11. İstanbul Mobilya Fuarı'nın açılışında konuşan Maliye Bakanı Mehmet Şimşek; fuarın, Türk mobilya sektörünün dışa açılan bir kapısı olduğunu söyledi. Geçen yılki fuarda yaklaşık 500 milyon dolarlık iş bağlantısı kurulduğunu, bu yıl için beklentinin 650 milyon dolar olduğunu aktaran Şimşek, yakın dönemde de 1 milyar dolarlık bağlantı hacmine ulaşılması temennisinde bulundu. Şimşek, 500 firmanın bu fuarda stant açtığını, 200 firmanın ise başvuru yapmasına karşın yer eksikliğinden dolayı imkan bulamadığını aktararak, "Aslında geçen yıl Büyükşehir Belediye Başkanımızla da konuşmuştuk; çok daha büyük ve geniş bir alana ihtiyaç var. Bu konuda önümüzdeki dönemde birtakım çalışmalar yapılması gerekiyor. Sektör temsilcilerimizle açılış öncesi bir araya geldik, sektörün sorunlarını konuştuk. Girdi maliyetlerinin aşağı çekilmesiyle ilgili olarak bazı çalışmalar yapıyoruz" diye konuştu.
Özellikle Kaynak Kullanımı Destekleme Fonu'nun (KKDF), ara malları için bir miktar o yükün azaltılmasına yönelik bir çalışmalarının bulunduğunu aktaran Şimşek, yakın dönemde ilk defa tasarım desteğine başladıklarını, ona ilişkin düzenlemeler yapıldığını ve bu destekle birlikte sektörün yepyeni bir aşamaya geçeceğini söyledi. Sektörün geleceğinin daha çok tasarım ve Ar-Ge'de olduğunun altını çizen Şimşek, üretim noktasında da büyük bir başarı olduğunu ve 11 milyar liralık bir üretimin söz konusu olduğunu dile getirdi.
"Mobilya sektörünü Türkiye ekonomisinin önemli bir lokomotifi olarak görüyoruz"
Şimşek, TÜİK verilerine göre sektör ihracatının birtakım yan ürünlerle birlikte 2,8 milyar dolar olduğunu, 2014 yılı için ise bu rakamın 3 milyar doların üzerine çıkmış olabileceğini ifade etti. Hem üretimde hem ihracatta sektörün çok önemli bir noktaya geldiğini vurgulayan Şimşek, mobilya sektörünü Türkiye ekonomisinin önemli bir lokomotifi olarak gördüklerini, istihdamda da çok önemli bir büyüklüğe ulaştığını kaydetti. Şimşek, dolayısıyla her zaman sektörün yanında olduklarını yineleyerek, geçmiş yıllarda olduğu gibi bu fuar kapsamında tasarım yarışmasının da düzenlenmesini çok anlamlı bulduğunu söyledi.
Türkiye'nin İtalya ile rekabet edebilmesi için bu sektörde mutlaka tasarım ve Ar-Ge'ye daha çok önem verilmesi gerektiğine işaret eden Şimşek, şöyle devam etti:
"Geçtiğimiz yıl içinde Ar-Ge desteklerinden yararlanmanın koşullarını bir miktar kolaylaştırdık. Eskiden en az 50 tane Ar-Ge çalışanı için bu desteği verirken, mobilya sektörünün büyüklüğünü dikkate alarak bunu 30'a kadar çektik. Dolayısıyla mutlaka sektörün dünyayla rekabet edecekse, 2023 yılında 25 milyar dolarlık bir hacme, 10 milyar dolarlık bir ihracata ulaşacaksa, Ar-Ge ve tasarıma bugünden çok daha büyük önem vermesi gerekecek. Tabii ki dünya mobilya sektörü yaklaşık 450 milyar dolar civarında. Önemli bir büyüklük. Bunun da 300 milyar doları dış ticarete konu oluyor. Şimdi bizim ihracatımız 3 milyar dolarla bunun yüzde 1'i düzeyinde. Ama bizim bu pazardan çok daha fazla pay kapmamız lazım. Onun için de kurumsallaşmaya, Ar-Ge ve tasarıma büyük önem vermemiz lazım".
