Karadeniz kentlerimiz arasında Ordu’nun
yeri başkadır... Kıyı kuşağının doğal ve kültürel yapısını yok eden “Duble Sahil
Yolu” uygulamasına karşı yolun güneye alınmasını sağlayan toplumsal mücadelesi
efsaneviydi... Başta “tiyatro” olmak üzere güzel sanatlar eğitimi ve yöresel
zenginliklerin geliştirilmesinde ödüller alan; geleneksel evlerinin korunup
restore edilmesinde başarılı örnekler yaratılan ve tarihi kiliselerini kültür
merkezi işleviyle yaşatan bu duygulu kent, aynı nedenlerle sevgimizin ve
hayranlığımızın odağı olmuştur.
Ne var ki Ordu’dan gelen haberler, özetlediğim gururlu kimliğine yakışmayan
tartışmalı proje ve uygulamaların kentte gerilim yarattığı yönünde... Kimi
STK’ler, gönüllü kuruluşlar ve çevreciler rahatsız... Mimarlar Odası Ordu Şubesi
Başkanı Mehmet Özçelik’in derlediği “Sorunlar ve
Gelişmeler” konulu rapor ise başta belediye yönetimi olmak üzere
kentten sorumlu herkesin önemle değerlendirmesi gereken uyarıları içeriyor.
Mimarların “kentsel sorumluluk” ve “mimari duyarlılık” içinde vurguladıkları
konuları özetleyerek aktarıyorum:
Kent merkezinde teleferik
Ordu’nun mesire alanı ve doğa cenneti Boztepe ile kent arasında bir teleferik
sistemi kurulması; böylece halkın eşsiz manzarayı seyrederek tepeye ulaşması
herkesin özlemiydi... Ne var ki teleferiğin alt ayağının yer seçiminde, Ordu’nun
“tek yeşil alan”ı olan, içinde Atatürk Parkı’nın da bulunduğu, tarihi Yalı Cami
ve şadırvanıyla bezeli; kentin en eski meydanı seçilince, bu özlem yerini hüzne
bıraktı.
Böylesi bir özensizlik üzerine Koruma Kurulu’na başvuruldu; Kurul yetkinin
belediyede olduğunu belirtti. Yapımına 2010 Mayısı’nda başlanan proje, Kültür ve
Turizm Bakanı Ertuğrul Günay’ın itirazlara hak vermesiyle ekim ayında
durduruldu. Koruma Kurulu da aynı yönde karar alınca, konu belediyenin açtığı
dava nedeniyle mahkemelik durumda...
Kıyıda otel
İmar planında şehir girişindeki kıyı rekreasyon alanı otel arsasına
dönüştürüldü. Bunun için vaktiyle 2 katlı küçük bir turistik tesise olanak
tanınmışken 2005’teki plan değişikliği ile inşaat alanı ve kat sayısı
arttırılmıştı... Bu ayrıcalıklı durum da yatırımcılara yetmemiş olacak ki Ocak
2011’de inşaat hakkı daha da çoğaltılarak yapı yüksekliği 5 kata çıkartıldı.
Mimarlar Odası’nın itirazları ise hem belediye meclisinde, hem de imar
komisyonunda reddedildi.
Bu yağma operasyonu kentsel silueti bozacağından ve kıyı hukukundaki
“toplumsal yararlanma hakkı”na aykırı olduğundan Mimarlar Odası’nca mahkemeye
götürülüyor.
Park alanlarında yapılaşma
Ordu’daki park alanlarında da imar planlarına hüküm konarak yüzde 5
yapılaşmaya olanak sağlanıyor; bunun kaldırılması için yapılan tüm itirazlar ise
geri çevriliyor. İmar yönetmeliğine aykırı olan bu hükümle yeşil alanlarda
restoran, lokanta, büfe vb. yapılaşmaya yeşil ışık yakılıyor.
Karadeniz yaylaları arasında önemli yer tutan Ordu yaylalarındaki düzensiz ve
plansız yapılaşmanın çoğaldığına dikkat çekilen raporda şu bilgiler de
aktarılıyor: “Aybastı ilçesinin menderesleri ve bitki örtüsüyle ünlü Perşembe
Yaylası’ndaki yapılaşma, bölgenin talanı şekline dönüşmüş durumda. Turizm amaçlı
imar planı geçtiğimiz yıl Oda’mızın girişimleriyle iptal edildi. TOKİ’nin
övünerek reklam yaptığı ‘yayla evleri projesi’nden de duyarlı yurttaşların ve
bizlerin mücadeleleri nedeniyle yeterli talebin oluşmaması üzerine
vazgeçildi.”
Tahıl Pazarı’na darbe
Kentlinin geleneksel buluşma yeri olan Tahıl Pazarı geleneksel kimliğiyle
çelişen uygulamaların tahribatı altında. Yıllardır sürdürülen keyfi ve özensiz
müdahalelerin ardından son olarak “balık hali”ne dönüştürüldü. Böylece Tahıl
Pazarı kentlinin yaşam alanı olmaktan uzaklaştı.
Boztepe’de imar tehlikesi
Turistik tesislerle doldurulmaya başlanan bu çok özel yeşil alan, Ordu’nun
seyir terası konumunda… Tepe’nin bütünüyle doğal sit olarak korunması gerekirken
bu karar alınmadığı için, plansız ve rastgele yapılan ve yapılacak tesisler,
alanın kamusal niteliğini yok edecek…
‘Özenti’ palmiyeler
Ordu’da kente duyarlı kesimleri üzen uygulamalardan biri de palmiyeler…
Raporda deniyor ki; “Şehrimizin bitki örtüsüyle hiçbir şekilde alakası olmayan
bu palmiyeler sahile dikildi. Tüm eleştirilere rağmen yerel yönetim bu konuda
ısrarcı… Kentimizi kimliksizleştirmekte ve adeta yöreye yabancı yeni bir kimlik
yüklemeye çalışılmaktadır.”
Ordu’yu yönetenlerden, bu haklı ve “kentsever” uyarılara değer vermelerini;
duyarlı kişi ve kuruluşlarla kavga değil, uzlaşmayı yeğlemelerini
bekliyoruz.