“Çatı Evi”, “Duvar-sız Ev” ve “Gökyüzü Evi” gibi çarpıcı projelerin
tasarımcısı, Japonya merkezli mimarlık bürosunun kurucu ortağı, küçük ölçekli
konut projelerinin yanı sıra büyük ölçekli tasarımlarıyla da tanınan Takaharu
Tezuka, İzmir Ticaret Odası ve İzmir Ekonomi Üniversitesi
işbirliğiyle, Kalebodur’un ise sponsorluğunda düzenlenen “Nostaljik
Gelecek” başlıklı konferansı ile Yapı-Endüstri Merkezi’ndeydi.
Japon mimar
sunumunda, teknoloji ile kuşatılmış olan çağımızda tasarımın özünün, genel kanının aksine “teknoloji
ve gelecek”te değil “insan ve bugün”de yattığını vurguladı.
Tezuka
konferansı öncesinde gerçekleştirilen açılış konuşmalarından ilki,
Yapı-Endüstri Merkezi Yönetim Kurulu Başkanı Doğan Hasol tarafından gerçekleştirildi. Bu sene çok daha yoğun bir etkinlik programı
olan YEM’in, katılımcıların ilgi ve destekleri ile yüreklendirildiğini dile
getiren Hasol, konferans sponsoru Kalebodur’un kurucusu olan Bodur ailesini de
andığı konuşmasında Kalebodur’a, Tezuka’ya ve tüm katılımcılara teşekkürlerini
sundu.
İkinci açılış konuşmasını gerçekleştirmek üzere kürsüye gelen
Kalebodur Satış ve Pazarlama Koordinatörü Bahadır Kayan ise sözlerine,
YEM’e ve geçmişten geleceğe öngörülerini paylaşacağını dile getirdiği Tezuka’ya
teşekkür ederek başladı. Kalebodur’un Türkiye’nin ilk seramik yer karosu
üreticisi olduğuna değinen Kayan, firmanın yeni ürünleri ile uluslararası bir
marka haline geldiğini belirtti.
Tezuka konferansı öncesine söz alan üçüncü isim, mimarın
Türkiye’ye davet edilmesine ön ayak olan Mimar Utku Külahçı oldu. Külahçı, Almanya’da tanıştığını belirttiği Japon mimarın
mimarisinden çok insani yanının vurgulanması gerektiğini söyledi. Ofisindeki
çalışanları ile sörf yapan, bisiklet yarışları düzenleyen Tezuka’nın, oğlunun
piyesi için kazandığı ödül dahi vazgeçebilen bir figür olduğuna değinen Külahçı,
mimarın her projesinde de insanı odak noktasına alan tasarımlar yaptığını
belirtti.
Bir Eğitim Aracı Olarak Mimarlık
Takaharu
Tezuka’nın “dünyanın kültür başkenti” olarak tanımladığı İstanbul’a davet
edilmekten onur duyduğunu belirterek başladığı sunumu, mimarın uygulama
süreçlerine odaklandı. Külahçı’nın ipuçlarını verdiği şekilde “Mimarlık insan ve
yaşam stilleri ile ilgilidir” tümcesini vurgulayan Tezuka, özellikle günümüz
mimarlık öğrencilerinin “özel” yapılar tasarlamak peşinde olduklarını dile
getirerek asıl “özel” olanın, olağan ve gündelik mekanların tasarımı olduğunu
söyledi.
“Sevilen bir mimarlığı nasıl yapabilirim?” sorusu
üzerinden şekillendiğini aktardığı kariyerinin önemli projelerini incelikle
anlatan Tezuka, müşteri ilişkilerinin planlama ve malzeme seçimi süreçlerinde ne
denli etkili olabileceğini gösterdi. Konut yapısında ışık, renk ve sınırsız
mekanlara, anaokulu tasarımında “bir eğitim aracı olarak” mimarlığın nasıl
kullanılabileceğine, araştırma merkezinde ise iklimsel ve coğrafi koşullara
odaklanan Japon mimar, mesleğinin insanların hayatlarını değiştirebildiğini,
dahası onlara bir tür “ruhsal danışmanlık” yapabildiğini dile
getirdi.
Yapı ve insanın çevre ile olan ilişkisine de değinen Tezuka,
mimarların çevreleri yaratma ve değiştirme yeteneğine sahip olduklarını, ancak
çevreyi kendi ayaklarımıza getirmeye çalışmaktansa, mevcut çevre koşulları
içerisinde var olabilen mekanları tercih ettiğini belirtti.
Mimarın her
bir projesine dair esprili anekdotlar, konsept üzerine detaylı notlar ve teknik
birikim ile süslediği konferans, tüm katılımcılar tarafından ilgi ile
karşılandı. “Nostaljik Gelecek” konferansı, soru-cevap seansı ile
sonlandı.
Takaharu Tezuka, yarın (13 Ekim 2010 Çarşamba) saat
17.00’de İzmir Ekonomi Üniversitesi’nde
ikinci bir sunum eşliğinde İzmirli mimarlık ilgilileri ile bir
araya gelecek.