İstanbul’daki evlerin çoğunun kişi başına milli gelirin yıllık 1500 dolar olduğu dönemlerde yapıldığını aktaran Nurol GYO Genel Müdürü Samim Hatipoğlu, “Şu anda bu gelir 10 bin dolarlara çıktı. Dolayısıyla insanların standardı değişince herkes daha farklı bir ev isteği içine giriyor. Güvenlik ve deprem gibi unsurlar önemli hale geldi” diye konuştu. Dünya Gazetesi'nden Leyla İlhan'ın haberine göre, gelirin yükselmesiyle birlikte alıcı kitlesinin de büyüdüğünü söyleyen Hatipoğlu, “2000 yılına kadar 10 bin kişilik bir müşteri kitlesi vardı. Bu kişilerde belli projelerden ev alırdı. İnsanlar ancak hayatı boyunca çalışıp emekli ikramiyesi alıp, emekli ikramiyesiyle ev alırlardı” dedi. Ancak sonraki yıllarda faiz oranlarının düşmesinin kredi ile ev almanın önünü açtığını aktaran Hatipoğlu, bunun da mortgage sisteminin hayata geçirilmesini sağladığını söyledi. Böylece alıcı kitlesinin 10 binden 1 milyona çıktığını kaydetti.
Türkiye gayrimenkulün gelişmesine bağlı olarak fiyatların da yükseldiğini aktaran Hatipoğlu şöyle konuştu: “Uluslararası mecralardan dünyanın önemli başkentleri olan Londra, Moskova, Sidney, Dubai’de gayrimenkul fiyatlarına baktığımızda, bekar bir insanın şehir merkezinde satın alabileceği küçük bir ev, bir ailenin merkezi konumda yaşayabileceği iyi bir ev ve çok iyi bir evin fiyatları 1 milyon, 5 milyon, 10 milyon dolar arasında. İstanbul’da ise fiyatlar Türkiye’nin satın alma paritesine göre ucuz da değil pahalı da değil. Bir Koreli, Dubaili, Amerikalı için ise İstanbul çok ucuz. İsmi bilinen bir kent için hala ucuz bir kent.” Gayrimenkul yatırımcısının fiziksel ve finansal güvenliğe bakarak yatırım yaptığını ifade eden Hatipoğlu, “Bu ikisinde kendini güvende hissederse hiç düşünmeden gayrimenkul alımı yapar. 2016 yabancıların alımlarında düşüşler yaşanması terör saldırılarından kaynaklandı. 2017’de bu alımları tekrar artırmayı amaçlıyoruz” diye konuştu.