Dünyanın en etkin ekonomi gazetesi Wall Street Journal, İstanbul Modern’in İspanyol Küratörü Rosa Martinez ile röportaj yaptı. Martinez, İstanbul Karaköy’de açılan Modern Sanatlar Müzesi’nin ‘çağdaş Türkiye’nin simgesi’ olduğunu söyledi.
İSTANBUL Modern’in Küratörü Rosa Martinez, Wall Street Journal’in sayfalarına konuk oldu. İstanbul’un gururu haline gelen Modern Sanatlar Müzesi ile ilgili kısa bir girişten sonra gazetenin muhabiri Susan Fowler’ın sorularına cevap veren Martinez, Türk modern sanatı ve Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne giriş çabası üzerine görüşlerini açıkladı. Martinez, Türk yetkililerin müzeye uluslararası bir kimlik kazandırmak istedikleri için kendisini seçtiklerini belirterek, ‘Başbakan Erdoğan, aralık ayındaki AB zirvesi için Brüksel’e gitmeden önce müzeyi yetiştirmek istiyordu. Çünkü bu müze, Türkiye’nin modern sanatlarda ne kadar zengin olduğunu AB’ye göstermek açısından bir sembol olarak görülüyor’ dedi. Martinez, kendisini İstanbul Kültür ve Sanat Vakfı’nın aradığını ve bu görevi kabul ettikten sonra müzeyi AB zirvesine yetiştirmek için süratle işe koyulduğunu anlattı.
Türk modern sanatının çok güçlü Batı geleneklerini yakalamak ve onlarla aynı seviyede olmak arzusunda olduğunu belirten Martinez, Türkiye’de Batı’daki her türlü sanat akımının etkilerini görmenin mümkün olduğunu söyledi. Martinez Türk sanatçıların bu akımlara kendi yorumlarını da kattıklarını kaydederek, ‘Evet, bizim bir sanat geleneğimiz var, ama biz aynı zamanda diğer dilleri de keşfetmek istiyoruz ve bu bizim hakkımız diyorlar’ dedi.
Martinez, müzede çıplak kadın tablosu bulunmasına şaşıran muhabire, ‘Türkiye’nin iki çehresi var. Çok zengin İslami geçmişinden gelen uzun bir geleneği var; ama aynı zamanda modern bir Avrupa ülkesi olmak için de çok güçlü arzusu var. Bu iki çehre iç içe geçiyor ve bazen sürtüşmeye neden oluyor. Bence sanat özgürlükler alanıdır’ diye konuştu.