Sizin de dikkatinizi çekti mi bilmiyorum. İstanbul 2010'un
henüz ilk ayında kültür alanında hizmet verecek üç yeni binaya kavuştu.
Hatırlatayım hızlıca; 9 Ocak'ta Borusan Müzik Evi kapılarını
açtı. Ardından Vakko'nun Nakkaştepe'deki yeni
'moda merkezi' tanıtıldı. Son olarak ise İstanbul Kültür ve Sanat
Vakfı'nda (İKSV) faaliyetlerin yeni bir mekânda, Deniz
Palas'ta yürütüleceğini öğrendik.
Borusan Müzik Evi'nin GAD yani Gökhan Avcıoğlu Mimarlık
tarafından dış cephesi korunarak tasarlandığını görüyoruz. Geçmişle bugünün,
klasikle modernin birleştirildiğini de... 20. yüzyılın başlarında
Georges Coulouthros tarafından inşa edilen Deniz Palas'ın ise
Doğan Tekeli'nin danışmanlığında, Burhan
Satıcı'nın koordinasyonunda, Süreyya Saruhan'ın
önderliğinde yeni çehresine kavuştuğu açıklandı. Binanın iç mimari tasarımında
Nazlı Gönensay'ın imzası var. Son olarak da Vakko Moda Merkezi
Nakkaştepe'nin New Yorklu Rex firması tarafından inşa
edildiğini okuduk gazetelerde. 24 milyon dolara mal olduğu söylenen binanın,
kütüphane ve restoranlarının da faaliyete girmesiyle birlikte, mart sonu, nisan
başı gibi halka açılması planlanıyor.
Bu yıl sona ermeden bir projenin daha bitmesi, aslında hayat bulması
demeliyim, planlanıyor. O da dünyaca ünlü mimarlarımızdan, Ağa Han Ödüllü,
Han Tümertekin ve ekibi tarafından tasarlanan Garanti
Bankası'nın kültür kurumlarını tek çatı altında toplayacak proje.
Uluslararası binalar
Biz bu binaları henüz ziyaret edip üzerine fikir beyan ederken dünyada neler
oluyor, daha doğrusu nereler konuşuluyor merak ediyor musunuz? Ben ettim ve
hemen sanat ve mimari yazılarını takip ettiğim yazar Tim
McKeough'in bilgisine başvurdum. McKeough beni yanıltmamış,
Vogue için hazırladığı yazısında en önemli projelere
değinmişti. İşte 'görülecekler' listesindeki o üç mimari eser.
Biri Ron Arad imzasını taşıyor. Holon
Belediyesi, Ron Arad Mimarlık'a 2003'te uluslararası arenada sözü
edilecek, İsrail'in tasarımda gelişimini destekleyecek bir proje için teklif
götürüyor. Nihai proje 2005'te kabul görüyor. McKeough, İngiltere'de yaşayan
İsrail doğumlu dünyaca ünlü tasarımcının, Tel Aviv'e arabayla birkaç dakika
uzaklıkta yer alan müzede, kullandığı özel çelik kaplama ile heykelimsi bir
görüntü yakaladığına dikkat çekiyor. Açık alana da yayılan iki ana sergi
bölümünün sekiz dönüm olduğu mekânda, 31 Ocak'ta yani bugün bir açılış töreni
düzenleniyor. Ancak halka açılış, ilk sergiyle mart ayında gerçekleşecek.
İkinci proje ise, 2009'da gerçekleşmesi beklenirken rafa kaldırılan, Kartal
Kentsel Dönüşüm Projesi nedeniyle bizlerin de daha yakından tanıdığı, yine
dünyaca ünlü bir başka mimara, Zaha Hadid'e ait. Maxxi
- 21. Yüzyıl Sanatları Roma Ulusal Müzesi (The National Museum of the XXI
Century Arts in Rome) kapılarını ilk olarak 2009 Kasımı'nda araladı.
Ancak müzenin asıl açılışının ilkbaharda yapılacağı belirtiliyor. Bu binanın
Hadid için önemini ise Guardian gazetesinin sanat eleştirmenlerinden Jonathan
Glancey'den öğreniyorum. Hadid'in sürreal çizimlerini gerçeğe dönüştürmesi tam
10 yılını almış.
Son olarak, mayıs ayında, yine İstanbul ziyaretini anımsayabileceğiniz ünlü
Japon mimar Shigeru Ban ile meslektaşı Jean de
Gastines'ın tasarladığı Paris'in ünlü Pompidou (kültür)
Merkezi'nin Metz'deki şubesinin açılışı gerçekleşecek. Ban'in tasarımı
2003'te rakiplerinin arasından sıyrılarak kabul görmüştü.