmalıyız" diyen Schild, bu anlamda Avrupa Birliği’nin Binaların Enerji Performansı Direktifi’nin iyi bir yönlendirici olduğunu ifade etti.

Sunumunun devamında uygulanmış örneklerden ve Akdeniz Bölgesi’nde gerçekleştirdikleri çalışmalardan bahseden Schild, pasif binalarda maliyet konusuna da değindi. Schild sözlerini şöyle tamamladı: "Gerçekten bu konuyla yüzleşmek zorundayız, hepimiz bu konuyla ilgili ortak bir yaklaşım benimsemeliyiz, binaların konforlu şekilde geliştirilmesi önemli bir yaklaşım".




"Eğer ısı kaybolmazsa, yeniden ısı üretmeye ihtiyaç duyulmaz"

'Renovasyon ile Pasif Ev Düzeyine Erişme Konut Örnekleri' başlıklı bir sunum gerçekleştiren Avusturyalı mimar Ingrid Domenig-Meisinger Avusturya’da gerçekleştirdikleri projeleri izleyicilerle paylaştı. Bu kapsamda Avusturya’nın Linz kentinin mevcut yapı stoğunun çok daha düşük enerji sarf eden binalara dönüşmeye başladığını aktaran Domenig-Meisinger, pilot projeleri kapsamında 30-40 senelik bir binanın pasif yapıda yenilenme sürecini anlattı.

Proje sonucunda binanın ısıtma maliyetinin düştüğünü, havalandırma ve inşa maliyetlerinin optimize edildiğini, yenilenebilir kaynaklarla ekolojik yenileme yapıldığını ve sürece kiracıların da dahil edildiğini belirten Domenig-Meisinger, söz konusu yapıyı yenileme çalışmalarına cephe ve dış görünüm ile başladıklarını aktardı. Çatıda 40 cm’lik yalıtım yapıldığını anlatan Domenig-Meisinger, bu tip bir yenileme eyleminin çok net olması gerektiğini ve bu kapsamda ölçümlerin çok önemli olduğunu vurguladı.

Sunumunda ayrıca yenileme öncesi ve sonrası değerlere de yer veren Domenig-Meisinger, renovasyon maliyetinin ise yalıtım dahil olduğunda çok fazla değişmediğini aktardı.

Benzer bir başka projenin bir okul binasında uygulandığını anlatan Domenig-Meisinger, yüksek seviyede konfor sağlamanın ve CO2 oranını düşük tutmanın bu örnekte önemine değindi. 1964 senesinde inşa edilen yapının çatı bölümünde 40 cm’lik yalıtım malzemesi kullanıldığını, dış duvarlarında ise 30 cm’lik yalıtım malzemesi kullanıldığını anlatan Domenig-Meisinger, her bir ayrıntının hava sızdırmazlık ilkesine göre değerlendirildiğini anlattı.



Sunumların ardından İzocam 11. Yalıtım Yarışması’nın ödül töreni gerçekleştirildi. "New York’ta 60 katlı Bir Gökdelen; Greenwich Tower" başlıklı yarışmanın kazananlarına ödülleri İzocam Genel Müdürü A. Nuri Bulut tarafından takdim edildi.




Ödül töreninin ardından "Renovasyon ile Pasif Ev Düzeyine Erişme Dış Duvarların İçerden Yalıtımı" adlı sunumu gerçekleştiren Robert Schild, kendi dairesinde uygulanan renovasyon projesini detaylarıyla aktardı. 1960’larda inşa edilmiş olan yapıyı sürdürülebilirlik anlamında geliştirmeye çalıştıklarını aktaran Schild, iç yalıtımı tercih ettiğini ifade etti. Yaz ve kış değerlerinde yalıtım sonucunda uygun seviyelere ulaştıklarını anlatan Schild, uygulamanın başarıya ulaştığını belirtti.



"Pasif Ev Düzeyi için Enerji Etkin Yenileme Konut Dışı Binalardan Örnekler" adlı sunumla çok katlı binalar için dış yalıtım odaklı renovasyon projelerine örnekler sunan Ingrid Domenig-Meisinger 'enerji tasarrufu' ve 'enerji verimliliği' kavramlarına da bu bağlamda yer verdi.

Bir gıda marketinde gerçekleştirdikleri renovasyon projesini izleyicilerle paylaşan Domenig-Meisinger, kurguladıkları ısıtma ve soğutma sistemi hakkında detaylı bilgi verdi. Söz konusu projenin planlama aşamasında oluşturdukları 'tasarım stratejileri'ni anlatan Domenig-Meisinger, söz konusu stratejileri; binanın konumlanışına karar vermek, dengeli bir vantilasyon sistemi kurgulamak, enerji verimli ekipmanlar kullanmak ve net bir ısı sistemine karar vermek şeklinde sıraladı.

Etkinlik, İzocam Genel Müdürü A. Nuri Bulut’un kapanış konuşmasıyla son buldu.