"Sektöre kurumsallaşma ve kayıt dışılıkla mücadelede çok iş düşüyor"
Mehmet Şimşek, hükümet olarak sektöre ilişkin özellikle girdi maliyetlerinin aşağı çekilmesi noktasında gereken desteği vermek için çalışmalar yaptıklarını belirterek, ancak sektörün de kurumsallaşma ve kayıt dışılıkla mücadele noktasında üzerine çok iş düştüğünü söyledi. Kayıt dışılığın sektörün aleyhine bir durum olduğuna dikkati çeken Şimşek, kayıt içinde olunduğu zaman bilanço ve gelir tablosunun güvenilir bulunduğunu ve finansmana erişimde, ölçeği büyütmede kolaylık sağladığını anlattı.
Şimşek, kayıt dışı olan firmaların ölçek büyütemediğini dile getirerek, "Mali tabloları gerçeği yansıtmadığı için finansmana erişimde sıkıntı yaşıyor. İlave teminat, şahsi gerekiyor. Bütün bunlar finansmana erişemeyince, sektörde maalesef oyuncuların ölçeği küçük kalıyor. Ölçek küçük kalınca, dünyayla rekabet etmek, birim maliyetleri aşağı çekmek zor oluyor. Onun için ben inanıyorum ki kurumsallaşmayla birlikte bu sorunları da aşmış oluruz" ifadelerini kullandı.
Türkiye'nin genç ve dinamik nüfusuyla demografik yapısının son derece elverişli olduğuna işaret eden Şimşek, sektörün geleceğinin parlak olduğunu dile getirdi.
Uzun ve orta vadede talep noktasında sıkıntı yaşanacağına inanmadığının altını çizen Şimşek, "Sektörümüz geçen yıl Orta Doğu'daki çalkantılara, Avrupa'daki krize rağmen ihracatını artırmışsa, bu sektörün büyük bir başarısıdır. Ben emeği geçen herkesi tebrik ediyorum. Önümüzdeki dönemlerde inşallah bölgemizdeki, Rusya'daki, Ukrayna'daki Orta Doğu'daki sıkıntılar azalır ve bizim coğrafyamıza da daha çok demokrasi, temel hak ve özgürlük ekseninde ekonomik ve siyasi istikrar gelir ve mobilya sektörümüz rekabetçi bir konumda eminim bunu avantaja çevirecektir. Bu dönemler gelip geçicidir" diye konuştu.
"2015 çok daha iyi olacak"
Bakan Şimşek, Türkiye ekonomisine ilişkin değerlendirmesinde de şunları ifade etti:
"Türkiye geçen yıl yüzde 3 civarında mütevazı bir büyüme oranına sahipti. Ama bu, Latin Amerika ülkelerindeki yüzde 1,3'ün iki katından daha fazladır. Çin ve Hindistan'ı bir kenara bırakırsanız gelişmekte olan ülkelerde büyüme yüzde 2,7'ydi. Avrupa'da uzun sürede devam eden durgunluğa, Orta Doğu'daki büyük çalkantılara rağmen... Bu kadar jeopolitik gerginlik varken ve içerde yaşanan iki seçime rağmen Türkiye geçen yıl birçok anlamda makroekonomik performans olarak bence oldukça iyi bir noktada. Ama 2015 çok daha iyi olacak. Çünkü 2015 yılında Avrupa Merkez Bankası'nın (ECB) parasal genişlemeye başlaması, Avrupa'yı belki toparlayacak. Avrupa'nın toparlanması Türkiye ekonomisi ve mobilya sektörü için olumlu bir gelişmedir."
Orta Doğu'daki gelişmelere ilişkin büyük iddialarda bulunmanın zor olduğunu vurgulayan Şimşek, ancak geçen yıldan daha kötü bir noktaya gitmeyeceğini, göreceli olarak bir istikrara doğru gitme ihtimalinin bulunduğunu anlattı. Türkiye'de faizlerin daha düşük olduğunu belirten Şimşek, istihdamın özellikle mobilya sektörü için önemli olduğuna işaret etti.