Mortgage Yasası Tüketici Haklarını Korumuyor, Belirsizlikler Giderilsin



Türkiye'deki Mortgage Yasası'nın tüketicilerin lehine olmadığını belirten Tüketici Bilincini Geliştirme Derneği (TÜBİDER) Genel Başkanı Fuat Engin, mortgage'ın sistem ve yapı itibariyle özellikle alt gelirli tüketicilere uygun olmadığını belirterek, "Mortgage Yasası tüketici hakları konusunda belirsizliğini korumaya devam ediyor. Bu nedenle sistemin daha çok gelir düzeyi yüksek tüketicilere uygun görüyoruz" dedi.

Geçen yıl yürürlüğe giren yasanın içeriği itibariyle tüketicinin ihtiyaçlarına yeterince yanıt vermediğini kaydeden Engin, kredi almayı planlayan tüketicilerin gerek ilgili yasa yaptırımlarını gerekse de erken ödeme ve yıllık maliyet oranının hesaplanması yönetmeliğinin hükümlerini dikkate almaları gerektiğini vurguladı. Engin, mortgage ile ilgili sadece erken ödeme riskinin değil, diğer bütün tehlikelerin değerlendirilmesi gerektiğini söyledi.

Engin, mortgage kredilerine yönelik gelen başvuruların daha çok sözleşme ve ödeme planı verilmemesiyle ve erken ödeme karşısında gerekli faiz ve masraf indirimlerinin yapılmamasıyla ilgili olduğunu söyledi. Tüketicilere erken ödemeye ilişkin önerilerde bulunan Engin, "Tüketici bir veya birden çok taksidin ödemesini yapabileceği gibi aynı zamanda konut finansmanına borçlandığı toplam miktarı da önceden ödeyebilecektir. Her iki durumda da konut finansmanı kuruluşu, vadesinden önce ödenen taksitler için gerekli faiz indirimini yapmakla yükümlüdür. Bu durumda konut finansmanı kuruluşları değişken faizli, değişken ve sabit faizin bir arada uygulandığı finansman tipleri için tüketiciden herhangi bir isim altında ek bir ödemede bulunmasını isteyemeyecektir. Sabit faizli finansmanı tercih eden tüketiciden ise sözleşmede yer verilmek suretiyle erken ödeme ücreti alınabilecek ancak bu ücret tüketici tarafından erken ödenen tutara gerekli faiz indirimi yapılarak, bulunacak bedelin yüzde 2'sini geçmeyecektir" dedi.

Yıllık maliyet oranı önemli

Erken ödenecek tutara yapılacak olan faiz indiriminin yönetmelikte yer verilen yöntemin esas alınarak hesaplanacağını aktaran Engin, yönetmelikte düzenlenen diğer bir hususun yıllık maliyet oranının tanımı ve hesaplanması yöntemi olduğunu söyledi. Konut kredisi kullanacak tüketicilerin krediyi hangi finans kuruluşundan alacaklarına karar verirken dikkat etmeleri gereken en önemli şeyin kredi faizi değil, kredinin yıllık maliyet oranı olduğunu belirten Engin, kredi faizinin yıllık maliyet oranını oluşturan unsurlardan yalnızca biri olduğuna dikkat çekti.

Mortgage ile ilgili birçok konuda basın ve yayın yoluyla tüketicilere öneriler sunduklarını aktaran Engin, tüketicilerin konuyla ilgili bizzat başvurularında da önerilerde bulunduklarını açıkladı. Mortgage sisteminden yararlanmak isteyen binlerce ABD'linin kendi evine sahip olma hayaliyle bankalardan yüksek miktarda mortgage kredisi aldığını söyleyen Engin, 1.3 trilyon dolara sahip ABD gayrımenkul piyasasının kısa sürede patlama yaptığını söyledi. Amerikalı bazı tüketiciler mortgage ile ilgili bütün avantajları sonuna kadar kullandığına değinen Engin, konut fiyatlarının düşüşe geçmesiyle tüketicilerin yüksek faiz oranlarını ödeyemediği gibi evlerini de yüksek fiyatlara satamadığını kaydetti.

İcra oranı yüzde 21'e çıktı

Mortgage kredilerinde icra oranı yüzde 5 seviyesindeyken bu oranın Ekim 2007'de yüzde 16'ya yükseldiğine işaret eden Engin, Ocak 2008 itibariyle söz konusu rakamın yüzde 21'lere geldiğini kaydetti. Mortgage sisteminin gelişmesiyle birlikte Türkiye'de emlak piyasasında patlama yaşanmasının mümkün olmayacağını anlatan Engin, çıkartılan yasa hükümlerinin tüketiciyi korumaya yönelik olmadığından söyledi. Yasanın Tüketici Kanunu ruhuna aykırı içeriğe sahip olduğunu vurgulayan Engin, Türkiye'deki Mortgage Yasası'nın tüketici hakları konusunda belirsizliği koruduğunu ve bu belirsizliğin düzenlemelerle giderilmesi gerektiğini aktardı.