Mortgage'a Ne Oldu?

Geçen günlerde Başbakan Yardımcısı sayın Abdüllatif Şener mortgage yasasının henüz çıkmamış olmasından dolayı hayal kırıklığını beyan etti. Sayın Şener'in her zamanki açıklık ve samimiyeti ile ifade ettiği bu hayal kırıklığına biz de katılıyoruz. Türkiye'nin ekonomik ve sosyal kalkınmasına çok ciddi ivme kazandıracak bu ürün içerdiği geniş kapsamlı değer zinciri ile başta finans olmak üzere birçok sektöre de yeni bir anlam katacak idi.

Uluslararası konjonktürün yanı sıra yurtiçi ekonomide yakalanan ekonomik hava da hızlı bir başlangıç ivmesini mümkün kılıyordu. Ama, yasa çıkmadı. Yaşanılan ekonomik dalgalanma şimdi yasayı erteletmiş gibi gösteriyor. Sayın Şener'in hayal kırıklığı da bundan kaynaklanıyor olmalı. Yasa'nın neden çıkmadığı konusundaki bazı gözlemlerimizi sıralamadan önce, biz sayın Şener'e 'vaktin asla geç olmadığı, değişen koşullara rağmen meselenin peşinden koşulması gerektiği' tavsiyesinde bulunacağız. Şimdi gözlemlerimiz:

1. Geçenlerde arkadaşımız Uğur Gürses'in mortgage geliyordu, gelemedi' başlıklı yazısında da ifade ettiği gibi, mortgage gibi sosyal ve ekonomik boyutlarda çok büyük sayıda kişi ve kurumu ilgilendiren, dolayısı ile kişi ve kurumların pozisyon almasına önayak olan bir konuda 'çıktı, çıkıyor' lafları ile çok boyutlu bir balon yaratılmıştır. Bu ciddi bir hatadır. Hatanın kaynağında da, bizim bu köşede sık sık gündeme getirdiğimiz 'düzenleme yapma' kültürümüzdeki yetersizlik yatmaktadır. Ciddi hükümetler, ağır hasar verebilecek sonuçları olan konularda yasa çıkacak diyorlarsa, yasayı çıkarırlar. Çıkaramıyorlar ise, piyasalarda yanlış beklenti ve pozisyonların doğmasını engellemek için lafı uzatmazlar, yasayı çıkarmayacaklarını ifade ederek gündemden çekerler.

2. Mortgage gibi geniş sosyal ve ekonomik sonuçları olacak bir yasa tasarısı çok geniş bir koordinasyon ve danışma içinde yapılmak zorundadır. Her şeyden evvel, hükümetin yasadan ne beklediği ile mortgage'ın tatbik edilebilirlik koşulları arasında bir mutabakat sağlanması gerekirdi. Acaba hükümet mortgage'a popülist bir yaklaşım ile mi baktı? Acaba beklentisi, bir finansal ürün yaratmaktan çok ev edinme imkânları fevkalade düşük olan kesimleri ev sahibi etmek mi idi? Eğer öyle idi ise, bu beklenti, bir finansal ürün olarak mortgage'ın işlerlik ve gelişme koşulları ile tam tamına örtüşmemiş olabilir.

3. Mortgage, çok önemli bir finansal ürün olarak başta bankalar olmak üzere birçok finans kurumunu ilgilendirmektedir. Dolayısı ile, yasa yapılırken konuya taraf olanların yasa ile ilgili düşüncelerini çok açık olarak ve etraflı bir şekilde kamuoyuna aktarmaları beklenirdi. Konunun, dolayısı ile yasanın sponsorluğunu Sermaye Piyasası Kurulu yüklenmiş idi. Bu doğru bir başlangıç. Ancak, sektördeki ve mortgage işinde beklenen ağırlıkları nedeni ile bankaların düzenleyici otoritesi olan BDDK'nın da kamuoyu önündeki danışma sürecine daha fazla veri sağlaması yasanın çıkarılmasını hızlandırabilirdi.

4. Ama, daha da önemlisi, biz, mortgage yasası konusunda bankalarımızın ne istediğini, ne istemediğini açık bir şekilde ve 'kamuoyuna bir mesaj' olarak öğrenemedik. Hatta, kamuoyu, mortgage konusunda bankalar arasında bir inanç birliği ve mutabakat olup olmadığını bile bilmiyor. Mortgage yasasının en önemli uygulayıcısı bankalar, kuruluşları Türkiye Bankalar Birliği aracılığı ile mortgage'ı kullanacak vatandaşın karşısına çıkıp 'Ey vatandaşlar, biz mortgage konusunda şunu şunu düşünüyoruz... Bu yasa şöyle şöyle çıkmalıdır ki biz bunu uygulayalım, siz de kullanın..' dememişlerdir; kendilerini ve müşterilerini son derece ilgilendiren bir konuya kamuoyu önünde yabancı kalmışlardır...

Sonuçta, çoğu zaman olduğu gibi, düzenleyicisi ve kullanıcıları, yani uygulayıcıları ve müşterileri, arasındaki diyalogsuzluktan yasa çıkmadı. Çıkmadığı da belki iyi oldu. Zira, bu taraflar arasında diyalog ve danışma olmadan çıkan yasalar işi doğmadan öldürme tehdidini taşıyorlar. Ümit ederiz ki sayın Şener yaşadığı hayal kırıklığı ile daha iyi bir diyalog ve danışma sonunda mortgage'ı yaşatacak ve geliştirecek bir yasayı çıkarttırma fırsatını bulur.