İnşaat Mühendisleri Odası (İMO) Genel Başkanı Serdar Harp, inşaat
sektöründe yüzde 20'lere varan daralmanın net bir şekilde görüldüğünü
bildirerek, ''Kriz öncesine belki hiç dönemeyeceğiz'' dedi. Harp, küresel
ekonomik kriz nedeniyle kamu yatırımları ve talepteki düşüşün inşaat sektörünün
daralmasına neden olduğunu
belirtti.
İnşaat
sektörünü kamu yatırımları ve konuta yönelik özel yatırımların canlı tuttuğunu
kaydeden Harp, ''Sektör ekonomik açıdan çok kötü. Kamu yatırımlarına ayrılan
kaynak ve yatırımlar ciddi düzeyde düştü. Konut sektöründe ekonomik koşullar
nedeniyle insanların alım gücü ve talepleri ortadan kalkınca büyük bir daralma
oldu. Yap sat şeklindeki yapılar, daha önce yapılmış ve elde kalan yapılar''
diye konuştu.
Toplu Konut
İdaresi (TOKİ) aracılığıyla yaptırdığı konutların inşaat sektörünü sıkıntıya
soktuğunu savunan Harp, özel sektörün TOKİ'nin yaptığı konutlarla rekabet
edebilmesinin serbest piyasa koşullarında mümkün olamayacağını kaydetti.
TOKİ'nin yaptığı konutların denetlenemedikleri ve haksız rekabete neden
oldukları için özel sektör açısından olumsuzluk yarattığına dikkati çeken Harp,
şöyle konuştu:
''Devlet bütün
sektörlerden çekilirken inşaat sektöründe yapımcı olarak ortaya çıktı ve bütün
piyasayı denetler hale geldi. Binlerce konut üretiliyor. Konutların niteliği ve
kalitesi belli değil. Kontların projesi ve imalatı hiçbir şekilde
denetlenemiyor. Kalitesiz imalat yapılıyor. Yüzde 20'ye yakını sosyal konut
niteliğinde. Sosyal konutların dışındakiler ise özellikle yatırıma dönük, lüks
konut niteliğinde üretiliyor. Piyasada küçük ve orta çaplı işletmelerimiz
rekabet edebilecek durumda değil. Bedava ya da ucuz arsanın üzerine bina
kondurup daha sonra rekabet edebilmeniz, piyasa koşullarında mümkün değil.
İnşaat sektörü devlet eliyle üzerine basılmış ve sindirilmiş
durumda.''
''2010 yılından umutlu
değilim''
Tekstil ve inşaat sektörünün vasıfsız işçilere istihdam yaratmaları
açısından ülke ekonomisinde önemli bir yeri olduğuna işaret eden Harp, ''Krizin
ve istihdamın düşmesinin ekonomiye büyük etkisi var. Ekonomideki talebi
azaltıyor. Para kazanmayan harcayamaz. Harcayamayınca da ekonomiye katkısı
olmaz. Ekonomik sistem arz ve talebe dayalıdır. Talep yaratamıyorsanız arz da
olmaz. Ondan sonra yüzde 40'lara düşen kapasitelerle işletmeler çalışmaya
başlar'' diye konuştu. Geçen yıl inşaat sektöründe yüzde 13'lük daralmadan söz
edildiğini hatırlatan Harp, şunları
söyledi:
''Veriler
elimizde olmadığı için çok fazla şey söylemek mümkün değil ama sektörel bazda
yüzde 20'lere varan daralma net şekilde görülüyor. Bunun üzerinde daralma nereye
kadar çıkar onu bilemiyorum. 2010 yılından umutlu değilim. Krizin nasıl
gelişeceğine bakmak lazım. Küresel kriz sisteme yönelik bir kriz. Sistemdeki
sorunu çözemedikleri sürece, arz ve talep dengesini oluşturarak talep
yaratılabilmesi mümkün değil. Herkesin gelecek 10 yılı ipotek altına girmiş.
İnsanlar aldığı ücretlerin büyük bölümünü kredi borçlarına veriyor. Bir de
istihdam düştü, işsizlik arttı. Nasıl talep yaratacaksınız? Üretime dayalı para
arzı yapmanız gerekir, hani nerede? Bunun göstergeleri yok. Halen daralmadan ve
kemer sıkmadan bahsediyoruz. Bu sadece Türkiye için değil, dünya için böyle.
Kriz öncesine belki hiç dönemeyeceğiz ama 2014 yılından önce hiç
dönemeyeceğiz.''