Mimarlar Odası Samsun Şube Başkanı Selami Özçelik, TBMM'ye
sunulan "Tabiatı ve Biyolojik Çeşitliği Koruma Kanunu Yasa
Tasarısı"nın sit alanlarını ve koruma alanlarını imara açabilen bir
yasa tasarısı olduğuna dikkat çekerek çeşitli uyarılarda buldundu.
Bugün kentlerde ve büyük şehirlerde bulunan doğal ve kültürel değerlerin
ranta dayalı yağma sistemi içerisinde yok olmaya mahkum bırakıldığını belirten
Selami Özçelik, böyle bir ortamda mimarların da mesleklerini icra edemez duruma
getirildiğini söyledi. Özçelik, aynı anlayış doğrultusunda akarsular, nehirler,
göller, kıyılar, vadiler, tarım ve orman alanları, hidroelektrik, termik ve
nükleer santral yatırımları ile yok oluşa sürüklenmekte olduğuna dikkat çekti.
Selami Özçelik yaptığı açıklamasında şunları söyledi:
“Günümüzde çevre ve kent değerlerinin yok olma sürecinde yeni ve her bakımdan
tüm toplumsal yaşamı tehdit eden bir boyut söz konusudur. 1980 darbesi sonrası
izlenmeye başlanan neo-liberal politikalar eşliğinde kamu idarelerinin
sermayenin çıkarları doğrultusunda yeniden yapılandırıldığı süreçte 'kentsel
yağma' niteliğindeki karar ve uygulamalar giderek hem nicel hem de nitel olarak
artmıştır. 12 Eylül 2010 referandumu ile 'neo liberal yeniden yapılandırma
operasyonu' hukuk sürecine de aktarılmış bulunmaktadır. Büyük bir hızla
getirilen yasa ve kararlar ile; bugüne dek anayasanın ilgili maddeleri ve mevcut
yasalarımıza dayanılarak koruyabildiğimiz doğal, kültürel tarihi ve kentsel
değerlerimiz küresel destekli rant sermayesi için hiçbir yasal engel olmadan
talan alanlarına dönüştürülmektedir. Bunun en son örneği on binlerce hektar
doğal sit alanımızı kapsayan 'Tabiatı ve Biyolojik Çeşitliği Koruma Kanunu' adı
altında tezgaha sürülen yasa tasarısıdır. Söz konusu tasarı yasalaştığı
takdirde, Munzur Vadisi, İkizdere Vadileri, milli parklarımız, kıyılarımız ve
ormanlarımız gibi koruma ve sit kararı getirilmiş bütün doğal sit alanlarımızla
birlikte kentlerimizin sınırları içindeki kıyı ve karma sit alanının koruma
statüleri değiştirilecek ve küresel sermayenin yağma alanlarına
dönüştürülecektir. Bu nedenle yasa tasarısının TBMM gündeminden geri çekilmesi
için kamuoyunu duyarlı olmaya çağırıyoruz.”