TMMOB Makina Mühendisleri Odası (MMO) Yönetim Kurulu Başkanı, Ali Ekber Çakar'ın yaptığı açıklama şöyle:
Türkiye, sosyo ekonomik yapı ve devlet yapısı itibarıyla, 24 Ocak 1980 ekonomi kararları ve 12 Eylül darbesinden bu yana, neo liberal temellerde yeniden yapılandırılmaktadır. Bu yeniden yapılanma; emperyalist sömürü, yerli büyük sermaye, yeni sermaye grupları ve ranta dayalı çıkarlar doğrultusundadır. Bu kapsamdaki serbestleştirme ve özelleştirmeler sonucu kamu sanayi işletmelerinin yerli-yabancı sermayenin talanına sunulması, kamusal hizmetlerin piyasaya açılarak ticarileştirilmesi, sanayi üretiminin ithalata bağımlı fason yapıya dönüştürülerek KOBİ‘leştirilmesi, güvencesiz çalışma koşullarının yaygınlaştırılması ve kamu idari yapısının bu doğrultuda yeniden düzenlenmesi, söz konusu yeni liberal uygulamaların temel taşları olmuştur.
Bu politikalar aynı zamanda mühendislik hizmetlerini de etkilemiş, mühendisliğin sanayi, tarım, kent ve toplum yaşamına yönelik, bilimsel teknik temellerdeki kamusal, toplumsal hizmet niteliği aşındırılmıştır.
Siyaset, yürütme, yasama ve hukuk; artık "uyum yasaları" ve ilgili mevzuat düzenlemelerine hizmet eder duruma gelmiştir. Uzun AKP iktidarı bu yönelimin en tepe uygulamalarını gerçekleştirmiş; söz konusu anayasa değişikliğini de bu doğrultuda gündeme getirmiştir. Kısaca, AKP‘nin 12 Eylül ve onun düzeni ile gerçekte hiçbir sorunu yoktur, zira kendisi 12 Eylül sürecinin ve 28 Şubat müdahalesinin bir ürünüdür.
Öngörülen anayasa değişiklikleri, söz konusu politikalar doğrultusunda yargıyı mutlak bir şekilde yürütme hakimiyetine sokmaya ve serbestleştirme-özelleştirme sürecinin üst yapısını otoriter faşizan bir egemenlik tarzı ile kurmaya yöneliktir. Oylanacak pakette 12 Eylül darbecilerinin yargılanmalarının önündeki yasal engeller ortadan kaldırılmamakta, Kürt sorunu, emeğin sorun ve çıkarları ile demokrasinin temel unsurlarına yönelik hiçbir ciddi unsur bulunmamaktadır.
TMMOB Makina Mühendisleri Odası (MMO) örgütlülüğü bu nedenle 12 Eylül anayasasına da, AKP anayasasına da "Hayır" demektedir. MMO örgütlülüğü, Türkiye‘nin yeni bir anayasaya ihtiyacı olduğunu düşünmektedir.
Bu anayasa;
• Hazırlanışı, sunuluşu ve içeriği bakımından katılımcı ve demokratik
olmalıdır.
• Ülkemizin emperyalizmden ekonomik siyasi bağımsızlığı ile
katılımcı, eşitlikçi, özgürlükçü, demokratik, laik, sosyal hukuk devleti formu,
ana ilke/ilkeler bütünü olarak benimsemelidir.
• Ülkemizin kanayan
yarası Kürt sorununda eşit, özgür, demokratik, birlikte yaşam ve temel kültürel
hakları eksiksiz bir biçimde güvence altına almalıdır.
• Seçim ve
siyasi partiler yasalarının içeriğini demokratik bir şekilde belirlemeli;
siyasetin toplumdaki bütün eğilimleri kapsamasını sağlamalı, partilerin iç
yaşamını lider sultasından kurtarmalı, genel olarak katılımcılığı özel olarak da
kadınların ve gençlerin siyasete katılımını teşvik edici olmalıdır.
• Yasama ve yürütme, halk iradesini tam olarak yansıtacak tarzda
düzenlenmeli; yasama-yürütme-yargı ayrılığını demokratik bir çerçevede güvence
altına alacak ilkelere sahip olmalıdır.
• Ülkemizin ivedi gereksinimi
olan planlama, sanayileşme, kalkınma, tam istihdam ve refahın sağlanması,
üretimde yerli öz kaynakları temel alan bilim, teknoloji, Ar-Ge, inovasyon,
nitelikli işgücü, mühendislik ve kamusal yatırım politikaları eşliğinde kamunun
görevi olarak tanımlamalı ve bölgesel eşitsizlikleri ortadan kaldırmayı ön
görmelidir.
• Bölüşüm, ücretler ve vergilendirmede sosyal adaleti
sağlayacak temel belirlemeleri içermelidir.
• Sağlık ve eğitimi,
kamusal nitelikli hizmetler olarak tanımlayıp para ve ticaret konusu olmaktan
tamamen arındırmalı; ulaşım, enerji, iletişim, su v.b. hizmetlerini kamusal
sübvansiyon ile en ucuz bedelle topluma sunacak çerçeveyi
belirlemelidir.
• İş yasası, işçi sağlığı ve iş güvenliği gibi temel
yasaların çerçevesini insan ve emek odaklı olarak çizmeli; grev ve toplu
sözleşme haklarını eksiksiz olarak tanıyan, çalışma yaşamını güvenceli çalışma
koşullarına kavuşturan, güvencesiz çalıştırmayı yasaklayıcı çerçeveyi
belirlemelidir.
• Temel demokratik hak ve özgürlükleri eksiksiz
olarak tanımlamalı, bu hakların ihlalini ağır yaptırımlara tabi kılmalıdır.
• Toplumsal cinsiyet eşitsizliklerinin üzerine gidecek, kadın-erkek
eşitliğini eğitim ve istihdamdan toplumsal yaşama dek sağlayacak, pozitif
ayrımcılığı benimseyecek, kadın ve çocuk emeği sömürüsü ile cinsel istismarları
kesin olarak engelleyecek, ev emeğini tanımlayıp değerlendirecek belirlemelere
sahip olmalıdır.
MMO, genel hatları itibarıyla bu temel ilkelere sahip eşitlikçi, özgürlükçü, demokratik bir anayasa gerekliliğine inanmaktadır. Ayrıca TCK ve ilgili diğer bütün ulusal mevzuatın, yukarıdaki temel anayasal çerçeve doğrultusunda değiştirilmesi gerekliliği de söz konusu edilmelidir.
MMO örgütlülüğü, bu çerçevede "başka bir Türkiye mümkündür" demeye devam edecek, bu gerekliliklere teğet bile geçmeyen anayasa değişiklik paketine "Hayır" diyecektir.