Yavaş, mortgage’a geçeceklerin en büyük korkusu olan temerrüde düşme konusunda, “Konuta el koymak banka için çok maliyetli. Bu yüzden krediyi yeniden yapılandırmayı tercih ederler” diye konuştu.
Mortgage sisteminin yarattığı en büyük korku, iki taksidi üst üste ödeyememe durumunda bankanın eve el koyacak olması. Mortgage alanında dünyanın sayılı uzmanlarından biri olarak gösterilen, analizleri Wall Street Journal gibi prestijli gazetelerde yer bulan Pennsylvania State Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Abdullah Yavaş, bu korkuya aslında gerek olmadığını, eve el koyma maliyetinin yüksekliği nedeniyle bankaların tüketiciye büyük kolaylıklar sağladığını söyledi. “Mortgage Profesörü” olarak bilinen Abdullah Yavaş, mortgage sistemini, tüketicilerin en çok yaptığı hataları ve rasyonel seçim yapma yöntemlerini Vatan’a anlattı.
Erken arayan avantajlı
Mortgage kredisi kullananların temerrüt konusunu iyi bilmesi gerektiği görüşünü savunan Abdullah Yavaş, “Gayrimenkulün kendisi ile uğraşmak, bankaların asli fonksiyonuna aykırı. Bu yüzden pratikte bankalar mümkün olduğunca konuta el koymak yerine krediyi yeniden yapılandırmayı tercih ederler” diye konuştu.
Yavaş, temerrüde düşme durumunda yapılması gerekenleri şöyle anlattı:
“Temerrüt durumu belirince hemen bankanızı arayın. Ne kadar erken ararsanız o kadar iyidir. Durumunuzu detaylı bir şekilde bankanız ile irdelemeye hazır olun. Açık sözlü olmanız sizin faydanıza olacaktır. Bankanın size sunabileceği alternatifleri araştırın. Bankanız temerrüt durumuna düştüğünüzde belirli bir müddet için aylık ödemenin azaltılması ve biriken ödemelerin belirli bir zaman dilimine dağıtılması, faiz veya vade miktarının değiştirilmesi gibi alternatifler sunabilir. Temerrüt durumunda bunu değerlendirin.”
Sabit ve değişken faizli kredilerin değişik ihtiyaçlara hitap ettiğini hatırlatan Prof. Dr. Yavaş, sabit faizli kredilerde faiz ve ödeme riskinin olmadığını, değişken faizli kredilerde ise oluşabilecek şok ve krizlerde tüketicinin zor durumda kalabileceğine dikkat çekti.
Faiz düşünce krediyi yeniden yapılandırın
Mortgage’ta yeniden kredilendirmenin büyük önem taşıdığını söyleyen Prof. Dr. Abdullah Yavaş şu bilgileri verdi: “Sabit faizli kredilerde faiz düşünce yeniden yapılandırma yapılır. ABD’de yeniden kredilendirme amaçlı krediler, toplam kredinin yüzde 73’ü. Faydası, daha düşük aylık ödeme. Maliyeti, yeni kredinin komisyon, harç maliyeti ve var ise eski kredinin erken ödeme cezası. Hesaplaması basit değil çünkü maliyeti şimdi öderken, faydasını ilerideki aylarda göreceğiz. ABD’de kredi kullanıcılarının yüzde 33 ’ü hata yapıp yeniden kredilendirmeye çok erken gidiyor.”
Sabit faiz mi, değişken mi gelirinize göre karar verin...
* 100 bin YTL mortgage kredisi kullanmak isteyen bir tüketicinin önünde iki alternatif olsun. Birisi aylık yüzde 1.5 ile sabit faizli, diğeri ise aylık yüzde 1.2 ile değişken faizli mortgage kredisi.
* 240 aylık vadede sabit faiz oranlı mortgage kredisinde aylık ödeme bin 543 YTL.
* Değişken faiz oranlı mortgage’ta ise aylık ödeme bin 273 YTL olur.
* Bankaya maksimimum aylık ödeme ile gelir oranı politikasının yüzde 30 olduğunu düşünürsek değişken faizli kredi kullanabilmek için 4 bin 242 YTL aylık gelir yeter.
* Sabit faiz oranlı mortgage’ta ise bu rakamın 5 bin 144 YTL’ye ulaşması gerekiyor.
Komisyon mu, faiz mi?
Mortgage sisteminde “daha çok komisyon” ve “daha yüksek faiz” oranının da tüketiciler açısından bir tercih zorunluluğu oluşturduğunu vurgulayan Yavaş, şöyle konuştu: “Bu kolay bir seçim değil. Bu yüzden ABD’de olduğu gibi yeni mortgage kanununda efektif faizin hesaplarında, müşterinin bilgilendirilmesi bankalar için şart koşulmuştur. Bu maalesef henüz yapılmıyor. Kısa süreli kredi kullanacaksanız yüksek komisyonu tercih etmeyin.”
Değişkende risk yüksek
* Değişken faizli kredilerin faizi düşüktür fakat bu kredilerde temerrüde düşme oranı daha yüksek.
* Değişken faizli krediler faiz oranlarının yüksek olduğu ve faizlerin düşmesinin beklendiği dönemlerde caziptir.