Mimarlık ve Sinema Buluşması: Bul-Fiction

Bul-Fiction'ın mimarlarından Bahar Aksel ve Işıl Baysan Serim ile Bul-Fiction atölye çalışmasının nasıl ortaya çıktığını, izlediği süreci ve sonuçlarını konuştuk. Bahar Aksel Bul-Fiction proje fikrinin nasıl oluştuğunu anlatıyor: "Aslında herşeyin başlangıcı 2005 yılında düzenlediğimiz ikinci Design & Cinema: Biçim Filmi İzler konferansı. Konferansta yapılan sunumlardan bir tanesinde Avusturyalı mimar Martin Hablesreiter’e ait “Future Urban Organizm” isimli deneysel kısa filmi izleme fırsatı bulduk. Film, geleceğin dünyasında kent ve insan ilişkisi üzerine eleştirel bir çalışmaydı. Martin’in çalışması ilk etapta Halit Refiğ’in dikkatini çekti. Martin’i İstanbul’a davet edip kendisi ile ortak çalışmalar yapma fikri şekillenmeye başladığında Avusturya Kültür Ofisi ve Avusturya Liseliler Derneği konuyla yakından ilgilenip tüm bu çalışmanın gerçekleşip, bu boyutlara gelmesine destek oldular. Projenin ilk ortaya çıkışından itibaren paylaşımcı ve katılımlı bir süreç olması üzerinde özellikle durduk. Çünkü hepimiz, üniversiteler ve disiplinler arası bir çalışmanın daha verimli ve öğretici olacağına, yaratıcılığı destekleyeceğine inanıyorduk. Ortaya çıkan sonuçlar da yanılmadığımızı gösterdi. Avusturyalı mimarlar Martin Hablesreiter, Sonja Stummerer, Yeditepe Üniversitesinden mimar Işıl Baysan Serim ve Halit Refiğ ile birlikte Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Şehir ve Bölge Planlama Bölümü ve Yeditepe Üniversitesi Mimarlık Bölümü öğrencileri ile İstanbul’un geleceğini tasarlamaya dönük bu çalışmayı gerçekleştirdik. Işıl Baysan ve Bahar Aksel'e göre Bul-Fiction'ın en ilginç noktası katılımcıları...
Işıl Baysan Serim
Işıl Baysan Serim: "Bul-Fiction’da bizim için önemli olan sinema ile ilgili hiçbir deneyimi olmayan ve gerçekten olaya akademik anlamda sinema mimarlık perspektifinden bakmayan, yani inşa edilmemiş bir bakışa sahip olan genç arkadaşlarımızın deneysel çalışmalar yapmasını sağlamaktı. On beş arkadaşımız Yeditepe Üniversitesi’nden on beş arkadaşımız da Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi’nden bizimle çalışmaya geldi. Bahar Aksel: "Günümüz koşullarında mimarlık ve kent planlama kendini farklı medyalar ile ifade etme ihtiyacı içinde.Diğer taraftan yapılan tüm çalışmalar aslında hep geleceğe dönük projeksiyonlar çerçevesinde gerçekleştiriliyor. Çağımızda herşey çok hızlı değişiyor, bu da yaratılacak çözümlerin uzun vadede işlerliğini koruyabilmesi için geleceği iyi görmeyi ve ihtiyaçları belirlemeyi gerektiriyor. Bu anlamda çalışma öğrenciler için hem bir senaryo yazma hem de bunu kullanmaya alışık olmadıkları bir dille anlatma deneyimi oldu." Bul-Fiction Atölye Çalışması Nasıl Başladı ve Neler Üretildi? Işıl Baysan Serim: "İstanbul nedir sorusundan başlayan bir dizi seminerler düzenledik. Ben kendi seminerimde İstanbul’un modernleşme perspektifinin inşa edildiği günden bugüne kadar geldim. Evrensellik fikrinin nasıl küresellik fikrine dönüştüğünü ve bu küresellik fikrinin İstanbul’u nasıl dönüştürdüğü, SWOT analiz yapar gibi göstermeye çalışarak çok çeşitli görsel malzeme eşliğinde bir seminer verdim. İstanbul’un filmlerde nasıl temsil edildiğini Yeşilçam filmlerinden örneklerle gösterdim. Filmin sadece bir temsil malzemesi olmadığı bizim yaşama kültürümüzü dönüştüren ve biçimleyen bir şey olduğundan bahsettim.
Bahar Aksel
Projeye başlarken İstanbul’un içinden çıkmış olsun çeşitli anahtar kelimeler belirledik; para, ulaşım, suç gibi ve arkadaşlarımızdan bu anahtar sözcükler üzerinden düşünmelerini ve o sözcüklerin kendilerine neler çağrıştırdığını düşünmelerini istedik. Konseptimizi de bu bağlamda oluşturduk. Sinema nedir, kamera nasıl kullanılır gibi bir yaklaşımımız olmadı. Arkadaşlarımıza bir sinema filmi yapmayacaklarını, kenti nasıl deneyimlediklerine dair imajlar üretmelerini ve bu imajları nasıl arka arkaya getirebileceklerini düşünmelerini istedik. Sonra onlar topladıkları malzemeleri bizimle paylaştılar. Fikirler soyutlandı ve minimalleşti. Artık çocuklar da fikirlerini o minimallik içinde nasıl soyutlayabileceklerini görmeye başladılar. Örneğin göze görünen bir suç olgusundan gözle görülmeyen bir suç olgusuna doğru nasıl evrildiklerini kendileri de bizzat deneyimlediler. Tarlabaşı’na gidip suç fotoğrafları çeken bir grubumuz vardı mesela. Zaman içerisinde bu Tarlabaşı’ndaki suç olgusu, bir ormanın içine binalar yapılmasına dönüştü. Önce kuşbakışı binaları gösterdiler, sonra mikro bir alanda bir orman içersinde bir kibrit hareketiyle ormanın yok oluşunu ifade ettiler." Bul-Fiction 2007 Gelecek mi? Bahar Aksel:2007 yılı programında ilk etapta Bul-Fiction 2006 atölye çalışmasının sergisini gerçekleştirmek yer alıyor. Üretilen gelecek senaryolarını ve kurguları posterlerle de destekleyecek bir sergi üzerinde çalışıyoruz. Sergiye ek olarak bir de yayın olacak. Yeni bir atölye çalışması yapma fikri her zaman var, ama önce sergiyi gerçekleştirip ilk atölyeyi ve ürünlerini tam olarak sonuçlandırmak, izleyicilerle paylaşmak istiyoruz. Bul-Fiction 2006 üzerine düşeni tam olarak gerçekleştirmeli. Yeni atölye çalışmasını ancak bunun ardından programlayabileceğiz.