Mobilya Sektörünün İhracat Garantili Proje Yarışması Başladı



Mobilya sektörüyle ilgili ar-ge ve yenilik projelerinin kabul edileceği yarışmada ilk değerlendirme için son başvuru tarihi 26 Eylül 2014. Projeler, bağımsız değerlendiriciler tarafından belirli kriterlere göre ele alınacak ve her proje en az 2 bağımsız değerlendirici tarafından incelenecek. Daha önce başka bir yarışmada dereceye girmiş projelerin kabul edilmeyeceği yarışmaya ticarileşebilir iş fikirleri ile tüm proje sahipleri başvuru yapabilecek.

Başvuru formu ve daha detaylı bilgi için tıklayınız

Mobilya sektöründe 'yenilikçi malzemeler', 'yenilikçi imalat süreçleri', 'kimya uygulamaları', 'mekanik çözümler', 'akıllı ürün (smart products) uygulamaları', 'çevre dostu ürün ve süreçler' ve 'yeni teknolojilere dayalı iş modelleri' alt başlıklarıyla düzenlenen MAPP'ın ikincisinden en az 10 faydalı model/patent belgesi, en az 10 proje sahibinin teknokentlere yerleştirilmesi, en az 10 projenin hayata geçirilmesi, en az 5 projelik başarı hikayesi ve en az 3 proje sonucu ortaya çıkacak ürün/hizmetin ihracatı gibi somut kazanımlar hedefleniyor.

Mobilya sektörünün radikal inovasyon hamlelerine ihtiyacı var

Sektördeki son gelişmelerin değerlendirildiği ve proje pazarı ile ilgili bilgilerin paylaşıldığı basın toplantısında konuşan MAPP Yürütme Kurulu Başkanı ve Akdeniz Ağaç Mamulleri ve Orman Ürünleri İhracatçıları Birliği (AKAMİB) Başkanı Bülent Aymen; 170 milyar dolarlık dünya mobilya ihracatı pazarında Türkiye'nin 15. sırada yer aldığına işaret etti. 2023'te 25 milyar dolarlık üretim kapasitesi ve 10 milyar dolarlık ihracat hedefleyen mobilya sektörünün öncelikle 1,5 dolar olan kilogram ihracat fiyatını değiştirmesi gerektiğini vurgulayan Aymen, bunun için de Ar-Ge ve inovasyonun öneminin altını çizdi:

"Fransa ile aynı tonajda ürün ihraç ediyoruz; ancak onlar kg başına 4,5 dolar kazanıyor. İtalyanlarda bu rakam 20 dolara kadar çıkıyor. Aradaki bu makası kapatabilmek için Ar-ge ve inovasyonu öne çıkarmak gerekiyor. Ancak ne yazık ki mobilya sektöründe radikal inovasyon hamleleriyle karşılaşmıyoruz; yararlanılan yenilikler genellikle dış kaynaklı. Ar-Ge çalışmalarına ayrılan kaynak yok denecek kadar az. Gelişmiş ekonomilerde GSMH'nın yüzde 3'ü Ar-Ge çalışmaları için ayrılırken, bizde bu rakam yüzde 1'in de altında. Biz, bunun en az yüzde 4 olması gerektiğine inanıyoruz".

Türkiye'de 8 'Ar-Ge Proje Pazarı' etkinliği ve 20 civarında tasarım yarışması düzenlendiğini ifade eden Aymen, özellikel Ar-Ge Proje Pazarları için ciddi bütçeler ayrıldığını ancak hedeflenen sonuçlara ulaşılamadığını belirtti ve sözlerine şöyle devam etti:

"Sektörümüzde üretimin yüzde 90'ı KOBİ'ler tarafından yapılıyor; dolayısıyla bizim hedefimiz de onlar. Öncelikle onlarda bir farkındalık yaratmak gerekiyor. Biz de bu yıl etkinlik kapsamında Teknokentler ve Teknoloji Transfer Merkezleriyle anlaştık ki, ortaya çıkacak fikirler sanayiciyle buluşabilsin ve projeler hayata geçirilebilsin".

Reklam Goruntulenme Bolumu


Asıl ödül projelerin hayata geçirilmesi olacak

Etkinliğin içeriği ve kurgusu hakkında bilgi veren MAPP Proje Koordinatörü Dr. Çetin Karakaya da sanayicinin söz konusu etkinliklere yeterince ilgi göstermemesinin bazı nedenleri olduğuna işaret ederek; bunları, yeterince fizibilite çalışması yapılmaması, yatırımcıların beklentilerini karşılamaması, önerilen projelerin uygulanabilirliğinin ve ihracat potansiyelinin olmaması şeklinde özetledi. Bu nedenle MAPP'ı kurgularken bir takım değişikliklere gittiklerini belirten Karakaya, atılan en önemli adımın Teknokentler ve Teknoloji Transfer Merkezleriyle kurulacak işbirliği olduğunu söyledi. Bu merkezlerin, yarışmaya sunulan fikirlerin, projelerin olgunlaştırılacağı ve geliştirileceği birer kuluçka merkezi olacağını kaydeden Karakaya; bu nedenle nakdi ödülleri hedefledikleri sonuca uygun bulmadıklarını, projelerin üretime dönüşmesi fikrini öne çıkardıklarını aktardı.  

Taraflar arasında bir 'hakemlik' mekanizmasına ihtiyaç var

Sürecin başarıyla ilerleyebilmesi ve tasarımcı, sanayici arasındaki güvensizlik yaşanmaması için bir hakemlik mekanizmasına ihtiyaç olduğuna dikkat çeken Karakaya, "Taraflar arasında ortak bir dil kurulması gerekiyor. Biz bu anlamda arabuluculuk yapmaya soyunuyoruz. Süreci yakından izleyip, gerekli desteği sunacağız" diye konuştu.